Translation of "Gönüllü" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Gönüllü" in a sentence and their japanese translations:

Gönüllü müsün?

ボランティア活動してるの?

Tom gönüllü oldu.

トムはボランティアをした。

Kendini gönüllü çalışmaya adadı.

彼はボランティア活動に専念した。

Onu gönüllü olarak yaptım.

進んでそれをやりました。

Hiç gönüllü var mı?

ボランティアの方はいらっしゃいますか?

Bu sefer gönüllü olmak istiyordum.

この時は ボランティアになりたい と思ったからです

Bir satın alıma gönüllü oldum.

ニューヨーク・タイムズから 早期優遇退職をしました

Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.

その組織の運営は自発的な寄付に依存している。

Gönüllü grup, köylülere su sağladı.

そのボランティアグループは村人に水を提供した。

Yaşlandıkça, daha alçak gönüllü oldu.

彼は年をとるにつれて、一層謙虚になった。

Sihirbaz, seyircilerden bir gönüllü istedi.

そのマジシャンは観客の中から協力者を募った。

O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.

彼女はボランティア活動に専念した。

Hiç gönüllü iş yaptın mı?

ボランティア活動をしたことがありますか。

çeşitli kuruluşlarda gönüllü görev almaya başladım.

ヨーロッパに住む ムスリムの若者を支援しました

Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.

どうかひらにご容赦ください。

O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.

彼女はボランティア活動をする決心をした。

O, gönüllü olarak size destek veriyor.

彼はあなたをすすんでサポートします。

O, işi yapmak için gönüllü oldu.

彼女は自発的にその仕事をしようと申し出た。

Tom'la gitmek için gönüllü olmak istiyorum.

トムと一緒にボランティアに行きたいんです。

Bu örgüt tamamen gönüllü bağışlara dayanmaktadır.

この組織は百パーセント寄付に頼っている。

Ve İyiliksevenlerdeki gönüllü işimden çok keyif aldım

サマリタンズでのボランティア活動を 楽しいと感じていました

Gönüllü lider Anne Marks'ın gözlemi şu şekilde,

NPOリーダーのアン・マークスは 以前こう述べました

Gruba katıldı. tatbikat eğitmeni olarak gönüllü taburu.

た。彼らの訓練教官としてのボランティアの大隊。

Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.

その謙虚な男は近所の人達とうまくやっている。

Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.

彼女は喜んで私の為に何でもしてくれます。

O, ona yardım etmek için gönüllü oldu.

彼は自発的に彼女を助けようとした。

Bir gönüllü olarak çalışan bir arkadaşım var.

私にはボランティア活動をしている友人がいる。

Uluslararası konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.

彼女はその国際会議でボランティアの通訳として働いている。

çocukları ziyaret eden, gönüllü olan bağış yapan insanlar

子供たちを訪ねたり ボランティアをしたり 寄付したり

Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.

会社は退職者を募った。

Bay Smith tanıdığım kadarıyla alçak gönüllü bir adamdı.

私が知る限りスミスさんは控え目な人だった。

O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.

彼は、自発的にママの掃除を手伝った。

Gönüllü grup savaş mağdurlarının yiyecek ve ilaç eksikliğini gideriyor.

ボランティアグループの人達は戦争被害者に食料と医薬品を配った。

Ve orada 5 ila 17 yaşındaki kızlar için gönüllü oldum

ボランティアとして5歳から17歳の少女に

İlk saldırı dalgası kesildikten sonra, Lannes'ın gönüllü çağrısı cevapsız kaldı.

最初の暴行の波が打ち砕かれた後、ランヌのボランティアの呼びかけは答えられなかった。

1793'te gönüllü bir taburun başına seçildi ve Toulon Kuşatması'nda

ました。 1793年に彼は志願兵大隊を率いるために選出され、トゥーロン包囲戦で

Çocuklarım olmadığı için ebeveynlerin harcayabildiğinden daha fazla gönüllü zaman harcayabilirim.

私には子どもがいないので、両親がしていた時よりもっと多くの時間をボランティア活動に費やすことができます。

Diğerleri gönüllü iş yaparken bazıları yarı zamanlı çalışmaya devam eder.

中にはパートで仕事を続ける人もあれば、ボランティアの仕事をする人もある。

1791'de Davout yerel bir gönüllü taburuna katıldı ve komutan yardımcısı seçildi.

1791年、ダヴーは地元のボランティア大隊に加わり、副司令官に選出されました。

Hiç çocuğum olmadığından, gönüllü iş yapmak için ebeveynlerin harcadığından daha çok harcayacak zamanım var.

私には子どもがいないので、両親がしていた時よりもっと多くの時間をボランティア活動に費やすことができます。

1792'de yerel gönüllü taburuna katılmak için boyacı çırağı olarak görevinden ayrılan Gaskonya'dan bir çiftçinin oğluydu.

で、1792年に地元のボランティア大隊に加わるために染色師の見習いとしての仕事を辞めました。