Translation of "Gideceğini" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Gideceğini" in a sentence and their japanese translations:

Nereye gideceğini bilmiyordu.

彼はどこへ行ったらいいか分からなかった。

Onun yarın gideceğini söyledi.

明日出発すると彼は言った。

Bana nereye gideceğini söyledi.

彼はどこへ行けば良いのか教えてくれた。

Boston'a otobüsle gideceğini düşündüm.

ボストンにバスで行くと思った。

Sanırım baban üniversiteye gideceğini umuyordu.

君のお父さんは君を大学に進学させたかったんだろう。

Hangi yoldan gideceğini biliyor musun?

どちらの道に行くべきかわかりますか。

Oraya nasıl gideceğini öğrenir misin?

そこへいく方法を調べてもらえませんか。

Bana hangi yöne gideceğini sordu.

彼は私にどっちへ行けばいいのか尋ねた。

Bana haziranda Fransa'ya gideceğini söyledi.

彼は私に6月にフランスへ行くと言った。

Arkadaşım hangi yola gideceğini hatırladı.

私の友人はどちらに行ったらよいのか覚えていた。

Oraya nasıl gideceğini biliyor musun?

- 道順はご存知ですか。
- 行き方わかる?

Tom nereye gideceğini bilmek istiyordu.

トムが行き先を知りたがってたよ。

Babam bana nereye gideceğini söyledi.

父は私にどこへ行ったらいいか教えてくれた。

Amerika Birleşik Devletlerine gideceğini duyuyorum.

あなたはアメリカに行くそうですね。

O, hangi yoldan gideceğini şaşırmıştı.

彼はどちらの道を選ぶべきか迷った。

O, ertesi gün eve gideceğini söyledi.

彼は翌日に家に帰ると言った。

O, bana ağustosta Paris'e gideceğini söyledi.

彼女は私に8月にパリに行くといった。

O bana Shibuya'da alışverişe gideceğini söyledi.

彼は渋谷に買い物に行くと私に言いました。

Onun ne zaman Londra'ya gideceğini bilmiyorum.

彼女がいつロンドンへ出発するのか私は知りません。

Planımın ters gideceğini hayal bile etmedim.

計画がうまくいかないなんて想像もしなかった。

Jane ne zaman nereye gideceğini şaşırmıştı.

ジェーンはいつ、どこへ行ったらいいか全く分からなかった。

O bana çok geçmeden gideceğini söyledi.

彼は私に、「まもなく出発する」と言った。

Buradan şehir merkezine nasıl gideceğini biliyor musun?

もしかして、ここから町へ行く道をご存じではないでしょうか。

Ne tür perdelerin halıyla iyi gideceğini düşünüyorsunuz?

どんな種類のカーテンがそのカーペットに合うと思いますか。

Hangi yoldan gideceğini ona sorsan iyi olur.

どちらの道を行ったらいいか彼にたずねたほうがいいよ。

Bu sabah o yarın Nara'ya gideceğini söyledi.

彼は明日奈良に出発するつもりであると今朝話した。

Bu eski arabanın tepenin zirvesine gideceğini sanmıyorum.

この古い車が丘の頂上までうまく登っていけるとは思わない。

Tom bana Mary'nin evine nasıl gideceğini sordu.

トムは私に、メアリーの家への行き方を尋ねた。

Kazu ona mayıs ayında Brezilya'ya gideceğini söyledi.

かずは彼女に5月にブラジルへ行くと言った。

Tom Mary'nin yarın okula nasıl gideceğini bilmiyor.

トムは明日メアリーがどうやって学校に行くのか知らない。

Tom'un nereye gideceğini kimse tam olarak bilmiyor.

トムがどこに行くのか、誰も正確に知らないんだ。

Politikacı öldüğünde, herkes oğulun babasının izinden gideceğini umuyordu.

その政治家が死ぬと、誰もが息子が父親の後を継ぐことを望んだ。

Endişe etme. Her şeyin iyi gideceğini söylemedim mi?

心配ないよ。全て上手くいくって言ったじゃないか。

Supersonic'in dünya şampiyonluğuna giden bütün yolu gideceğini düşünüyor musunuz?

「スーパーソニック」は世界制覇すると思うかい。

O, onların okul müdürünün ertesi gün oraya gideceğini söyledi.

彼は彼らの校長先生がその翌日そこへ行くだろうと言った。

Onun yeni gömleğinin mavi kot pantolonu ile gideceğini bilmiyorum.

私には彼女の新しいシャツがブルー・ジーンズに調和するかどうかわからない。

Kız kendine söyleneni görmezden gelerek annesiyle alışverişe gideceğini söyledi.

その女の子は母親と買い物に行くと言って言うことを聞かなかった。

O yorgun olduğunu, bu yüzden eve erken gideceğini söyledi.

疲れたので早く家に帰ると彼は言った。

Bilgi için nereye gideceğini ya da kime soracağını biliyor musun?

情報を得るにはどこに行けばいいか、また誰に聞けばいいか、ご存じですか。

Kız annesi ile birlikte alışverişe gideceğini söyledi ve söylediğimi dinlemedi.

その女の子は母親と買い物に行くと言って言うことを聞かなかった。

Beş yaşından büyük olması mümkün olmayan, genç bir çocuk Tom'a postaneye nasıl gideceğini sordu.

五つにもならないような幼い坊やがトムに郵便局への道を尋ねた。

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.

- たくさんの人が私たちと水上スキーに行くと思っていたが、他に誰ひとりとして現れなかった。
- 大勢の人が私たちと水上スキーに行くと思ったが、全く誰も姿を見せなかった。