Translation of "Göstermek" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Göstermek" in a sentence and their japanese translations:

Bunu göstermek için

どういうことかお見せするために

Başkalarını göstermek kabalıktır.

他人を指差すのは失礼なことです。

Hızla tepki göstermek zorundaydık.

素早く対処する必要があった。

Minnettarlığımı onlara göstermek istedim.

あの人たちに私の感謝の気持ちを表したかった。

İnsanları parmakla göstermek kabalıktır.

人を指差すのは無作法だ。

- Sana bir şey göstermek istiyorum.
- Sana göstermek istediğim bir şey var.

君に見せたいものがあるんだ。

Realistik bir sahne göstermek istemiyorum.

私が目指しているのは 写実的な情景を見せることではなく

Ben size onu göstermek istedim.

君に見せてあげたかったよ。

Sana bir şey göstermek istiyorum.

君に見せたいものがあるんだ。

Henüz onu Tom'a göstermek istemiyorum.

トムにまだそれを見せたくない。

Yeni bir tür robot göstermek istiyorum.

新しいタイプのロボットを紹介します

Size göstermek istediğim bir şey var.

ちょっと見ていただきたいものがあるんですけど。

Ofisimde sana bir şey göstermek istiyorum.

事務所であなたに見せたいものがある。

Kabul ettiğimi göstermek için başımı salladım.

私は同意したということをうなずいて知らせた。

İşte sana göstermek için bir resim.

ここにあなたに見せる写真がある。

Kendimizi değişmeğe mecbur olduğumuzu göstermek için kullanıyor.

それが自分を変えることへの挑戦となると いうことでした

Hazır olduğunu göstermek için yüzü beyaza dönüyor.

‎準備ができた印に ‎オスの顔が白く変化する

Faaliyet göstermek için genel bir kabul gerekiyor.

これが社会的存在意義を 認められるかどうかという問題で

O sadece öfkesini göstermek için tabağı kırdı.

彼女は怒っている事を示そうとわざとその皿を割った。

Buraya gel. Sana bir şey göstermek istiyorum.

こっち来て。ちょっと見せたいものがあるんだ。

Önce, sana göstermek istediğim bir şey var.

まずあなたに見せたいものがある。

Herkes yeni kelimeleri göstermek için veritabanını besleyebilir.

新しい語彙を説明するために誰でもデータシステムに追加をする事ができます。

Onun gibi bir adama saygı göstermek istemiyorum.

僕は彼のような奴を尊敬したくない。

O, yeni bisikletini arkadaşlarına göstermek için istekliydi.

彼は新しい自転車を友達に見せびらかしたくてしょうがなかった。

Ben, başkan olarak Don Jones'u aday göstermek istiyorum.

議長としてドン・ジョーンズを指名したいと思います。

Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.

スーザンは怒りを表すためにわざとその皿を割った。

Gerçek duygularını göstermek Japonya'da bir erdem olarak düşünülmemektedir.

自分の本当の感情を見せることは、日本では美徳とは考えられていない。

Bir kadın bana yolu göstermek için yeterince nazikti.

女の人が親切にも道を教えてくれました。

Sanırım doğayı korumak için herkes çaba göstermek zorunda.

自然を大切にするために一人一人が努力しなくてはならないと思う。

Size dışarıda hâlâ empati sahibi insanlar olduğunu göstermek için

そして 共感の持ち主がまだ 存在するということを紹介しましょう

Ted amca, pandaları göstermek için bizi hayvanat bahçesine götürdü.

テッド叔父さんはパンダを見せるために、私たちを動物園へ連れて行った。

ABD'de, genellikle alkol satın almak için kimlik göstermek zorundasınız.

アメリカでは酒を買うには自分を証明しなければならない。

Şimdi size kapalı alanda çektiğimiz başka bir örneği göstermek istiyorum.

さて今度は屋内で捉えた光景の例を もう1つお見せしましょう

Bunun yeteneklerini göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyor musunuz?

それはあなたの才能を示すよい機会だと思いませんか。

O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.

彼女は背を高く見せるためにハイヒールをはいている。

Bu onun ne kadar dürüst olduğunu göstermek için hizmet vermektedir.

これは彼女がいかに誠実であるかを良く示している。

Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.

自分の才能を示すために、めったにないこの機会を最大限に利用すべきだ。

Öğretmen onun yok olduğunu göstermek için onun adının yanına bir işaret koydu.

先生は彼の名前に欠席の印をつけた。

Sonuçta, "kadınsılık" bir kadının doğuştan sahip olduğu bir şey, göstermek için bir çaba sarf etmesine gerek yok ve öyle de bir özellik ki bilinçli olarak saklanmaya çalışılsa bile boşa çıkardı.

- 結局のところ「女らしさ」といふものは、女である以上誰でも備へてゐるのが当然で、努力をしてそれを示す必要もなく、また、意識的にそれを隠してもなんにもならない性質のものである。
- 結局のところ「女らしさ」というものは、女である以上誰でも備えているのが当然で、努力をしてそれを示す必要もなく、また、意識的にそれを隠してもなんにもならない性質のものである。