Translation of "Mücadele" in English

Mücadele etme.

Don't struggle.

Ve mücadele ettik.

and it was a struggle.

Mücadele imkânı istiyorlar.

to build a better world.

Ciddiyetle mücadele etmeliyiz

we have to deal with seriousness

Mücadele devam ediyor!

The fight continues!

Tom mücadele etmedi.

- Tom did not struggle.
- Tom didn't struggle.

Onlar mücadele etti.

They struggled.

Mücadele etmeden vazgeçemem.

I can't give up without a fight.

Tom'la mücadele etmelisin.

We should be fighting with Tom.

Mücadele etmekten korkmazlar.

They are not afraid of challenges.

Mücadele etmekten korkarlar.

They're afraid of challenges.

Mücadele hoşuma gidiyor.

I happen to like a challenge.

Tom mücadele etti.

Tom put up a fight.

Mücadele şimdi başlıyor.

The fight begins now.

Bu son mücadele.

This is the last challenge.

Neden mücadele ediyorsun?

What are you fighting for?

Biz mücadele edeceğiz.

- We'll fight.
- We will fight.

Kim mücadele edecek?

Who'll fight?

Tom mücadele edecek.

Tom will fight.

Ben mücadele ediyorum.

I'm fighting.

Biz mücadele ediyoruz.

We're fighting.

Tom mücadele ediyor.

Tom is fighting.

Bununla mücadele edemem.

I can't fight this.

Yoksullukla mücadele etmek.

to make an impact on extreme poverty.

Biz mücadele ediyorduk.

We were struggling.

Yaşamak mücadele etmektir.

To live is to fight.

Mücadele etmeden bırakmayacağız.

We won't give up without a fight.

Mücadele devam ediyor.

The fight continues.

- Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz.
- Sonuna kadar mücadele edeceğiz.

- We will fight to the last.
- We'll fight to the last.

Ilk izleniminizle mücadele edin.

fight the first impression.

Bizler için mücadele ediyor

Fighting for us

Birçok zorluklarla mücadele edecek.

You will be up against many difficulties.

O çaresizce mücadele ediyor.

She is struggling helplessly.

Tom bir mücadele içindeydi.

Tom was in a fight.

Artık mücadele etmek istemiyordu.

She didn't want to fight no more.

Bütün kalbimle mücadele ettim.

I have fought with my whole heart.

Onlar ateşle mücadele etti.

They fought the fire.

Diktatöre karşı mücadele ettiler.

They struggled against the dictator.

Mary, arkadaşıyla mücadele ediyor.

Mary is fighting her friend.

Kavga ve aşırı mücadele!

- Fight – you'll overcome!
- Fight and you are sure to win!

Balık çok mücadele etti.

The fish fought hard.

Hâlâ mücadele etmek istiyorum.

I still want to fight.

Biz bununla mücadele edemeyiz.

We can't fight this.

Mücadele etme nedenim bu.

That's what I'm fighting for.

Tom'un mücadele etmeyeceğini umuyorum.

I hope Tom doesn't put up a fight.

Tom mücadele etmiş olmalı.

- Tom must've put up a fight.
- Tom must have put up a fight.

Bu nedenle mücadele etmeliyiz.

That's why we must fight.

Uykuya karşı mücadele ettim.

I fought against sleep.

Demokrasimiz için mücadele etmeliyiz.

We must fight for our democracy.

Sonuna kadar mücadele edelim.

Let's fight to the last.

Tom mücadele etmek istedi.

Tom wanted to fight.

Tom mücadele etmeyi planlıyor.

Tom plans to fight.

Annesiyle mücadele etmeye çalışıyordu.

She was trying to fight her mother.

Eğlenceli bir mücadele olacak.

It'll be a fun challenge.

Ben hastalıkla mücadele edeceğim.

I will battle with illness.

Senin mücadele ettiğini biliyorum.

I know you are struggling.

Adalet için mücadele ediyorum.

I fight in the cause of justice.

Tom böyle mücadele etmez.

Tom doesn't struggle like this.

Zor bir mücadele bekliyorum.

I expect a tough fight.

Hayatımız için mücadele ediyoruz.

We're fighting for our lives.

Tom onunla mücadele edecek.

Tom will fight it.

Tom mücadele etti mi?

Did Tom fight?

Tom mücadele etmeyi durdurdu.

Tom stopped struggling.

Tom çılgınca mücadele etti.

Tom struggled frantically.

Tom başarısızca mücadele etti.

Tom struggled unsuccessfully.

Tom şiddetle mücadele ediyor.

Tom is fighting mad.

Geri mücadele etmek zorundayız.

We have to fight back.

Halkım için mücadele edeceğim.

I will fight for my people.

Doktor hastalıkla mücadele ediyor.

The doctor is fighting against the disease.

Mücadele olmadan ondan vazgeçemez.

He would not give it up without a struggle.

Burada durup mücadele et!

Stand here and fight!

Orta sınıf mücadele ediyor.

The middle class is struggling.

Neyle mücadele ettiğimizi biliyoruz.

We know what we're up against.

Neyle mücadele ettiğimizi biliyorduk.

We knew what we were up against.

Son zamanlarda mücadele ediyoruz.

We've been struggling lately.

Mücadele etmek zorunda değilsin.

You don't have to struggle.

Her gün mücadele ediyoruz.

We're struggling every day.

Küçük bankalar mücadele ediyorlar.

Small banks are struggling.

Hep mücadele etmek zorundaydık.

We always had to struggle.

Leyla artık mücadele edemedi.

Layla couldn't fight anymore.

Tom kavramla mücadele ediyor.

Tom is struggling with the concept.

Mücadele etmeyse, çok fazla değil.

fighting, not as much.

Mücadele mi edelim, yüzelim mi?

Fight, or float?

Bana kalırsa bizim yapmadığımız mücadele

I think that the cultural battle

Mülteciler açlığa karşı mücadele ettiler.

The refugees struggled against hunger.

Onlar özgürlük için mücadele veriyorlar.

They are struggling for freedom.

Tüm gücün ile mücadele et.

Fight with all your might.

İnsanlar yoksulluğa karşı mücadele etti.

People struggled against poverty.

Babam soyguncu ile mücadele etti.

My father struggled with the robber.

O, sonuna kadar mücadele etti.

He fought until the end.

Tom mücadele etmek için hazırdır.

Tom is ready to fight.