Translation of "Kalacağım" in French

0.045 sec.

Examples of using "Kalacağım" in a sentence and their french translations:

Kalacağım.

- Je resterai.
- Je vais rester.

Orada kalacağım.

- J'y séjournerai.
- J'y resterai.

Evde kalacağım.

Je resterai à la maison.

Geç kalacağım.

Je serai en retard.

Yakın kalacağım.

Je resterai à proximité.

Burada kalacağım.

Je resterai ici.

- Ben yarın evde kalacağım.
- Yarın evde kalacağım.

- Je resterai à la maison demain.
- Je vais rester à la maison demain.
- Je resterai chez moi demain.

- Bir arkadaşımın evinde kalacağım.
- Bir arkadaşta kalacağım.

Je resterai chez l'un de mes amis.

Bugün evde kalacağım.

Je resterai à la maison aujourd'hui.

Ben evde kalacağım.

- Je resterai à la maison.
- Je resterai chez moi.

Yarına kadar kalacağım.

Je resterai jusqu'à demain.

İşe geç kalacağım.

Je vais être en retard au travail.

Halamla Kyoto'da kalacağım.

Je vais rester à Kyôto avec ma tante.

Ben hayatta kalacağım.

Je survivrai.

Bakmak zorunda kalacağım.

Je vais devoir regarder.

- Geç kalacağım.
- Gecikeceğim.

Je serai en retard.

Sanıyorum burada kalacağım.

Je pense que je vais rester ici.

Sanırım burada kalacağım.

Je pense que je vais rester ici.

Sanırım evde kalacağım.

Je pense que je resterai à la maison.

Yarın evde kalacağım.

- Je resterai à la maison demain.
- Je resterai à la maison demain.

Toplantıya geç kalacağım.

Je vais être en retard pour la réunion.

Eğer eğlenceliyse, kalacağım.

Si c'est marrant, je resterai.

Eğer yağmur yağarsa kalacağım.

Je resterai, s'il pleut.

Bir hafta orada kalacağım.

Je resterai ici pendant une semaine.

Paris'te üç aylığına kalacağım.

Je resterai pendant trois mois à Paris.

Yarın çalışmak zorunda kalacağım.

Je dois étudier demain.

Birkaç gün burada kalacağım.

Je vais rester ici plusieurs jours.

Bütün yıl burada kalacağım.

Je resterai ici toute l'année.

Burada birkaç gün kalacağım.

Je vais rester ici quelques jours.

Bu gece evde kalacağım.

Je vais rester à la maison cette nuit.

Endişelenme. Ben seninle kalacağım.

Ne t'en fais pas, je suis à tes côtés.

Burada birkaç dakika kalacağım.

Je vais rester ici quelques minutes.

Bütün gün yatakta kalacağım.

Je vais rester au lit toute la journée.

Birkaç gün daha kalacağım.

Je resterai quelques jours de plus.

Ben şimdilik otelde kalacağım.

Je vais rester à l'hôtel pour l'instant.

Birkaç ay burada kalacağım.

Je vais rester ici quelques mois.

Planımı değiştirmek zorunda kalacağım.

Je vais devoir changer mon emploi du temps.

Onları uyarmak zorunda kalacağım.

Je vais devoir les avertir.

Kız kardeşimin evinde kalacağım.

Je resterai chez ma sœur.

Kyoto'da amcamla birlikte kalacağım.

Je vais rester avec mon oncle à Kyoto.

Muhtemelen biraz geç kalacağım.

Je vais probablement être un peu en retard.

Ben bugün evde kalacağım.

Je resterai à la maison aujourd'hui.

Kendim gitmek zorunda kalacağım.

Je vais devoir y aller moi-même.

Bir arkadaşımın evinde kalacağım.

- Je resterai chez l'un de mes amis.
- Je resterai chez un ami à moi.

- Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım.
- Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.

- Je resterai chez moi s'il pleut demain.
- S'il pleut demain, je reste à la maison.
- S'il pleut demain, je resterai à la maison.

- Sen dönünceye kadar Tom'la kalacağım.
- Siz dönene kadar Tom'la kalacağım.

