Translation of "Terk" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Terk" in a sentence and their arabic translations:

Seni terk edemem.

لا أستطيع أن أتركك.

Ev terk edilmişti.

هُجر المنزل.

Kral terk etmeli.

الملك يجب أن يتنازل عن العرش.

Hanımımı terk ettim.

تركت زوجتي.

Kocalarımızı terk ettik.

تركنا أزواجنا.

Evini terk et.

غادِر منزلك.

Beni terk ettin.

لقد تخلّيت عنّي.

Sami terk etti.

غادر سامي.

Seni yarın terk ediyorum.

سأتركك غداً.

O bizi terk etti.

- هي تركتنا.
- هي غادرتنا.

Beni terk etmeni istemedim.

لم أكن أريد أن تغادريني.

Lütfen hemen terk edin.

من فضلك غادر حالاً.

Sen çocuklarını terk ettin.

لقد تخلّيت عن أطفالك.

Hastalarınız sizi terk etmeyecek.

لن يتركك مرضاك.

Sami ülkeyi terk edebilirdi.

من الممكن أن يغادر سامي البلد.

Sami evi terk etti.

غادر سامي المنزل.

Eski terk edilmiş kasabalara gireceğiz.

‫التي تحتوي على الكثير من أماكن الاختباء.‬

Bu ortamı terk ettiğimde ise

Terk edilmiş bir yer bulduk.

لدينا مخزن مهجور.

O ne zaman terk etti?

متى ترك؟

Ben evimi terk etmeni istiyorum.

أريد منك مغادرة منزلي.

Tom terk etmek zorunda değildi.

لم يكن على توم الذهاب.

Bu evi tekrar terk etmeyeceksin.

لن تغادر المنزل مرّة أخرى.

- Sami terk ediyordu.
- Sami ayrılıyordu.

كان سامي في طريقه للمغادرة.

- Eşiniz sizi terk etse nasıl hissedersiniz?
- Karınız sizi terk etseydi kendinizi nasıl hissederdiniz?

كيف ستشعر اذا تركتك زوجتك ؟

Yani, dengesiz ve terk edilmiş madenlere,

‫هذا يعني التجوال ‬ ‫في مناجم مهجورة غير مستقرة،‬

Onu terk ettin ve eve gittin

لقد تركته وذهب إلى المنزل

Sami, alkolizm nedeniyle Leyla'yı terk etti.

- تخلّى سامي عن ليلى بسبب إدمانها على الكحول.
- ترك سامي ليلى بسبب إدمانها على الكحول.

Çocukluk arkadaşlarımın neredeyse hepsi ülkeyi terk etti.

تقريباً كل أصدقاء طفولتي غادروا البلاد،

Tanrı tarafından terk edilmiş hissedebileceğim bir zamanda

في وقت شعرت أن إلهي تخلى عني،

Tek yapman gereken Tom'a terk etmesini söylemek.

- كل ما عليك فعله هو إخبار توم بأن يرحل.
- كل ما عليك فعله هو إخبار توم بأن يغادر.

Tom, Meryem kendisini terk edince bunalıma girdi.

أصاب الإحباط توم بعدما تركته ماري.

O, ülkeyi altı ay içinde terk ediyor.

ستخرج الدولة بعد ست شهور.

- Leyla, Sami'yi terk ediyordu.
- Leyla, Sami'den ayrılıyordu.

كانت ليلى ستغادر سامي.

- Sami camiyi terk etti.
- Sami camiden çıktı.

غادر سامي المسجد.

- Sami, Mısır'dan ayrıldı.
- Sami, Mısır'ı terk etti.

- غادر سامي مصر.
- رحل سامي من مصر.

- Sami İslam'ı terk etti.
- Sami İslam'dan çıktı.

ترك سامي الإسلام.

Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.

ما ودعك ربك وما قلى.

Fakat herkesin ülkeyi terk edecek maddi durumu yok.

