Translation of "Kış" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Kış" in a sentence and their spanish translations:

- Kış yaklaşıyor.
- Kış geliyor.

- El invierno se acerca.
- Está llegando el invierno.

Kış yaklaşıyor.

El invierno se acerca.

Kış bitti.

El invierno se ha ido.

Kış geliyor.

El invierno se acerca.

Bu kış ılık.

Este invierno es cálido.

Kış sert olacak.

El invierno será arduo.

Kış yakında geliyor.

- Ya llega el invierno.
- El invierno se acerca.

Kış gündönümünü kutlayacağız.

Tendremos que celebrar el solsticio de invierno.

Geçen kış Boston'daydık.

Estuvimos en Boston el invierno pasado.

Kış gündönümü geliyor.

Llega el solsticio de invierno.

- Kış yaklaştıkça günler kısalıyor.
- Kış yaklaştıkça günler gitgide kısalıyor.

A medida que se acerca el invierno, los dias se hacen más y más cortos

- Biz ılıman bir kış geçiriyoruz.
- Hafif bir kış yaşıyoruz.
- Bu yıl yumuşak bir kış geçirdik.

Estamos teniendo un invierno suave.

Kış gitti. İlkbahar geldi.

El invierno se marcha y llega la primavera.

Ayılar kış uykusuna yatar.

Los osos hibernan durante el invierno.

Kış, en sevdiğim mevsimdir.

El invierno es mi estación favorita.

Kuzeyde kış soğuk geçer.

El invierno es frío en el norte.

Önümüzdeki kış sert olacaktır.

El próximo invierno será duro.

Bu kış çok soğuk.

Hace mucho frío este invierno.

Kış benim gözde mevsimimdir.

El invierno es mi estación favorita.

Biz geçen kış Londra'daydık.

Estuvimos en Londres el invierno pasado.

Her kış dudaklarım çatlar.

Todos los inviernos se me parten los labios.

Kış çok soğuk oldu.

Fue un invierno muy frío.

Sonbahardan sonra kış gelir.

Después del otoño viene el invierno.

Bu her kış oluyordu.

Esto ocurría cada invierno.

Kış tatillerini beğendin mi?

¿Disfrutaste tus vacaciones de invierno?

Favori kış etkinliğin nedir?

¿Cuál es tu actividad de invierno preferida?

Favori kış yiyeceğin nedir?

¿Cuál es tu comida invernal preferida?

Favori kış sporun nedir?

¿Cuál es tu deporte de invierno preferido?

Kış tatilini nasıl geçirdin?

¿Cómo pasaste tus vacaciones de invierno?

Bu kış soğuk değildi.

Este invierno no ha sido frío.

- Soğuk kış günlerinden nefret ederim.
- Soğuk kış günlerinden nefret ediyorum.

Odio los días fríos de invierno.

- Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.
- Kış soğuktur ama hoşuma gidiyor.

El invierno es frío, pero me gusta.

Kış sertleştikçe geceler iyice uzar.

El invierno se intensifica y las noches son más largas.

Kış boyunca, stokladıkları balla beslenebilirler.

Se alimentan, durante el invierno, de la miel almacenada.

Kış, işin zor kısmını halletmiştir.

El invierno se encargó del trabajo duro.

Yani günlük kış uykusuna yatıyor

entonces hiberna diariamente

Geçen kış çok kar vardı.

Hubo mucha nieve el invierno anterior.

Kış boyunca kayak yapmaya gitti.

Fue a esquiar durante el invierno.

Bu kış sıcaklık ortalamanın üzerinde.

Este invierno, la temperatura es más alta que el promedio.

- Kış mevsimini severim.
- Kışı severim.

Me gusta el invierno.

Bu kış İspanya'ya gitmekten bahsediyor.

Está hablando de ir a España este invierno.

Geçen kış çok kar yağdı.

El invierno pasado nevó mucho.

Siyah ceketler bu kış moda.

Los abrigos negros están de moda este invierno.

Geçen kış, Kanada'ya kayağa gittim.

El invierno pasado fui a esquiar a Canadá.

Kış boyunca güneyde kar yağar.

En el sur nieva durante el invierno.

O kış çok yağmur yağdı.

Llovió mucho aquel invierno.

O kış hava çok soğuktu.

Aquel invierno hizo mucho frío.

Bu kış çok kar aldık.

Este invierno nevó mucho.

Çok sert bir kış yaşadık.

Hemos tenido un invierno muy crudo.

Biz kış aylarında yünlü giyeriz.

