Translation of "Mücadele" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Mücadele" in a sentence and their arabic translations:

Ve mücadele ettik.

وكان كفاحًا،

Mücadele imkânı istiyorlar.

لبناء عالم أفضل.

Ciddiyetle mücadele etmeliyiz

علينا أن نتعامل مع الجدية

Ilk izleniminizle mücadele edin.

محاربة الانطباع الأول.

Bizler için mücadele ediyor

القتال من أجلنا

Birçok zorluklarla mücadele edecek.

ستواجهك كثير من الصعوبات.

Mücadele etmeyse, çok fazla değil.

القتال، ليس كثيرًا

Mücadele mi edelim, yüzelim mi?

‫نقاتل أن نطفو؟‬

Bana kalırsa bizim yapmadığımız mücadele

أعتقد أنّ معركة الثقافة

Onlar özgürlük için mücadele veriyorlar.

إنهم يكافحون من أجل الحرية.

Kadınların ezilmesine karşı mücadele etmeliyiz.

علينا الكفاح ضد اضطهاد المرأة.

Sami suçluluk duygularıyla mücadele etti.

كان سامي يصارع مشاعر الذّنب.

Bu kronik hastalıkla mücadele eden kişileri,

وعندما ندرك

Zorlu bir boşanma süreciyle mücadele ettiyseniz

إذا مررتم يومًا بطلاق موجع،

Bu girişmeyeceğim bir mücadele. Aşağı ineceğiz.

‫لن أخوض هذه المعركة.‬ ‫سأهبط.‬

Fikir adamları eski doktrinlerle mücadele ediyorlar.

كان الرجال المبدعون يواجهون بعض التحديات العقائديّة القديمة.

Bu mücadele ve uzman desteği kombinasyonunu

دعونا نبني هذه المجموعة التي تضم النضال ودعم الخبراء

Bu mücadele sonunda ise işçiler kazandı

في نهاية هذا الصراع ، فاز العمال

Hangi biri için mücadele ettiniz ki?

من الذي قاتلت من أجله؟

Ve başarabilmek için ise mücadele veriyor

ويكافح من أجل النجاح

Oğlan ciddi bir hastalıkla mücadele etti.

كان ذلك الفتى يصارع مرضا خطيرا.

Depresyonla mücadele eden diğer insanlara ulaşmak istiyordum.

كنت أريد التوصل مع أشخاص آخرين يكافحون الاكتئاب.

şu anda depresyonla mücadele eden kişiler var.

أو هو الان ما زال يكافح مع الاكتئاب.

şimdiye kadar düşünmedikleri bir güçle mücadele etmezsek

أنه مالم يبدؤوا بالمحاربة، أقوى مما يتخيلون أنه ممكن،

Sağ kalmak için, yaşamak için mücadele ediyoruz.

للصمود، نناضل للحياة.

Ikisini de senin uğruna mücadele etmeye adardım

لكرّست كلّ واحدة منهما لخوض معارككم.

Benim için hayatın anlamı devamlı mücadele etmekti,

وكان هدف حياتي هو المنافسة مرة أخرى،

Hayatları pahasına yangınla mücadele etmeye devam ettiler.

استمروا بمكافحة الحريق على حساب حياتهم.

Iklim değişimiyle mücadele etmek, Atlantik'i geçmeye hazır.

مستعدة لعبور المحيط الأطلسي في مهمة لمكافحة تغير المناخ.

Hastalıklarla mücadele eden insanlar çoğu zaman bu hastalıklara

غالبًا قد أصيبوا بهذه الأمراض إلى حدٍ كبير

Bu macerayı tamamlamak için bir sürü mücadele yaşamalıyız.

‫أمامنا الكثير من التحديات‬ ‫لنتغلب عليها في هذه المغامرة،‬

Büyümeleri ve gelişmeleri için bir mücadele şansı verelim.

فرصة ليكافحوا وينمو

O zaman biz bu virüsle nasıl mücadele edeceğiz

فكيف نحارب هذا الفيروس؟

20 millik elektrik kablolarındaki kısa devrelerle mücadele ettiler .

ملأت المركبة الفضائية.

Lambalarla değiştirilmesi dayanıklı oldukları için küresel ısınmayla mücadele

تكييف الهواء كما يعد استبدال مصابيح الاضاءة العادية بمصابيح

Sami, Leyla'nın ölümünü kabul etmek için mücadele etti.

كان تقبّل وفاة ليلى صعبا على سامي

Opiyat bağımlılığı ile mücadele eden kadınlar için bir ev.

منزل للنساء اللواتي يكافحن إدمان المواد الأفيونية.

Zaman, gelgit ve cehennemden gelen kökler ile mücadele ediyorum.

‫أحارب الوقت،‬ ‫والمد والجذور الجهنمية.‬

Bu durumdayken yapılacak ilk şey, panik hissiyle mücadele etmektir.

‫أول شيء يجب عليك عمله في هذا الموقف‬ ‫هو مقاومة ذلك الميل للشعور بالفزع.‬

Büyük bir mücadele içerisinde, şehirler buraların etrafına inşa ediliyor,

هذه الملاعب الضخمة بموارد هائلة،

Yani mücadele ve kendini adama devam ediyor demek istedi.

قصد بذلك أنّ النضال يستمرّ، والالتزام يستمرّ.

Mücadele etmeye değer bir şeyim olduğu için pes etmeyeceğim.

لن أستسلم لأني لدي شيء يستحق أن أكافح من أجله.

O eserlerin Türkiye'ye getirilmesinde büyük mücadele veren Uşak Müze Müdürü

يعطي نضالا كبيرا في الأعمال التي جلبت إلى تركيا مدير متحف Usak

Ayrıca bizim devletimiz koronayla aylarca mücadele edebilecek kadar güçlü değil

بالإضافة إلى ذلك ، فإن دولتنا ليست قوية بما يكفي للنضال مع الهالة لأشهر.

Çin bu virüsle mücadele edebilmek için bir hastane yapacağım diyor

تقول الصين إنني سأبني مستشفى لمكافحة هذا الفيروس

Oh pekala, işte böyle gidiyor, sadece onunla mücadele etmemiz gerekecek. '

حسنًا ، هذه هي الطريقة التي تسير بها الأمور ، سيكون علينا فقط محاربتها.

Fakat bu uyumla mücadele etmeliyiz çünkü bu uyum seçici algıyı tetikler,

لكن علينا محاربة هذا الوئام لأنه يثير الإدراك الانتقائي،

Açık düzlüklerde her gece farklı bir mücadele verilir. Afrika Savanı kararıyor.

‫في هذه المساحات الشاسعة،‬ ‫تمثّل كل ليلة تحديًا مختلفًا.‬ ‫تزداد ظلمة السافانا الإفريقية.‬

Demi. Bu kadar ciddiyetsiz bir şekilde nasıl mücadele verebiliriz bu virüsle?

ديمي. كيف يمكننا محاربة هذا الفيروس بجدية؟

Bir de, herkesin uğruna mücadele ettiği şeye karşı savaş açan bir düşman vardır.

وهناك الشخص الذي يحارب ضد محاولات الآخرين.

Kuşatma ve yok etme umuduyla sürpriz bir saldırı başlattı . Ney, dörde bir üstündeydi, harika bir mücadele geri çekildi ve

قام Ney ، الذي فاق عدده بأربعة إلى واحد ، بإجراء انسحاب قتالي رائع ونجا