ولكن لا يستطيع الجميع تحمل تكاليف مغادرة البلاد،

Eski ve terk edilmiş bir madenci kasabasına benziyor.

‫يبدو أنها بلدة تعدين قديمة مهجورة.‬

Hastaneyi geldiklerinden daha kötü terk ettikleri sonucuna varmış.

يغادرون المستشفى أكثر مرضاً مما دخلوه.

Bir süre sonra karıncalar bu yuvalarını terk ediyor

بعد فترة ، يغادر النمل هذه الأعشاش

O, ailesini terk etti ve Tahiti'de yaşamaya gitti.

ترك عائلته و ذهب للعيش في تاهيتي.

Turistler şafaktan önce şehri terk etmek zorunda kaldı.

وجب على السياح مغادرة البلدة قبل حلول الفجر .

Kadın onu başka bir erkek uğruna terk etti.

تركته لتكون مع رجل آخر.

Ortak ebeveynlik, biz bu dünyayı terk ettikten çok sonra

يقتضي الأمر المحبة في الرعاية والبيئة الآمنة

Melih başkanın artık terk etmeyi başardığı dünya güzeli Ankara'da...

ترك العالم مكانا أفضل، في أنقرة عاصمة تركيا...

Çoğu zaman yer altı suları terk edilmiş madenlerde toplanabilir

‫كثيراً ما تتجمع المياه الجوفية‬ ‫في المناجم المهجورة‬

İşte o zaman yuvasını terk etti ve çok korktu.

‫وذلك حين تركت الوكر وأصابها الخوف.‬

. Babasından tahtı devralmaya hazır olan kardeşi Basil'i terk etti.

صداقةٌ بين الطرفين. بدأت من خلال بعض اصدقاء اسماء. واستمرت

Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.

ينبغي أن تلغى منهجيا المشاريع الضارة بالبيئة.

O, karısı onu terk ettikten sonra oldukça kindar oldu.

لقد أصبح حاقداً بعض الشيء بعد ترك زوجته له.

Mary onu terk ediyor olduğunu söylediği zaman Tom'un kalbi kırılmıştı.

توم كان قلبه مكسور عندما ماري قالت له انها تركته

Bir sonraki yıl Wellington'un Salamanca'daki zaferi Soult'u Sevilla'daki sarayını terk etmeye

في العام التالي ، أجبر فوز ويلينجتون في سالامانكا سولت على التخلي عن قصره في إشبيلية ،

- Fadıl saat kaçta otelden ayrıldı?
- Fadıl ne zaman oteli terk etti?

متى غادر فاضل الفندق؟

Yüksek bir topluluk hâline getirir ya da sefalete ve esarete terk ettirir.''

مستقلة، سائدة، أو يخلّفها في البؤس والأسر."

Esad bunu terk etmeyecek oğlunun onunla evliliğinin Sünni bir yol olduğunu düşündüğü için

فكرة زواج ابنه منها لانها سنية طريقٌ كان يعتقد انه سينتهي عند

Belirli bir dönem yaşadığı ve sonra onu terk ettiği, El-Ezher'i harekete geçirdi.

بالمرأة ثم يتركها وهو ما دفع الازهر للتعليق على الامر واطلاق

Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.

كان بروس غضبانًا حين تركته خليلته، لكنه سرعان ما نسي الأمر.

- Sami ayrılmak zorunda kalacak.
- Sami gitmek zorunda kalacak.
- Sami terk etmek zorunda kalacak.

سيكون على سامي المغادرة.

Vlad Osmanlı sarayını Macar tarafına katılmak için terk etti. Burada geçirdiği yıllarını hiç unutmayacaktı

فلاد لم ينس هذا حتى بعد سنوات من تركه الدولة العثمانية للانضمام إلى صفوف المجر

- Eski alışkanlıklar zor biter.
- Can çıkar huy çıkmaz.
- Eski alışkanlıkları terk etmek kolay değil.

الطَبعْ يغلبُ التطبّع.