Vestimos con lana en el invierno.

Tom kış boyunca kilo aldı.

Tom subió de peso en el invierno.

Hiçbir kış sonsuza kadar sürmez.

Ningún invierno dura para siempre.

Kış, Şili'nin güneyindeki Patagonya'nın dağlarına ulaştı.

El invierno llegó a las montañas de la Patagonia al sur de Chile.

New York'ta kış çok soğuk olabilir.

- El invierno puede ser muy frío en Nueva York.
- El invierno en Nueva York puede ser muy frío.

Bu kış çok az kar olacak.

Tendremos poca nieve este invierno.

Burada mevsim kış ve hava soğuyor.

El invierno está aquí, y el clima se está poniendo helado.

Birçok ağaçlar kış mevsiminde yapraklarını kaybederler.

Muchos árboles pierden las hojas en invierno.

Kış ayları aralık, ocak ve şubattır.

Los meses de invierno son diciembre, enero, y febrero.

Bu kış birçok yağmurlu fırtına yaşadık.

Este invierno tuvimos muchos temporales.

Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.

Me gustaría volver aquí el próximo invierno.

Kış ve Yaz arasında İlkbahar gelir.

La primavera está entre el invierno y el verano.

Bu sessiz bir kış akşamı oldu.

Era una tranquila tarde invernal.

Bu kış çok az kar vardı.

Este invierno ha nevado poco.

Her Kış Nozawa'ya kayak yapmaya giderler.

Van a esquiar a Nozawa todos los inviernos.

Bu kış muhtemelen fazla karımız olmayacak.

Probablemente no nevará mucho este invierno.

Biz özellikle sert bir kış geçirdik.

Tuvimos un invierno especialmente duro.

Tom önümüzdeki kış Boston'a gitmeyi düşünüyor.

Tomás está pensando en ir a Boston el próximo invierno.

Geçen kış Zao'ya kayak yapmaya gittim.

Fui a Zao a esquiar el invierno pasado.

Ailem her kış kayak yapmaya gider.

Mi familia va a esquiar cada invierno.

Kış sonuydu ve hava çok soğuktu.

Era el término del invierno, y el clima estaba muy helado.

Kış hakkındaki en kötü şey kardır.

Lo peor del invierno es la nieve.

Kış boyunca iki battaniye ile uyurum.

Durante el invierno duermo con dos frazadas.

Tom görünüşe göre geçen kış Boston'daydı.

Aparentemente, Tom estaba en Boston el invierno pasado.

Bu da kış boyunca onları idare eder.

y esto les dará sustento en el invierno.

Bazısı kış uykusuna yatarak asgari enerji harcıyor.

Algunos hibernan, sus cuerpos consumen mínima energía.

Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.

En la naturaleza, la comida es más escasa al acercarse el invierno.

Memeli olmasına rağmen kış uykusuna yatarlar mesela.

Aunque son mamíferos, hibernan, por ejemplo.

Kış bir yıl içindeki en soğuk mevsimdir.

El invierno es la estación más fría del año.

Ada kış boyunca buzla ve karla kaplıdır.

- En invierno la isla está cubierta de hielo y nieve.
- En invierno la isla queda cubierta de hielo y nieve.

Sonbaharda bazı hayvanlar kış için yiyecek biriktirirler.

En el otoño, algunos animales guardan comida para el invierno.

Bu kış ilk defa kayak yapmaya gittim.

Este invierno fui a esquiar por vez primera.

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

El invierno pasado fui a esquiar a Canadá.

Bu kış öncekinden daha az kar var.

Este invierno ha nevado menos que el pasado.

Kış mevsimini Yaz mevsiminden daha çok seviyorum.

Me gusta más el invierno que el verano.

Tom bu kış Boston'a gitmeyi planladığını söylüyor.

- Tomás dice que tiene planes de ir a Boston este invierno.
- Tomás dice que está pensando en ir a Boston este invierno.

Bu kış umduğumuzdan daha az kar aldık.

Este invierno hemos tenido menos nieve de lo que esperábamos.

Bu kış ülkeni ziyaret etmeye can atıyorum.

Espero con ganas a visitar tu país este invierno.

Geçen kış çok sayıda kar fırtınası vardı.

Hubo muchas tormentas de nieve el último invierno.

Bu kış normalden daha çok kar yağdı.

Este invierno hemos tenido más nieve que lo usual.

Uzun kış gecesinde aile kurmak için mükemmel yer.

El lugar perfecto para tener una nueva familia durante la larga noche de invierno.