Translation of "Zorundaydık" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Zorundaydık" in a sentence and their portuguese translations:

Biz ayrılmak zorundaydık.

- Nós tivemos de sair.
- Nós tivemos que ir embora.

Planımızdan vazgeçmek zorundaydık.

Tivemos que abandonar nosso plano.

Korktuğumuzda sert görümek zorundaydık,

Tinha que ser dura, quando me sentia cheia de medo

Biz planımızdan vazgeçmek zorundaydık.

Tivemos que abandonar nosso plano.

Hızla tepki göstermek zorundaydık.

- Precisamos agir rapidamente.
- Tivemos de agir rapidamente.

Tom'a yardım etmek zorundaydık.

Tivemos de ajudar Tom.

Biz Tom'la konuşmak zorundaydık.

- Nós tivemos que falar com o Tom.
- Tivemos que falar com o Tom.
- Nós tivemos de falar com o Tom.
- Tivemos de falar com o Tom.

Bir yerden başlamak zorundaydık.

Nós tivemos que começar em algum lugar.

Hep mücadele etmek zorundaydık.

- Nós sempre tivemos que trabalhar duro.
- Sempre tivemos que trabalhar duro.
- Nós sempre tivemos de trabalhar duro.

Kapıyı açmak için kırmak zorundaydık.

Tivemos de quebrar a porta.

Kafamız cidden karışıkken, özgüven rolü yapmak zorundaydık.

e tinha que me mostrar confiante quando me sentia confusa.

Hemen geri gelmek zorundaydık çünkü okul başlamak üzereydi.

Nós tivemos de voltar logo porque a aula estava prestes a começar.

Toplam gizliliği kabul etmek ve bir gizlilik sözleşmesi imzalamak zorundaydık.

Tivemos que concordar com a total confidencialidade e assinar um contrato de não divulgação.

Bol bol düşünmek ve yeniden düşünmek zorundaydık. Yalnızlık içinde geçirdiğimiz o yıllara çok şey borçluyuz.

tínhamos de pensar e repensar muito. Devemos muito àqueles anos de solidão.