Translation of "Sağladı" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Sağladı" in a sentence and their japanese translations:

Sağladı.

Anlamamızı sağladı.

尊重できるようになったのです

Ve korkuyu bırakmamı sağladı.

怖れを捨てました

Hükümet bize yiyecek sağladı.

- 政府は我々に食糧を供給した。
- 政府は我々に食糧を提供した。

Örgüt, mültecilere yiyecek sağladı.

その団体は難民たちに食物を供給した。

Onun yaşlılığında geçimini sağladı.

彼女は老後の備えをした。

O, onlara yiyecek sağladı.

- 彼は彼らに食料を与えた。
- 彼は彼らに食物を与えた。

O, çevresine uyum sağladı.

彼は環境に順応した。

30 milyon yolculuk yapılmasını sağladı.

最長のドライブは 2,400キロを超えるものでした

Okul bize ders kitapları sağladı.

学校が私たちに教科書を用意してくれた。

Hırsız pencereden eve erişim sağladı.

- 泥棒はその家に窓から入った。
- どろぼうはその家に窓から侵入した。

Gönüllü grup, köylülere su sağladı.

そのボランティアグループは村人に水を提供した。

Onlara yiyecek ve para sağladı.

彼は彼らに食べ物と金を支給した。

O, bana biraz yiyecek sağladı.

彼女は私に食べ物をくれた。

Şehir, çocuklar için yiyecek sağladı.

市が子供たちに食べ物を供給した。

Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.

まず 複雑な生物が 進化できるようになりました

Ve aradığımız yaratıklardan birini bulmamı sağladı.

1種類の生き物を 手に入れられた

O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.

彼女はその旅行者に食べ物と着るものを与えた。

İhtiyacımız olan her şeyi bize sağladı.

彼は我々に必要なものすべてを与えてくれた。

Hırsız bu kapıdan eve erişim sağladı.

泥棒はこの戸口から家に入った。

O hep yeni koşullara uyum sağladı.

彼女はいつも新しい環境に適応した。

Öğretmen okuldan sonra onun kalmasını sağladı.

先生は彼を放課後残らせた。

O bana bir gecelik konaklama sağladı.

彼は私を一晩泊めてくれた。

Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.

- かわいそうにその少女は花を売って生計をたてていた。
- その貧しい少女は花を売って暮らしを立てていた。

Kelime işlemcilerinin gelişimi Japoncayı kolaylıkla yazmamızı sağladı.

ワープロが出来たおかげで、日本語を活字にすることが簡単にできるようになった。

Ödül parası dünya gezisine gitmeme olanak sağladı.

その賞金で私は世界一周の航海をすることが出来た。

O benim çocuk hırsızlarıyla temas kurmamı sağladı.

彼は私が誘拐犯人と接触出来るようにしてくれた。

Burs onun yurt dışında eğitim yapmasını sağladı.

この奨学金のおかげで彼は留学できた。

Bu kredi kartı, bize belirli ayrıcalıklar sağladı.

このクレジット・カードは私たちにある種の特典を与えてくれる。

Durumla ilgili ayrıntılı açıklaman benim anlamamı sağladı.

あなたの詳しい状況説明で、私は正しく、理解できた。

O, duruma hızlı bir şekilde uyum sağladı.

彼はその事態に迅速に対応した。

Disiplini uyguladı ve talep edilen malzemelerin ödenmesini sağladı.

彼は規律を強制し、要求された物資が支払われることを確認しました。

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

‎自然がいかに尊いか ‎彼女が教えてくれた

Bu insanlar dünya barışına çok büyük katkı sağladı.

それらの人々は世界平和に大いに貢献した。

Onun yüksek maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağladı.

高給をとっていたので、彼は安楽に暮らすことができた。

Bu gelişmeler, bu ve bunun gibi keşifler yapmamızı sağladı.

こうした多くの重要な発見が 可能となりました

Yeni ekipman işi bir saat içinde bitirmemize olanak sağladı.

新しい機器のおかげで、その仕事を1時間で負えられるようになった。

Onun zekası ve deneyimi onun sorunla baş etmesini sağladı.

知識と経験によって、彼はそのトラブルを処理することができた。

Çok şükür, oğlum yeni okulundaki yaşama çabucak uyum sağladı.

幸いなことに、息子は新しい学校での生活にすぐに慣れた。

Sıkıcı bir konser sırasında, kahve benim uyanık kalmamı sağladı.

コーヒーのおかげで退屈なコンサートの間眠らないでおくことができた。

Şimdiye kadar zekice seçimleriniz bu acımasız çölde hayatta kalmamı sağladı

君の賢い判断のおかげで この砂漠で生き延びて―

İyi sağlığı onun yetmiş beş yaşına kadar çalışmasına olanak sağladı.

健康のおかげで彼は75歳まで働くことができた。

Ve sistemli, ev ev yaklaşımı nihai zaferi… yüksek bir fiyata sağladı.

と整然とした家 ごとの アプローチは、高額で究極の勝利を確実にしました。

Davout'un birliklerini ustaca idare etmesi, Üçüncü Kolordu'nun Prusya saldırısını püskürtmesini sağladı.

ダヴーの部隊の巧みな取り扱いにより、第3軍団はプロイセンの猛攻撃を撃退することができました。

Ev fiyatlarındaki artış onun evini büyük bir kârla satmasına olanak sağladı.

家の価値が上がったおかげで、彼は家を売って大きな利益を得た。

Bulunmasını ve Napolyon imparatorluğu çökmeye başladığında bile sonuna kadar direniş göstermesini sağladı.

、最後まで 抵抗を提供しなければならない ことを保証 しました。

Her zaman kendi kuvvetlerinin yeri ve gücü hakkında güncel bilgilere sahip olmasını sağladı ...

常に自分の軍隊の位置と強さに関する最新の情報と