Translation of "Istemiyorum" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Istemiyorum" in a sentence and their japanese translations:

- Bırakmak istemiyorum.
- Vazgeçmek istemiyorum.
- Pes etmek istemiyorum.

わたしは投げ出したくないんです。

Ben istemiyorum.

私はそうは思っていません

Dönmek istemiyorum.

帰りたくない。

Bronzlaşmak istemiyorum.

日焼けをしたくないんだよ。

Kullanılmak istemiyorum.

- だしに使われるのはごめんだ。
- 利用されるのはごめんだ。

Oynamak istemiyorum.

遊びたくないんだけど。

Boşanmak istemiyorum.

離婚したくないんだ。

Et istemiyorum.

私は肉料理を好まない。

Büyümek istemiyorum.

大人になりたくないよう。

Kahve istemiyorum.

私はコーヒーは好まない。

Dondurma istemiyorum.

- 私はアイスクリームが好きではない。
- アイスクリームは好きじゃないんですよ。

Şeker istemiyorum.

砂糖はいらないよ。

- Ben imkansızı istemiyorum.
- Ben zoru istemiyorum.

無理な相談じゃないだろう。

- Sizi endişelendirmek istemiyorum.
- Seni endişelendirmek istemiyorum.

お前を心配させるつもりはない。

- Yalnız gitmek istemiyorum.
- Tek başıma gitmek istemiyorum.

- 一人で行くのはいやです。
- 一人で行きたくない。

- Ben okula gitmek istemiyorum.
- Okula gitmek istemiyorum.

- 学校へ行きたくない。
- 学校行きたくない。
- 学校にいきたくない。

- Ben seninle konuşmak istemiyorum.
- Seninle konuşmak istemiyorum.

あなたと話したくありません。

- Hiç para istemiyorum.
- Ben hiç para istemiyorum.

- お金はいりません。
- お金は結構です。

Helikopteri kaçırmak istemiyorum!

逃したくない

Üstüne basmak istemiyorum.

踏みつけたくはない

''İzleyiciler'' demek istemiyorum,

「観客」という風に呼びたくありません

Onunla görülmek istemiyorum.

彼と一緒にいるところを見られたくない。

Televizyon izlemek istemiyorum.

- テレビを見たくないです。
- テレビは見たくない。

Riskleri almak istemiyorum.

そんな危険は犯したくないね。

Risk almak istemiyorum.

ぼくはやばい橋は渡りたくない。

Hiç şeker istemiyorum.

砂糖はいらないよ。

Ben vazgeçmek istemiyorum.

わたしは投げ出したくないんです。

Ben şarap istemiyorum.

私はワインが好きでない。

Fakat ben istemiyorum.

でも、いやだ。

Okula gitmek istemiyorum.

- 学校へ行きたくない。
- 学校行きたくない。

Daha ölmek istemiyorum.

まだ死にたくない。

Artık yemek istemiyorum.

- 私はもう食べたくない。
- もう食べたくない。
- もうこれ以上食べたくない。
- もう食べたくないよ。

Bunu yemek istemiyorum.

- これを食べたくない。
- これを食べたくありません。

Hapishaneye gitmek istemiyorum.

刑務所には行きたくない。

Kimseyi incitmek istemiyorum.

誰も傷つけたくない。

Bunu yapmanı istemiyorum.

あなたにそれをして欲しくない。

Oraya gitmeni istemiyorum.

君にそこへ行ってもらいたい。

Eve gitmek istemiyorum.

帰りたくない。

Belki bilmek istemiyorum.

知りたくないかも。

Zamanını harcamak istemiyorum.

君の時間を無駄にしたくないんだ。

Kahraman olmak istemiyorum.

- ヒーローなんかになりたくない。
- 英雄になんてなりたくもない。

Kendim gitmek istemiyorum.

一人で行くのはいやです。

Fransızca öğrenmek istemiyorum.

私はフランス語を学びたくないです。

Ellerimi kirletmek istemiyorum.

自分の手を汚すようなことだけはごめんだ。

Yalnız yaşamak istemiyorum.

一人ぼっちで暮らしたくはない。

Ben artık istemiyorum.

- もうこれ以上いりません。
- もう結構です。

Araba sürmek istemiyorum.

運転したくないよ。

Hastaneye gitmek istemiyorum.

病院行きたくない。

Gerçekten gitmek istemiyorum.

どうしても行きたくないんだよ。

Fikrini değiştirmeni istemiyorum.

考えを変えろって言ってるわけじゃないんだよ。

Boston'a gitmek istemiyorum.

ボストンへ行きたくない。

Havuza gitmek istemiyorum.

プール行きたくない。

Umursamaz olmasını istemiyorum.

私は彼に不注意であってもらいたくありません。

Onunla tanışmak istemiyorum.

彼には会いたくないよ。

TV izlemek istemiyorum.

- テレビを見たくないです。
- テレビは見たくない。

Yemek yemek istemiyorum.

食べたくない。

Ben merhametini istemiyorum.

お前らの憐れみなんぞ願い下げだ。

Onu izlemek istemiyorum.

彼女には会いたくない。

Hayır, gitmek istemiyorum.

いえ、私は行きたくありません。

İşe gitmek istemiyorum.

- 仕事行きたくない。
- 仕事に行きたくない。

Ben bira istemiyorum.

私はビールが好きではない。

Artık onu istemiyorum.

もうそれはいらない。

Hiç sandviç istemiyorum.

サンドイッチはいりません。

Hiç para istemiyorum.

- お金はいりません。
- お金は結構です。

Konuştuğunu duymak istemiyorum.

おまえらの声なんか聞きたくもない。

Yüzlerinizi görmek istemiyorum.

おまえらの顔なんか見たくもない。

Ameliyat olmak istemiyorum.

手術はしたくないのですが。

Törene katılmak istemiyorum.

私はその式典に参加したくない。

Burada yemek istemiyorum.

ここでは食べたくない。

Yarın çalışmak istemiyorum.

- 明日働きたくないな。
- 明日仕事したくないな。

Satranç oynamak istemiyorum.

僕はチェスをしたくない。

Arkadaşlarımı kaybetmek istemiyorum.

友達を失いたくないんだ。

- Bir yere gitmek istemiyorum.
- Herhangi bir yere gitmek istemiyorum.

私はどこにも行きたくない。

- Artık kimseyi gücendirmek istemiyorum.
- Kimseyi rencide etmek istemiyorum artık.

- もう誰も怒らせたくない。
- もう誰の気分も害したくない。

Ama ölümsüz olmak istemiyorum.

不死になりたくはありません

Aslında bunu istemiyorum bile,

というか 残したくありません

Başkalarının talihsizliğini nakletmek istemiyorum.

人の好意に付け込むのはいやだね。

Oraya yalnız gitmek istemiyorum.

- 一人で行くのはいやです。
- 一人で行きたくない。

Özellikle oyunu görmek istemiyorum.

その試合をとくにみたいとも思わない。

Hâlâ Styx'i görmek istemiyorum.

僕はまだ三途の川を見たくはない。

Ben öğle yemeği istemiyorum.

昼食はいらないよ。

Ben soruşturmanın yanmasını istemiyorum.

捜査を立ち消えにしてほしくない。

Ona boyun eğmek istemiyorum.

彼に頭を下げるのはいやだ。

Onlardan herhangi birini istemiyorum.

この中に欲しいものはない。

Çok erken evlenmek istemiyorum.

私はあまり早く結婚したくない。

Ben akşam yemeği istemiyorum.

夕食はいりません。

Ben bir şey istemiyorum.

私は何も欲しくない。