Translation of "Mücadele" in Polish

0.005 sec.

Examples of using "Mücadele" in a sentence and their polish translations:

Onlar mücadele etti.

Walczyli.

Tom mücadele etti.

Tom walczył.

Mücadele mi edelim, yüzelim mi?

Walka czy kamizelka?

Bana kalırsa bizim yapmadığımız mücadele

Myślę, że na froncie kultury

Irk ayrımcılığına karşı mücadele etti.

On walczył z rasową dyskryminacją.

Bu nedenle mücadele etmek zorundayız.

Dlatego musimy walczyć.

Bu girişmeyeceğim bir mücadele. Aşağı ineceğiz.

Tej walki nie chcę stoczyć. Schodzimy.

Bu mücadele ve uzman desteği kombinasyonunu

Zastosujmy połączenie wysiłku i wsparcia specjalisty

Artık birçok insan alerjilerle mücadele ediyor.

Mnóstwo ludzi cierpi teraz na różne alergie.

Sağ kalmak için, yaşamak için mücadele ediyoruz.

By przetrwać, musimy walczyć.

Ikisini de senin uğruna mücadele etmeye adardım

poświęciłbym je oba na walkę o wasze sprawy.

Iklim değişimiyle mücadele etmek, Atlantik'i geçmeye hazır.

jest gotowa przepłynąć Atlantyk z misją walki ze zmianami klimatu.

O ülkedeki kadınlar özgürlükleri için mücadele ediyorlar.

Kobiety walczą w tym kraju o wolność.

Tom yangınla mücadele etmek için yardım etti.

Tom pomógł w walce z pożarem.

Bu macerayı tamamlamak için bir sürü mücadele yaşamalıyız.

W tej przygodzie jest wiele wyzwań do pokonania.

Zaman, gelgit ve cehennemden gelen kökler ile mücadele ediyorum.

To walka z czasem, przypływem i korzeniami z piekła rodem.

Bu durumdayken yapılacak ilk şey, panik hissiyle mücadele etmektir.

Pierwsze, co trzeba zrobić w tej sytuacji, to pokonać panikę.

Yani mücadele ve kendini adama devam ediyor demek istedi.

Chciał przez to powiedzieć, że walka trwa, służba krajowi się nie skończyła.

Ve Amerikalıların %47'si mutlu kalabilmek için mücadele ediyor.

a 47% ma trudność z poczuciem szczęścia.

Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz.

Możemy powiedzieć, że Japonia stoczyła walkę z głodem w czasie wojny.

Açık düzlüklerde her gece farklı bir mücadele verilir. Afrika Savanı kararıyor.

Na odkrytych równinach każda noc przynosi inne wyzwanie. Na afrykańskiej sawannie zapada zmrok.

Önemli olan gündelik hayatta migrenin tetiklenmesini önlemek; başladıktan sonra onunla mücadele etmek değil.

Ważne jest, aby zapobiegać migrenom na co dzień, a nie radzić sobie z nimi, kiedy wystąpią.

Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim.

Teraz zajadle walczą, ale zapewniam cię, że niedługo zakopią topór wojenny.