Translation of "Gitmiş" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Gitmiş" in a sentence and their spanish translations:

Bazılarının şansı yaver gitmiş.

Algunos tenían suerte.

O, okula gitmiş olamaz.

Él no puede haber ido a la escuela.

Tom uzağa gitmiş olamaz.

- Tom no puede estar lejos aún.
- Tom no puede haber ido lejos.

Bir şey yanlış gitmiş olmalı.

Algo debe haber salido mal.

Horoz ötmeden önce gitmiş olacağım.

Me habré ido antes de que el gallo cante.

Ahı gitmiş vahı kalmış vasıfsız öğretmenler

maestros no calificados que han salido mal

Sen gelmeden önce o gitmiş olacak.

Ella se habrá ido antes de que tú regreses.

İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum.

Llegando a la estación, encontré a mi tren que se había marchado.

Arabası burada değil; öyleyse gitmiş olmalı.

Su auto no está acá, así que se debe haber ido.

Dün gece tiyatroya gitmiş olmayı diliyor.

Él desearía haber ido al teatro anoche.

Bugün pazar. O, okula gitmiş olamaz.

Es domingo. No puede haber ido a la escuela.

Sen dönünceye kadar o gitmiş olacak.

Para cuando vuelvas, ella ya se habrá ido.

Muhtemelen çoktan eve gitmiş olduğunu düşünmüştüm.

Yo creía que usted, probablemente, ya se había ido a casa.

Elbise onun kırmızı saçlarına güzel gitmiş.

Ese vestido combina con su cabello pelirrojo.

- Ayrılmış olmalı.
- O, ayrılmış olmalı.
- Gitmiş olmalı.

Él se debe haber ido.

Sen geri dönünceye kadar ben gitmiş olacağım.

Para cuando vuelvas, yo me habré ido.

Çantası burada, demek ki okula gitmiş olamaz.

Su bolsa está aquí, así que no puede haberse ido a la escuela aún.

Tom'un çoktan gitmiş olup olmadığını merak ediyorum.

- Me pregunto si Tom ya se ha ido.
- ¿Tom se habrá marchado ya?

Burdan çıkmış efendim sürekli batıya gitmiş dönmüş gelmiş

Fuera de aquí, señor, fue al oeste todo el tiempo, volvió

O Fransa'yı tekrar ziyaret ederse, oraya üç kez gitmiş olacak.

Si ella vuelve a visitar Francia, habrá estado allí tres veces.

- Tom'un gitiğini sanmıştım.
- Tom'un ayrıldığını düşünüyordum.
- Tom'un gitmiş olduğunu zannetmiştim.

Pensé que Tom se había ido.

- Herhangi bir şey söylemeden gitti.
- Hiç haber vermeden çıkıp gitmiş.

Se fue sin decir nada.

- Tom bunu beğendi.
- Tom bunu sevdi.
- Bu Tom'un hoşuna gitmiş.

A Tom le gustó esto.

- Tom balık tutmaya nereye gitmiş?
- Tom balık tutmak için nereye gitti?

¿Adónde se fue Tom a pescar?

- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Babanın nereye gitmiş olduğunu biliyor musun?
- Baban nereye gitti, biliyor musun?

¿Sabes a dónde se ha ido tu padre?