- Je resterai avec Tom jusqu'à ce que tu reviennes.
- Je resterai avec Tom jusqu'à votre retour.

- Burada kısa bir süre için kalacağım.
- Kısa bir süre burada kalacağım.

Je ne resterai pas longtemps ici.

Sanırım bunu düşünmek zorunda kalacağım.

Je pense qu'il faut que j'y réfléchisse.

Saat ona kadar burada kalacağım.

- Je reste ici jusqu'à 10 heures.
- Je resterai là jusqu'à dix heures.
- Je resterai là jusqu'à vingt-deux heures.
- Je resterai ici jusqu'à dix heures.
- Je resterai ici jusqu'à vingt-deux heures.

Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.

- Il va me falloir y réfléchir.
- Il va me falloir y songer.
- Il va falloir que j'y réfléchisse.

Tüymem lâzım; yoksa geç kalacağım.

Je dois me grouiller ou je vais être en retard.

Onu babama açıklamak zorunda kalacağım.

Il faudra que j'explique ça à mon père.

Bir ay boyunca burada kalacağım.

- Je resterai ici un mois entier.
- Je resterai ici tout un mois.

Saat altıya kadar orada kalacağım.

Je resterai là jusqu'à six heures.

Hiçbir yere gitmiyorum burada kalacağım.

Je n'ai nulle part où aller alors je vais rester ici.

Randevumu iptal etmek zorunda kalacağım.

Je vais devoir annuler mon rendez-vous.

Bıçağına el koymak zorunda kalacağım.

Je vais devoir confisquer ton couteau.

Üç gün daha burada kalacağım.

Je vais rester ici pendant encore trois jours.

Bu ay boyunca burada kalacağım.

Je serai là tout le mois.

Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım.

S'il pleut demain, je resterai à la maison.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.

S'il pleut demain, je reste à la maison.

Seni tekrar aramak zorunda kalacağım.

- Je vais devoir te rappeler.
- Je vais devoir vous rappeler.

Sanırım Fransızca öğrenmek zorunda kalacağım.

J'imagine que je vais devoir apprendre le français.

Öbür güne kadar burada kalacağım.

Je vais rester ici jusqu'à après-demain.

Orada yaklaşık bir hafta kalacağım.

- Je vais rester là-bas pendant environ une semaine.
- Je vais y rester pendant à peu près une semaine.

Pazar günü çalışmak zorunda kalacağım.

Je devrai travailler dimanche.

20 Ekim'e kadar Boston'da kalacağım.

Je resterai à Boston jusqu'au 20 octobre.

Sen burada olduğun sürece, ben kalacağım.

Tant que tu seras là, je resterai.

Ben onlara yardım etmek zorunda kalacağım.

- Je devrai les aider.
- Il me faudra les aider.

Sanırım birkaç dakika daha burada kalacağım.

Je pense que je vais rester ici quelques minutes de plus.

Tom'la onun hakkında konuşmak zorunda kalacağım.

- Je vais devoir parler à Tom à ce propos.
- Il faudra que j'en parle à Tom.

Ne olursa olsun senin müttefikin kalacağım.

- Je resterai votre allié, quoi qu'il advienne.
- Je resterai ton allié, quoi qu'il advienne.

Sanırım birkaç gün daha Boston'da kalacağım.

Je pense que je vais rester à Boston pour quelques jours de plus.

Bu gece burada kalmak zorunda kalacağım.

Je vais devoir rester ici ce soir.

O gelene kadar ben burada kalacağım.

Je resterai ici jusqu'à ce qu'il arrive.

Ben birkaç gün için seninle kalacağım.

Je passerai quelques jours chez toi.

Süreli bir iş bulmak zorunda kalacağım.

Je devrai trouver un emploi à temps partiel.

Bu almak zorunda kalacağım bir risk.

C'est un risque que je vais devoir prendre.

Sen geri gelene kadar Tom'la kalacağım.

Je resterai avec Tom jusqu'à ce que tu reviennes.

Tom buraya gelene kadar seninle kalacağım.

Je resterai chez toi, jusqu'à ce que Tom vienne.

Bunun hakkında Tom'la konuşmak zorunda kalacağım.

Je vais devoir parler à Tom à ce propos.