Translation of "Istemiyorum" in Chinese

0.016 sec.

Examples of using "Istemiyorum" in a sentence and their chinese translations:

- Gitmenizi istemiyorum.
- Gitmeni istemiyorum.

我不想让你走。

Dönmek istemiyorum.

我不想回去。

Evlenmek istemiyorum.

我不要结婚。

Bronzlaşmak istemiyorum.

我不想晒黑。

Gitmek istemiyorum.

我不想去。

Onları istemiyorum.

我不要.

Beklemek istemiyorum.

我不想等。

Ayrılmanızı istemiyorum.

我不想要你离开。

Büyümek istemiyorum.

- 不想变为成人哟。
- 我不想长大。

Seni istemiyorum.

我不想要你。

Uyumak istemiyorum.

我不想睡覺。

Para istemiyorum.

我不要钱。

Takılmak istemiyorum.

我不想待在原地。

- Yalnız gitmek istemiyorum.
- Tek başıma gitmek istemiyorum.

我不想独自前往。

- Ben okula gitmek istemiyorum.
- Okula gitmek istemiyorum.

我不想去学校。

- Ben seninle konuşmak istemiyorum.
- Seninle konuşmak istemiyorum.

我不想跟你说!

Bugün çalışmak istemiyorum.

我今天不想工作。

Fakat ben istemiyorum.

但是,我不要。

Ben onu istemiyorum.

我不要.

Trenimi kaçırmak istemiyorum.

我不想错过我的火车。

Eve gitmek istemiyorum.

我不想回家。

Tom'un ölmesini istemiyorum.

我不想让汤姆死。

İskambil oynamak istemiyorum.

我不想玩紙牌。

Artık konuşmak istemiyorum.

我不想再说了。

Riske girmek istemiyorum.

我不想冒這個險。

Teorilerini dinlemek istemiyorum.

我不想听你的理论。

Fransızca öğrenmek istemiyorum.

我不想学法语。

Ellerimi kirletmek istemiyorum.

我不想弄髒我的手。

Sınavı kaçırmak istemiyorum.

我不想错过考试。

Yalnız yaşamak istemiyorum.

- 我不想獨自生活。
- 我不想一個人住。

Ben artık istemiyorum.

我不想要了。

Aptal gözükmek istemiyorum.

我不想看起來傻。

Böyle yaşamak istemiyorum.

我不想过这样的生活。

Ben yüzmek istemiyorum.

我不想游泳。

Ben değişmek istemiyorum.

我不想改變。

Hayır, gitmek istemiyorum.

不,我不要去。

Artık onu istemiyorum.

我再也不想要了。

Hiç para istemiyorum.

我不要钱。

Ameliyat olmak istemiyorum.

我不想接受手術。

Törene katılmak istemiyorum.

我不想参加典礼。

Yemek yemek istemiyorum.

我不想吃。

Bunu bilmek istemiyorum.

我不想知道这个!

Çocukları uyandırmak istemiyorum.

我不要吵醒孩子。

- Eski hatıraları canlandırmak istemiyorum.
- Eski defterleri açmak istemiyorum.

我不愿意勾起久远的回忆。

Onlardan herhangi birini istemiyorum.

它们中没有我要的。

Niçin gitmiyorsun? Çünkü istemiyorum.

"你为什么不去?""因为我不想去。"

Ben akşam yemeği istemiyorum.

我不想吃晚饭。

Hiçbir şey içmek istemiyorum.

我什么都不想喝。

Oraya tekrar gitmek istemiyorum.

我不想再次去那儿。

Sadece seni kaybetmek istemiyorum.

我只是不想失去你。

Sadece seninle evlenmek istemiyorum.

我就是不想嫁給你。

Seninle konuşmak istemiyorum, Tom.

汤姆,我不想跟你讲话。

Hayatımı korkuyla yaşamak istemiyorum.

我不想在恐惧中生活。

Olabilecekleri düşünmek bile istemiyorum.

我甚至不想去想會發生什麼。

Bu halıyı almak istemiyorum.

我不想买这张地毯。

Sana zarar vermek istemiyorum.

我不想傷害你。

Sınavımda başarısız olmak istemiyorum.

- 我不想不通过考试。
- 我不想挂科。
- 我不想不及格。
- 我不想落榜。
- 我不想考试失败。

Ben yeşil çay istemiyorum.

我不喜欢绿茶。

Tom'un bunu görmesini istemiyorum.

我不想讓湯姆看見這個。

Kendim hakkında konuşmak istemiyorum.

我不想談我自己。

Seninle arkadaş olmak istemiyorum.

我不想跟你交朋友。

Onun bana dokunmasını istemiyorum.

我不想被他感动。

İçecek bir şey istemiyorum.

我什么都不想喝。

O meseleye karıştırılmak istemiyorum.

我不想被牵扯到这件事里。

Başını derde sokmak istemiyorum.

我不想給你帶來麻煩。

Hava hakkında konuşmak istemiyorum.

我不想談論天氣。

Hayatımı böyle yaşamak istemiyorum.

我不想过这样的生活。

Bu kitabı okumak istemiyorum.

我不想读这本书。

Bu konuyu konuşmak istemiyorum.

我不想谈这件事。

Bugün kiliseye gitmek istemiyorum.

今天我不想去教堂。

Sana yardım etmek istemiyorum.

我不想帮你。

Sizin dilinizi öğrenmek istemiyorum.

我不想学习你的语言。

Ben pencereyi açmak istemiyorum.

我不想打开窗口。

"Neden gitmiyorsun?" "Çünkü istemiyorum."

- "你为什么不去?""因为我不想去。"
- “为什么你不来?”“因为我不想。”

Senin kalbini kırmak istemiyorum.

- 我不想让你伤害。
- 我不想伤害你。

Onun duygularını incitmek istemiyorum.

我並不想傷害他的感情。

Benimle gitmezsen, gitmek istemiyorum.

如果你不一起去的話,我也不想去了。

Paranı sakla. Onu istemiyorum.

留着你的钱吧,我不想要它。

Artık kızımı görmeni istemiyorum.

我不想让你再见到我女儿。

Bunun kavgasını yapmak istemiyorum.

我不想打这架。

Bunu denemek bile istemiyorum.

我甚至不想试试。

Seninle şimdi konuşmak istemiyorum.

我现在跟你不想说话。

Asla Boston'tan ayrılmak istemiyorum.

我從不想離開波士頓。

Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.

我不想再听到其他借口了。

Dışarı çık! Seninle konuşmak istemiyorum!

出去!我不想跟你说!

Bunu bir daha yapmak istemiyorum.

我不想再做了。

Şimdi öğle yemeği yemek istemiyorum.

我现在不想吃午饭。

Ben bu işi bırakmak istemiyorum.

我不想辞去这份工作。

Böyle bir risk almak istemiyorum.

我不想承担这样一个风险。

Onu asla tekrar görmek istemiyorum.

我再也不想看到她。

Sadece Tom ile evlenmek istemiyorum.

我只是不想和汤姆结婚。

Bugün gazete satın almak istemiyorum.

我今天不想买报纸。