Translation of "Düşünmek" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Düşünmek" in a sentence and their japanese translations:

Düşünmek önemli.

自分の解釈や考え方に どのように影響しているのか です

Ve düşünmek zorundaydım,

この体験には

Toplumu düşünmek zorundayız.

我々は地域社会について考えなければいけない。

Çocuklarımı düşünmek zorundayım.

私は子供達のことを考えなければならない。

Plan üzerinde düşünmek zorundayız.

私たちはその計画を良く考えてみなければならない。

Bunun hakkında düşünmek istemiyorum.

そのことは考えたくないんだ。

Kendi kendime düşünmek istiyorum.

僕は自分で考えたいんだ。

Düşünmek için zaman ayırın.

時間をかけて反射しろ。

Sanırım bunu düşünmek zorunda kalacağım.

- 私は考え直してみます。
- じゃあ考え直してみるか。

Düşünmek için bazen ara vermeliyiz.

われわれはときどき一歩退いて考えなければならない。

Ben onun hakkında düşünmek istiyorum.

考えさせて下さい。

Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.

考えとくよ。

Yapılması gereken hakkında düşünmek zorundayım.

何をすべきか、考えなければならない。

Mantıklı düşünmek konusunda iyi değilim.

論理的に考えるのが苦手。

Tom kendisi için düşünmek zorundaydı.

トムは自分のために考えることになった。

Tom'un düşünmek için zamanı yoktu.

トムには考える時間がなかった。

Ona ne söylemek istediğimi düşünmek zorundayım.

写真で伝えたいことについて 考える必要があります

Yok olacağını düşünmek beni dehşete düşürdü.

愕然としました

Ne olacağını düşünmek üzerine ağırlıklarını koydular.

来るべき未来の人工知能技術に 力を注いできました

Bir yılanı sadece düşünmek beni titretiyor.

ヘビのことを考えただけでもぞっとするよ。

O, kendisi için düşünmek zorunda kaldı.

彼は自分で考えなければならない。

Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.

私は自分が何をしゃべっているのかわかっているつもりです。

Artık hiçbir şey hakkında düşünmek istemiyorum.

もう何も考えたくない。

Kendiniz için düşünmek ve çalışmak çok önemli.

自分で考え勉強することは非常に大切です。

Sigara içmenin kanserle ilgisi olduğunu düşünmek aptalca.

喫煙はガンとほとんど関係がないと思うのはおろかです。

Evcil hayvanın olmadığı bir hayatı düşünmek zor.

ペットのいない生活なんて考えにくい。

Onun hakkında biraz daha uzun düşünmek istiyorum.

もう少しそれについて考えさせてください。

Bunu düşünmek için bana biraz zaman ver.

少し考えさせて。

Biz problemi kültürel farklılıklar ışığında düşünmek zorundayız.

我々は文化の違いを考慮してその問題を考えなくてはいけない。

Ebeveynlerin çocuklarından daha önemli olduğunu düşünmek istiyorum.

子供より親が大事と思いたい。

Bunu düşünmek bile sizi hasta ediyor, değil mi?

考えるだけでも病気になりそうだ そうでしょう?

Gençliğinin bittiğini düşünmek için iyi bir nedenin olabilir.

君の青春が終わったと思うのももっともだ。

Acele yok; meseleyi düşünmek için beş gününüz var.

急ぐ必要はありません。そのことはまだ5日間よく考えられます。

O, o kadar korkunç ki onu düşünmek istemiyorum.

それはたいへん恐ろしいので、それを考えたくもない。

Bırak ders çalışmayı, düşünmek için bile bitik durumdaydım.

疲れきっていたので勉強するのはもちろん考えるのも嫌だった。

Onun hakkında düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.

考える時間が必要です。

O evli bir adam olarak geleceği düşünmek zorunda.

彼は既婚者なのだから、将来のことを考えなければならない。

Bana onun hakkında düşünmek için biraz zaman verir misin?

しばらく考えさせていただけませんか?

Senin önerin çok cazip ama onun hakkında düşünmek zorunda kalacağız.

その提案は魅力的だけど、今は決断できないので考えさせて下さい。

Lütfen onun hakkında düşünmek için bana biraz daha zaman verin.

もう少し考えさせてください。

- Ne yapacağıma karar vermeden önce enine boyuna düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- Ne yapacağımı belirlemeden önce etraflıca düşünmek için zamana ihtiyacım var.

私は行動の決断をする前によく考える時間が欲しい。

Onun bu ilişkiden bir şeyler kazandığını düşünmek ilk başta çok zordu.

‎初めのうちは ‎彼女の行動が不可解だった

- Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil.
- Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmeden edemiyorum.

息子はまだ生きていると考えずにいられない。