Translation of "İngiltere" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "İngiltere" in a sentence and their portuguese translations:

İngiltere maçı kazanacak.

A Inglaterra vai ganhar a partida.

İngiltere, yarışı kazanacak.

A Inglaterra vai ganhar a corrida.

II. Elizabeth İngiltere kraliçesi.

Elizabeth II é a rainha da Inglaterra.

İngiltere yoğun bakım yatak sayısının

Camas de cuidados intensivos no Reino Unido

Onun İngiltere hakkında söylediği doğrudur.

O que ele disse sobre a Inglaterra é verdade.

İngiltere Danimarkalılar tarafından işgal edildi.

A Inglaterra foi invadida pelos dinamarqueses.

Bu, İngiltere hakkında bir kitaptır.

Este é um livro sobre a Inglaterra.

İngiltere, İspanyol ürünü ithal ediyor.

A Inglaterra importa produtos espanhóis.

Hükûmet, Brexit'ten sonra, İngiltere pasaportlarının

Seu governo anunciou que os passaportes do Reino Unido

Birleşik Devletler istemiyor. İngiltere de öyle.

Os EUA não. Nem a Grã-Bretanha.

Istilacının İngiltere Kralı olmasının yolunu açtı .

invasor se tornasse Rei da Inglaterra.

İngiltere her erkeğin görevini yapacağını umuyor.

A Inglaterra espera que todo homem cumpra seu dever.

İrlanda ve İngiltere deniz ile ayrılır.

A Inglaterra e a Irlanda são separadas pelo mar.

Prens Charles, bir sonraki İngiltere kralı olacak.

O príncipe Charles será o próximo rei da Inglaterra.

Büyük Britanya; Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.

A Grã-Bretanha é constituída pelo País de Gales, Inglaterra e Escócia.

İngiltere Kralı I. James gerçekten eşcinsel miydi?

O Rei James I da Inglaterra era gay mesmo?

İngiltere başbakanı David Cameron istifa etmeyi planlıyor.

David Cameron, primeiro ministro britânico, pretende renunciar.

Fransa ve İngiltere bir kez daha savaştaydı.

A França e a Inglaterra estavam em guerra mais uma vez.

Bu sırada İngiltere, birlikten ayrılmaya karar verdi.

Enquanto isso, Grã-Bretanha decidiu sair do clube.

Hangisi daha büyüktür, Japonya mı yoksa İngiltere mi?

Qual é maior, o Japão ou a Inglaterra?

Fransa ve İngiltere arasındaki savaş yüz yıl sürdü.

A guerra entre a França e a Inglaterra durou cem anos.

İngiltere Avrupa Birliğini terk etmek için oy kullandı.

A Grã-Bretanha votou por sair da União Europeia.

Amerikan tarihindeki ilk göçmenler İngiltere ve Hollanda'dan geldiler.

Os primeiros imigrantes na história da América vieram da Inglaterra e dos Países Baixos.

Hangisi daha büyük, Japonya mı yoksa İngiltere mi?

Qual dos dois é o maior, o Japão ou a Grã-Bretanha?

Fakat İngiltere, 1973’te Avrupa Birliği’ne katıldıktan sonra,

Mas depois da Grâ-Bretanha juntar-se a União Europeia em 1973,

İngiltere krallarından biri, halktan biriyle evlenmek için tahttan çekildi.

Um dos reis da Inglaterra renunciou ao trono para se casar com uma plebeia.

Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşur.

O Reino Unido é composto pela Inglaterra, pela Escócia, pelo País de Gales e pela Irlanda do Norte.

İngiltere Almanya'dan sonra, Avrupa Birliği'nin ikinci en büyük ekonomisidir.

A Grã-Bretanha é a maior economia da Comunidade Europeia, depois da Alemanha.

U gemileri eğer İngiltere, açlık ile karşı karşıya gelecek yakında yenilmezler.

çünkü zamanında Abdullah Gül ile Hulusi Akar'ında 1973 yılında İngiltere de çekilmiş

porque na época Abdullah Gul e Hulusi Akar foram baleados na Inglaterra em 1973

İngiltere, daha önce Ragnarssons olarak tanımlanan erkekler tarafından işgal edildi ve benim önerim

A Inglaterra foi invadida por homens que muito cedo foram identificados como os Ragnarssons, e minha sugestão