Translation of "Terk" in Chinese

0.006 sec.

Examples of using "Terk" in a sentence and their chinese translations:

Terk edemem.

我不能走。

Terk edemiyorum.

我不能走。

- Seni terk etmeyeceğim.
- Ben seni terk etmeyeceğim.

我不会丢下你。

Odayı terk etti.

他走出了房間。

Beni terk etme!

別放棄我!

Derhal terk edin!

请马上离开!

Tom'u terk edemedim.

我不能離開湯姆。

- O çocuklarını terk etti.
- O, çocuklarını terk etti.

她抛弃了她的孩子。

- Onlar çocuklarını terk ettiler.
- Onlar kendi çocuklarını terk ettiler.

他们放弃了他们的孩子。

Tom onları terk etti.

汤姆抛弃了他们。

Odayı derhal terk et.

馬上離開房間。

Seni terk etmek zorundayım.

我必须离开你。

Lütfen hemen terk edin.

請馬上離開。

Onlar ülkelerini terk ettiler.

他們離棄了自己的國家。

Seni asla terk etmeyeceğim.

- 我永遠不會離開你。
- 我永远不会离开您的。

Onu ölüme terk ettik.

我們為死者放棄了他。

Planı terk etmek zorundayız.

我們必須放棄這個計劃。

Tom sizi terk etmeyecek.

湯姆不會離開你。

Tom ülkeyi terk etti.

汤姆出国了。

Bütün aileme evi terk ettirdim.

我要我所有的家人離開家。

Önceki gün orayı terk ettiler.

前天,他们离开了那儿。

Uzun adam aceleyle terk etti.

高的男人匆匆地走了。

Kız arkadaşım beni terk etti.

我的女朋友甩了我。

Ne kadar sonra terk edebiliriz?

我们过多久才能离开?

Dün dersi neden terk ettin?

您昨天为什么离开教室?

Tom Mary'yi terk edecek mi?

汤姆要甩了玛丽吗?

Onların dışında herkes terk etti.

除了他们,每个人都留下了。

Jane evi terk etmek üzereydi.

Jane正要离开家。

Kate ailesine evi terk ettirdi.

凱特使她的家人離家出走。

Tom çoktan terk etmiş olabilir.

汤姆可能已经走了。

- Eşiniz sizi terk etse nasıl hissedersiniz?
- Karınız sizi terk etseydi kendinizi nasıl hissederdiniz?

如果你的妻子离开了你,你会怎么想?

Saat altıda evi terk etmek zorundasın.

你必須在六點鐘時從家中出發。

Plan, kamuoyunun baskısı altında terk edildi.

計劃受到輿論的壓力而被取消了。

On yedi yaşında liseyi terk etti.

他十七歲的時候離開了高中。

O, köyü terk etmek zorunda kaldı.

他必須離開村莊。

Kurban dövülmüş ve ölüme terk edilmiş.

这个受害者被揍了一顿然后被放任不管。

- Lütfen ayrıl.
- Lütfen burayı terk et.

請你離開。

Telefon çaldığında evi terk etmek üzereydim.

我正要离开家的时候电话响了。

Soğuk bir sabahta ülkesini terk etti.

他在一個寒冷的早上離開了家鄉。

Geçen yıl o, Japonya'yı terk etti.

去年她离开了日本。

Tom Mary'nin hemen terk etmesini istedi.

湯姆想要瑪麗馬上離開。

- Paris'i terk etmek istiyorum.
- Paris'ten ayrılmak istiyorum.

我想离开巴黎。

Vizen sona ererse Çin'i terk etmek zorundasın.

如果签证过期,你就必须离开中国。

Çin'in yanında, İsviçre terk edilmiş bir köydür.

在中国的旁边,瑞士像一个荒废的乡村似的。

O, ülkeyi altı ay içinde terk ediyor.

她半年后就要出国了。

Seni asla terk etmeyeceğime sana söz veriyorum.

我答應你我永遠不會離開你。

Sahip olduğu her şeyle birlikte evi terk etti.

她帶著她所擁有的一切東西離家出走了。

- Bu kenti, geri dönmemek üzere terk etmek istiyorum.
- Ben bu şehri terk etmek istiyorum ve asla geri gelmek istemiyorum.

我希望離開這個村子並且再也不要回來。

Karısının onu niçin terk ettiği hakkında hiçbir fikri yoktu.

他不知道为什么他的妻子要离开他。

Fırlatma başarılı oldu. Biz şimdi güneş sistemini terk ediyoruz.

發射成功。我們正在離開太陽系。

Ben işi terk ediyorum, bu yüzden başka bir gün konuşalım.

我下班了,改天聊。

Hepimiz onun böyle iyi bir adamı niye terk ettiğini merak ettik.

我們都想知道她為什麼甩了這麼好的一個男人。

Lucy beni terk edinceye kadar onu ne kadar çok sevdiğimi fark etmedim.

直到露西離開了我,我才意識到我是多麼愛她。