Translation of "Mücadele" in Finnish

0.011 sec.

Examples of using "Mücadele" in a sentence and their finnish translations:

Mücadele etme.

Älä pane vastaan.

Onlar mücadele etti.

He taistelivat.

Biz mücadele ediyoruz.

Tappelemme.

Balık çok mücadele etti.

Kala tappeli kovasti vastaan.

Demokrasimiz için mücadele etmeliyiz.

- Meidän on taisteltava demokratiamme puolesta.
- Meidän on taisteltava meidän demokratiamme puolesta.

Mücadele mi edelim, yüzelim mi?

Taistella vai kellua?

Bana kalırsa bizim yapmadığımız mücadele

Emme käyneet -

Mülteciler açlığa karşı mücadele ettiler.

Pakolaiset taistelivat nälkää vastaan.

Onlar özgürlük için mücadele veriyorlar.

- He ponnistelevat vapauden puolesta.
- He taistelevat vapauden puolesta.

Tom mücadele etmek için hazırdır.

Tom on valmis taisteluun.

Bugün uluslararası yolsuzlukla mücadele günüdür.

Tänään vietetään kansainvälistä korruption vastaista päivää.

Bu girişmeyeceğim bir mücadele. Aşağı ineceğiz.

En taistele sen kanssa. Laskeudumme alas.

Fikir adamları eski doktrinlerle mücadele ediyorlar.

Tieteilijät haastoivat vanhoja oppilauseita.

Bu mücadele ve uzman desteği kombinasyonunu

Rakennetaan yrittämisen ja asiantuntija-avun yhdistelmä

Kıbrıs iflası önlemek için mücadele ediyor.

Kypros yrittää pelastautua konkurssin partaalta.

Artık birçok insan alerjilerle mücadele ediyor.

Viime aikoina monet ihmiset ovat alkaneet kärsiä allergioista.

Sağ kalmak için, yaşamak için mücadele ediyoruz.

Selvitäksemme meidän on taisteltava.

Ikisini de senin uğruna mücadele etmeye adardım

omistaisin molemmat sotienne taisteluun.

Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.

Leijona yritti kaikin voimin päästä ulos häkistään.

Japonya durgunluktan kurtulmak için hala mücadele veriyor.

Japani kamppailee yhä taantumasta ulos.

Bu macerayı tamamlamak için bir sürü mücadele yaşamalıyız.

Seikkailussamme on paljon haasteita.

Hükümet enflasyonla mücadele etmek için güçlü önlemleri benimsedi.

Hallitus otti käyttöön kovat keinot inflaation taltuttamiseksi.

Japon ve Amerikan güçleri hâlâ acımasızca mücadele ediyorlardı.

Japanin ja Amerikan sotavoimat taistelivat vielä katkerasti.

Zaman, gelgit ve cehennemden gelen kökler ile mücadele ediyorum.

Taistelen aikaa, vuorovettä ja pirullisia juuria vastaan.

Bu durumdayken yapılacak ilk şey, panik hissiyle mücadele etmektir.

Tärkeintä tässä tilanteessa on kamppailla paniikkia vastaan.

Yani mücadele ve kendini adama devam ediyor demek istedi.

Se tarkoitti, että taistelu jatkuu. Sitoumus jatkuu.

Açık düzlüklerde her gece farklı bir mücadele verilir. Afrika Savanı kararıyor.

Aukeilla tasangoilla joka yö tuo erilaisen haasteen. Afrikan savanni pimenee.

Doktorların yapması gereken şey hayatları kurtarmak ve ölüme karşı mücadele etmek.

Lääkäreiden tulisi pelastaa ihmishenkiä ja taistella kuolemaa vastaan.