Translation of "Bitirmek" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Bitirmek" in a sentence and their portuguese translations:

Doktoramı bitirmek üzereyken,

Quando eu estava quase terminando meu doutorado,

Ev ödevimi bitirmek zorundayım.

- Tenho de acabar os deveres.
- Eu tenho de acabar os deveres.

Bu işi bitirmek zorundayız.

- Nós temos que terminar esse trabalho.
- Temos que terminar esse trabalho.

İşi bitirmek ne kadar sürer?

Quanto tempo vai levar para terminar o trabalho?

İşi bitirmek bir haftasını aldı.

Levou uma semana para ele terminar o trabalho.

O, kitabı okumayı bitirmek üzere.

Ele está prestes a terminar de ler o livro.

Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.

Levei duas horas para terminar a redação.

Raporumuzu bitirmek için zamanımız yoktu.

Nós não tivemos tempo de terminar nosso relatório

İşimi bitirmek için gayret ettim.

Fiz um esforço para terminar meu trabalho.

Bunu daha önce bitirmek istedim.

- Eu queria terminar isso mais cedo.
- Eu queria acabar isso mais cedo.

İşi kendi başıma bitirmek istiyorum.

Gostaria de terminar o trabalho sozinho.

Hâlâ ev ödevimi bitirmek zorundayım.

Eu ainda tenho de terminar o meu dever de casa.

- Bunu bitirmek için ne kadar zamanımız var?
- Bunu ne kadar zamanda bitirmek zorundayız?

Quanto tempo temos para finalizar isso?

Bu işi zamanında bitirmek kolay olmayacak.

Não vai ser fácil terminar este trabalho a tempo.

Ev ödevini bitirmek üç saatimi aldı.

Demorei três horas para terminar o dever de casa.

Bütün yapmak istediğim, başladığım şeyi bitirmek.

Tudo o que eu quero fazer é terminar o que eu comecei.

Sadece bunu bitirmek ve gitmek istiyorum.

Eu só quero terminar isto e sair.

Raporu yarına kadar bitirmek neredeyse imkansız.

Terminar o relatório amanhã é quase impossível.

İki gün içinde bunu bitirmek imkansız.

É impossível terminar isso em dois dias.

Bu işi bir günde bitirmek zor.

É difícil terminar este trabalho em um dia.

Ben hâlâ çiti boyamayı bitirmek zorundayım.

Eu ainda tenho de terminar de pintar a cerca.

Tom'un hikayeyi bitirmek için zamanı yoktu.

O Tom não teve tempo de terminar a história.

Öğleye kadar işi bitirmek zorunda olduğunu söyledi.

Ele disse que deve acabar o trabalho por volta de meio-dia.

İşi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak.

Terminar o trabalho até terça-feira será mamão com açúcar.

- Senden ayrılmak istemiyorum.
- Seninle ilişkiyi bitirmek istemiyorum.

Eu não quero romper com você.

Eve gitmeden önce sadece onu bitirmek istedim.

Eu só queria terminar antes de ir para casa.

Tom'un yemek yemeyi bitirmek için zamanı yoktu.

Tom não teve tempo para terminar de comer.

- Bunu bitirmeliyim.
- Bunu bitirmem gerekiyor.
- Bunu bitirmek zorundayım.

- Eu tenho que terminar isso.
- Tenho que terminar isso.

- Kitabımı bitirmem gerekiyor.
- Kitabımı bitirmeliyim.
- Kitabımı bitirmek zorundayım.

Tenho que terminar meu livro.

Mary Tom uyanmadan önce kahvaltı hazırlamayı bitirmek istedi.

Mary queria terminar de preparar o café da manhã antes que Tom acordasse.

Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.

A morte é como uma corrida na qual todos tentam chegar por último.

- Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.
- Seninle ayrılmak bir hataydı.

Foi um erro ter terminado com você.

Evimizi yapmayı bitirmek daha ne kadar paraya mal olacak?

Quanto dinheiro vai ser gasto para finalizar a construção da nossa casa?

Ev ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.

Eu preciso de mais tempo para terminar a lição de casa.

Bu kitabı okumayı bitirmek zorunda olduğum için dışarı çıkmıyorum.

Eu não sairei porque devo terminar de ler este livro.

- Tom Mary'den ayrılmak istiyor.
- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istiyor.

Tom quer romper com Maria.

İşi hazirandan önce bitirmek istiyorsan çok daha iyi çalışmak zorunda kalacaksın.

Se é para você terminar o trabalho antes de junho, você terá que trabalhar muito melhor.

Tom işi gelecek pazartesiden önce bitirmek için elinden geleni yapacağını söylüyor.

Tom disse que vai fazer o seu melhor para acabar o trabalho até a próxima segunda.

İnşaat ekibi işi zamanında bitirmek için gece boyunca çalışmak zorunda kalacak.

A equipe técnica terá de trabalhar a noite toda para terminar o trabalho em tempo.

- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istemiyor.
- Tom Mary ile ayrılmak istemiyor.

Tom não quer terminar com Mary.

- Tom bitirmek üzere, değil mi?
- Tom'un işi bitmek üzere, değil mi?

O Tom está quase terminando, não está?