Translation of "Ettiler" in Portuguese

0.017 sec.

Examples of using "Ettiler" in a sentence and their portuguese translations:

Acele ettiler.

Eles se apressaram.

Tahmin ettiler.

Eles previram-no.

Festivali iptal ettiler.

- Eles cancelaram o festival.
- Elas cancelaram o festival.

Yemeye devam ettiler.

- Eles continuaram comendo.
- Elas continuaram comendo.

Bizi ziyaret ettiler.

- Eles nos visitaram.
- Elas nos visitaram.
- Eles visitaram a gente.

İsviçre'yi ziyaret ettiler.

Eles foram para a Suiça.

Dün ebeveynlerini ziyaret ettiler.

- Eles visitaram os pais ontem.
- Elas visitaram os pais ontem.

Onlar sana ihanet ettiler.

- Eles te traíram.
- Elas te traíram.

Hatalı olduklarını itiraf ettiler.

- Eles admitiram estar errados.
- Elas admitiram estar erradas.
- Eles admitiram que estavam errados.
- Elas admitiram que estavam erradas.

Onlar vatanlarını terk ettiler.

Eles abandonaram a sua terra natal.

Onlar birbirlerine yardım ettiler.

- Eles se ajudam mutuamente.
- Elas se ajudam mutuamente.
- Eles se ajudaram.

Onlar ülkelerini terk ettiler.

Abandonaram seu país.

Çok bilgi talep ettiler.

Eles pediram mais informações.

Belki de pes ettiler.

- Talvez eles desistiram.
- Talvez elas desistiram.

Dedektifler onu takip ettiler.

Os detetives o perseguiram.

Onlar Tom'u terk ettiler.

Eles abandonaram o Tom.

Onlar seni takip ettiler.

Eles te seguiram.

Onlar Tom'a yardım ettiler.

- Eles ajudaram Tom.
- Elas ajudaram Tom.

Onlar bizi fark ettiler.

Eles nos avistaram.

Onu onlar inşa ettiler.

- Eles construíram.
- Eles o construíram.
- Elas construíram.

Bunu nasıl idare ettiler?

Como eles conseguiram isso?

Onlar benimle alay ettiler.

Eles mangaram de mim.

Ödevde birbirlerine yardım ettiler.

Eles ajudaram um ao outro com o dever de casa.

Hatalı olduklarını fark ettiler.

Eles perceberam que estavam errados.

Burada yine teşkilatlanmaya devam ettiler

Eles continuaram a ser organizados aqui novamente

Babalarını kurtarmak için acele ettiler.

Eles correram ao socorro de seu pai.

Onlar ondan para talep ettiler.

Eles exigiram dinheiro dele.

Tepeyi düşman güçlerine terk ettiler.

Cederam a colina às forças inimigas.

Denizciler yanan gemiyi terk ettiler.

Os marinheiros abandonaram o navio em chamas.

Onlar beni partiye davet ettiler.

Convidaram-me à festa.

Onlar Tom'u sınır dışı ettiler.

Eles deportaram Tom.

- Onlar kaçtılar.
- Onlar firar ettiler.

- Eles escaparam.
- Escaparam.

Periler ay ışığında dans ettiler.

- As fadas estavam dançando à luz da lua.
- As fadas dançavam ao luar.

Polisler arabanın lastiklerine ateş ettiler.

Os policiais atiraram nos pneus do carro.

Bunu ne zaman inşa ettiler?

- Quando eles construíram isso?
- Quando elas construíram isso?

Onlar zaten grevi iptal ettiler.

- A greve já foi suspensa.
- A greve já acabou.

İki taraf günlerce müzakere ettiler.

Os dois lados negociaram por vários dias.

Mayalar birçok kentlerini terk ettiler.

Os maias abandonaram muitas das suas cidades.

Hemşireler Fadıl'ı yakından takip ettiler.

As enfermeiras vigiavam de perto Fadil.

Köylüler aşırı vergilendirmeden şikayet ettiler.

Os camponeses reclamaram dos impostos excessivos.

- Araştırmacılar anomalileri neredeyse hemen fark ettiler.
- Müfettişler anomalileri neredeyse hemen fark ettiler.

Quase imediatamente, os investigadores notaram anomalias.

'büyük şehir' Konstantinopolis'e saldırmaya cesaret ettiler .

"a grande cidade", Constantinopla.

Onlar deneye gece gündüz devam ettiler.

Eles continuaram o experimento dia e noite.

Onlar beni ara sıra ziyaret ettiler.

Eles me visitaram ocasionalmente.

Tom ve Mary İskandinavya'yı ziyaret ettiler.

Tom e Mary visitaram a Escandinávia.

Onlar benim bakış açımı kabul ettiler.

Eles adotaram o meu ponto de vista.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.

Meus amigos me convidaram para jantar.

Tom ve ailesi Avustralya'ya göç ettiler.

Tom e sua família emigraram para a Austrália.

Onlar ona ve eşine hakaret ettiler.

Insultaram a ele e a sua esposa.

Odanın boş olup olmadığını kontrol ettiler.

Eles verificaram se o quarto estava vazio.

Normanlar 1066'da İngiltere'yi istila ettiler.

Os normandos invadiram a Inglaterra em 1066.

Bilim adamları yerçekimi dalgaları tespit ettiler.

