Translation of "Bakma" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Bakma" in a sentence and their japanese translations:

Bakma.

じろじろ見るな。

Bana bakma.

- こっち見ないで。
- こっち見ないでよ。
- こっち見ないでください。
- こっち見ないでくださいよ。

Pencereden dışarı bakma.

- 窓から外を見るな。
- 窓から外を見てはいけません。

Bana öyle bakma.

そのように僕を見つめないでくれ。

Ona kıskanarak bakma.

うらやましそうに彼女を見るな。

Öyle mahzun bakma.

そんな悲しそうな顔するなよ。

Bana böyle hüzünlü bakma.

そんな悲しい目で見ないで。

Lütfen bana öyle bakma.

- そんなに見つめないでください。
- そんなふうに私のこと見ないでください。

Yoksul insanlara tepeden bakma.

貧しい人を軽蔑してはならない。

Bana o şekilde bakma.

- そんなふうに私を見ないでください。
- そのように僕を見つめないでくれ。
- そんな目で見つめないでよ。

Daha fazla bakma, lütfen!

もう見ないでください!

- Kutuya bakma.
- Kutuya bakmayın.

その箱をのぞいてはいけない。

- Geriye bakma.
- Geriye bakmayın.

- 後ろを振り返るな。
- 過去のことを振り返るのはやめろよ。

Kusura bakma, lafı uzattım.

さっきは言いすぎてごめん。

Sadece hayatın karanlık tarafında bakma.

人生の暗い面ばかりを見るな。

Böyle hüzünlü gözlerle bana bakma.

そんな悲しい目で見ないで。

Pencereden dışarı bakma, çalışmana odaklan.

窓から外を見るな。勉強に集中しなさい。

Tavana bakma yerine bir roman okuyabilirsin.

天井を眺めているくらいなら、小説でも読んだほうがよい。

Lütfen yemek yerken cep telefonuna bakma.

食事中に携帯を見るのやめなさい。

Kusura bakma, açıklama yapma konusunda kötüyüm.

説明下手でごめんね。

Sadece fakir olduğu için ona tepeden bakma.

貧しいからというだけで彼を軽べつしてはいけない。

Onun siyahi insanlara tepeden bakma alışkanlığı vardı.

彼は黒人を見下すのが癖になっている。

Lütfen biz yemek yerken cep telefonuna bakma.

食事中に携帯を見るのやめなさい。

Onun işlere karanlık tarafından bakma eğilimi var.

- 彼女は悲観する傾向がある。
- 彼女は物事を悲観的に見る傾向がある。

Erkek çocukları küçük kız kardeşlerine tepeden bakma eğilimindedir.

- 男の子は妹を見下ろしがちである。
- 男の子は自分の妹を見下しがちである。

- Dün gece için kusura bakma.
- Dün gece için üzgünüm.

昨夜はごめん。

- Kusura bakma, öyle demek istemedim.
- Özür dilerim, kırmak istememiştim.

すいません、悪気はなかったんです。

Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır.

ものの見方というのは立場に依るものだ。

Ah, seni fark etmediğim için kusura bakma. Buradan sadece oyunu görebiliyorum.

あはは・・・ごめんね。ちょっとコンタクトしてくるの忘れちゃって。ここじゃないと見えないんだ。

- Kusura bakma, sana önemli bir şey söylemeyi unuttum.
- Üzgünüm, sana önemli bir şey söylemeyi unutmuşum.

ごめん、大事なこと言い忘れてた。

Ha? Toniğimiz bitti mi? Peki, kusra bakma ama personal odasına gidip biraz getirebilir misin, Katou?

え?トナーが切れてるんですか?仕方ないですね。加藤さん、すみませんが職員室に取りに行って下さい。