Translation of "Olanlar" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "Olanlar" in a sentence and their portuguese translations:

Olanlar değişmez.

Isso não muda o que aconteceu.

Burada olanlar saçma.

O que está acontecendo aqui é um absurdo.

Olanlar geçmişe aittir.

O que já aconteceu pertence ao passado.

Evde olanlar kıskançlık nesneler.

cobiçados por aqueles do lar.

Olanlar için seni suçlamıyorum.

Não o culpo pelo que aconteceu.

Ölü olanlar burada olmayacak.

Os mortos não estarão aqui.

Bugün olanlar hakkında üzgünüm.

Lamento pelo que aconteceu hoje.

Olanlar bütün ailemi etkiledi.

O que aconteceu afetou toda a minha família.

Olanlar bir sır değil.

O que aconteceu não é um segredo.

Olanlar Tom'un hatası değildi.

O que aconteceu não foi culpa do Tom.

O açıklanmamış olanlar arasında.

Ela está entre os que não foram contabilizados.

Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.

As traduções são qual as amantes — as belas nunca são fiéis, enquanto as fiéis nunca são belas.

En çok çocuk sahibi olanlar.

são também os que têm mais filhos.

Ölümle burun buruna olanlar onlar

Eles são os que têm nariz até a morte

Olanlar hakkında konuşmak istemediğini biliyorum.

Sei que você não quer falar sobre o que aconteceu.

Hepimize olanlar için Tom'u suçluyorum.

Eu culpo Tom pelo que aconteceu com todos nós.

Şimdi tam olarak olanlar budur.

É exatamente isso que está acontecendo agora.

Burada olanlar için özür diliyorum.

Desculpe-me pelo o que aconteceu aqui.

Olanlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Eu não sei nada do que aconteceu.

Olanlar hakkında bilgiye ihtiyacım var.

Eu preciso de informação sobre o que aconteceu.

Şanslı olanlar sağ salim kaçanlardır.

Sortudos são os que escaparam sãos e salvos.

Taşı çıkarmak istedi. Çiftçi olanlar bilir

queria remover a pedra. Quem é agricultor sabe

Dün olanlar için özür dilemeye geldim.

Eu vim pedir desculpas pelo que aconteceu ontem.

Tom'a olanlar hakkında her şeyi söyledim.

- Contei ao Tom o que aconteceu.
- Eu contei ao Tom o que aconteceu.
- Contei para o Tom o que aconteceu.
- Contei pro Tom o que aconteceu.

Tatoeba'daki cümleler mikroplar gibi. Faydalı olanlar var fakat aynı zamanda zararlı olanlar da var.

As sentenças no Tatoeba são como micróbios. Há os úteis, mas há também os nocivos.

Hastası olanlar iyileştirmek için o bölgeye götürüyor

aqueles que estão doentes levam para essa área para curar

Sadece zenginliği olanlar için sağlık zenginlikten iyidir.

Saúde é melhor que riqueza — para quem só tem riqueza.

Tom Mary'nin önerilerinin iyi olanlar olduğunu kabul etti.

O Tom consentiu que as sugestões da Mary foram boas.

Devam ettiriliyor, onu hiç görmemiş olanlar bile ondan korkuyor.

as pessoas acabam por temer este animal, mesmo nunca o tendo visto.

Ama daha gözü pek olanlar şehrin içlerine kadar giriyor.

Mas os mais corajosos aventuram-se no meio da cidade.

Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.

Aqueles selecionados terão de enfrentar extensos testes médicos e psicológicos.

Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.

Mas aqui, parentes afastados e estranhos bebem água e banham-se sob as estrelas.

- Yoğunlaştırılmış eğitimler her zaman en yorucu olanlardır.
- Hızlandırılmış kurslar her daim en yorucu olanlar oluyor.

Os cursos intensivos são sempre os mais cansativos.