Os cientistas detectaram ondas gravitacionais.

Üç yüzyıl boyunca İskandinavya'dan gelen bu pagan korsanlar Avrupa'yı terörize ettiler, baskın yaptılar, gasp ettiler,

Por três séculos, esses piratas pagãos da Escandinávia aterrorizaram a Europa, invadindo, extorquindo,

Sinekler ve sivrisinekler onun meditasyonuna müdahale ettiler.

Moscas e mosquitos intrometiam-se na meditação dele.

Her yıl işgalcilere karşı savaşa devam ettiler.

Eles continuaram lutando contra os invasores anos após anos.

- Onların konuşmaları devam etti.
- Sohbetlerine devam ettiler.

Eles continuaram a conversa.

Geçen yıl onlar bir yazlık inşa ettiler.

Ano passado eles construíram uma casa de verão.

Zaman geçirmek için birbirleri ile sohbet ettiler.

Eles conversaram entre si para passar o tempo.

Onlar kart oynamam için beni davet ettiler.

Convidaram-me a jogar cartas.

- Onlar birbirlerinden nefret ediyordu.
- Birbirlerinden nefret ettiler.

- Eles se odiavam.
- Eles odiavam-se.

- Onlar Tom'u işe aldılar.
- Tom'u istihdam ettiler.

Contrataram o Tom.

Yunanlılar dev ahşap bir at inşa ettiler.

Os gregos construíram um enorme cavalo de madeira.

Hiçbir şey olmamış gibi yemeye devam ettiler.

Eles continuaram comendo como se nada tivesse acontecido.

Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

Muitos americanos protestaram contra a compra do Alasca.

Onlar satılık bir evleri olduğunu reklam ettiler.

Eles anunciaram que tinham uma casa para vender.

Onlar kitabın tüm kopyalarının imha edilmesini talep ettiler.

Eles pediram que todas as cópias do livro fossem destruídas.

Tom ve Mary hava durumu hakkında sohbet ettiler.

Tom e Maria conversaram sobre o tempo.

- Onlar yürümeye devam ettiler.
- Onlar yürümeye devam etti.

- Eles continuaram andando.
- Elas continuaram andando.

Hem Tom hem de Mary, John'a teşekkür ettiler.

Tanto Tom quanto Mary agradeceram ao John.

Tom ve Mary sahilde bir kum kalesi inşa ettiler.

- Tom e Maria construíram um castelo de areia na praia.
- Tom e Mary criaram um castelo de areia na praia.

- Normanlar orijinal dillerini terk ettiler.
- Normanlar asıl dillerini bıraktılar.

Os normandos abandonaram sua língua nativa.

Hellespont'u açtım, o zamana kadar Persler hala denize komuta ettiler.

Eu abri o Helesponto, ainda que naquela época os persas ainda comandassem o mar.

Orta yaşlı kadınlar yol boyunca yüksek sesle konuşmaya devam ettiler.

A mulher de meia idade continuou a falar alto durante todo a viagem.

- Hırsızlar müzeyi soydular.
- Hırsızlar müzeyi talan ettiler.
- Hırsızlar müzeyi yağmaladılar.

Ladrões saquearam o museu.

- Onlar Mary ile alay ettiler.
- Onlar Mary ile alay etti.

Caçoaram de Maria.

Onlar Almanya'yı sert bir biçimde cezalandıracak bir antlaşma talep ettiler.

Eles exigiam um tratado que puniria severamente a Alemanha.

Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.

Eu mandei as crianças ficarem quietas, mas elas não pararam de fazer barulho.

- Onlar benim BMW'yi tahrip ettiler.
- Onlar benim BMW'umu yakıp yıktılar!

Eles vandalizaram meu BMW!

- Çocuklar balık tutmaya devam etti.
- Oğlanlar balık tutmaya devam ettiler.

Os meninos continuaram a pescar.

Onlar ayrıca Snow White'ın dinsiz üvey annesini de davet ettiler.

Convidaram também a desalmada madrasta de Branca de Neve.

- Savaş kurbanlarına yiyecek temin ettiler.
- Onlar savaş kurbanları için yiyecek sağladı.

Eles forneceram comida para as vítimas da guerra.

İki nehrin bir araya geldiği bir bölgede bir kasaba inşa ettiler.

Eles construíram uma cidade numa área onde dois rios se encontram.

Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.

Ambos Fadil e Layla continuaram a subir na graduação da suas repectivas carreiras.

- Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- Bütün öğrenciler savaşa karşı protestoda bulundular.

Todos estudantes protestaram contra a guerra.

Düşmanın avcılarının bazıları geldi ... Bana boş yere ateş ettiler ve beni özlediler,

Alguns dos skirmishers do inimigo surgiram .... Eles atiraram em mim à queima-roupa e sentiram minha falta,

- Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.
- Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet etti.

Meus amigos me convidaram para jantar.

İmparator tuzağa düşmeyi umarak hızla ilerledi ve Blücher ordusunun bir kısmını yok ettiler.

O Imperador avançou rapidamente, esperando prender e destruir parte do exército de Blücher.

- Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.
- Mormonlar çok eşliliği yasakladılar ama bazı yandaşları bunu hala uyguluyorlar.

Os mórmons baniram a poligamia, mas alguns adeptos ainda a praticam.