Translation of "Sağladı" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Sağladı" in a sentence and their spanish translations:

Sağladı.

libras.

Anlamamızı sağladı.

aunque no estuviéramos de acuerdo.

Priya şunu anlamamı sağladı,

Y Priya me hizo darme cuenta

Ve korkuyu bırakmamı sağladı.

a abandonar el miedo.

O, onlara yiyecek sağladı.

Él les proveyó comida.

30 milyon yolculuk yapılmasını sağladı.

el más largo fue de más de 2400 km.

Yeni duruma hızlıca uyum sağladı.

Se adaptó rápidamente a la nueva situación.

Şehir, çocuklar için yiyecek sağladı.

La ciudad suministró alimento para los niños.

Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.

Primero, permitió que evolucionara la vida compleja.

Ve aradığımız yaratıklardan birini bulmamı sağladı.

y nos guiaron a una de las criaturas que buscábamos.

Onun sert cezalara maruz kalmasını sağladı.

lo sometió a castigos brutales.

O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.

Ella proveyó al viajero de alimento y ropa.

İhtiyacımız olan her şeyi bize sağladı.

Nos proporcionó todo lo que necesitamos.

Öğretmen okuldan sonra onun kalmasını sağladı.

El profesor le hizo quedarse después de clase.

Onun programı büyük bir başarı sağladı.

Su programa tuvo un enorme éxito.

Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.

La pobre chica se ganaba la vida vendiendo flores.

Kötü hissettiren bu ana ne katkı sağladı?

parecen ser más graves que en otras épocas.

Bugüne kadar ayakta kalmasını o bakımlar sağladı

se preocupó por él para sobrevivir hasta hoy

O benim çocuk hırsızlarıyla temas kurmamı sağladı.

Él me puso en contacto con los secuestradores.

Durumla ilgili ayrıntılı açıklaman benim anlamamı sağladı.

Tu detallada explicación de la situación me ha hecho ver la luz.

Disiplini uyguladı ve talep edilen malzemelerin ödenmesini sağladı.

Impuso la disciplina y se aseguró de que se pagaran los suministros solicitados.

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

Me hizo darme cuenta de lo valiosos que son los lugares silvestres.

Onun yüksek maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağladı.

Su elevado salario le permitió vivir cómodamente.

Bu yeşil ev birçok kişiye iş imkânı sağladı

Este invernadero creó empleos para mujeres y niños

Bu gelişmeler, bu ve bunun gibi keşifler yapmamızı sağladı.

que nos ha permitido hacer estos y muchos más importantes descubrimientos.

Ve bu, resmi politikanın büyük ölçüde sone ermesini sağladı.

Y eso ayudó en gran medida a poner fin a la política oficial.

Buradaki bir klima havanın, restoranın bu kısmında dolaşmasını sağladı.

Una unidad de aire acondicionado justo aquí mantenía el aire circulando a través de esta sección del restaurante.

Çok şükür, oğlum yeni okulundaki yaşama çabucak uyum sağladı.

- Afortunadamente, mi hijo se adaptó rápidamente a su nueva escuela.
- Afortunadamente, mi hijo cambió sus hábitos en su nueva escuela.

Şimdiye kadar zekice seçimleriniz bu acımasız çölde hayatta kalmamı sağladı

Sus buenas decisiones me han ayudado a sobrevivir en este brutal desierto

İyi sağlığı onun yetmiş beş yaşına kadar çalışmasına olanak sağladı.

Su buena salud le permitió trabajar hasta la edad de 75 años.

çocuklarımızın ve genç nesillerimizin eğitimine en büyük desteği bu Zoom sağladı

Este Zoom proporcionó el mayor apoyo a la educación de nuestros niños y jóvenes generaciones.

Ve sistemli, ev ev yaklaşımı nihai zaferi… yüksek bir fiyata sağladı.

y su enfoque metódico, casa por casa, aseguraron la victoria final ... a un alto precio.

Davout'un birliklerini ustaca idare etmesi, Üçüncü Kolordu'nun Prusya saldırısını püskürtmesini sağladı.

El magistral manejo de Davout de sus tropas permitió al Tercer Cuerpo repeler el ataque prusiano.

- Savaş kurbanlarına yiyecek temin ettiler.
- Onlar savaş kurbanları için yiyecek sağladı.

Ellos proveyeron a las víctimas de la guerra de alimentos.

Bulunmasını ve Napolyon imparatorluğu çökmeye başladığında bile sonuna kadar direniş göstermesini sağladı.

hasta el final, incluso cuando el imperio de Napoleón comenzaba a colapsar.

Her zaman kendi kuvvetlerinin yeri ve gücü hakkında güncel bilgilere sahip olmasını sağladı ...

siempre tuviera información actualizada sobre la ubicación y la fuerza de sus propias fuerzas ...

Bazense 1979'da Afganistan'da ya da 1985'de Nicaragua'da yaptığı gibi muhalif gruplara silah ve para sağladı.

suministrando a rebeldes con armas y dinero como en Afganistán en 1979 y en Nicaragua en 1985.