Translation of "Pencereden" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Pencereden" in a sentence and their japanese translations:

Pencereden baktı.

彼は窓の外を見た。

- Ben pencereden dışarı baktım.
- Pencereden dışarı baktım.

私は窓から外を見た。

Çocuk pencereden baktı.

その少年は窓から覗き込んだ。

O, pencereden çıktı.

彼は窓から出て行った。

Pencereden dışarı bakma.

- 窓から外を見るな。
- 窓から外を見てはいけません。

Pencereden dışarı bak.

窓の外をご覧なさい。

Hepimiz pencereden baktık.

私たちはみな窓から見た。

Başını pencereden çıkarma.

窓から顔を出すな。

Başını pencereden çıkardı.

彼女は窓から顔を出した。

Çocuk pencereden içeri girdi.

その少年は窓から中に入った。

Pencereden onun gelişini görebiliyordum.

窓越しに彼がやってくるのが見えた。

Sabah güneşi pencereden girdi.

窓から朝日がさしこんだ。

Elinizi pencereden dışarı koymayın.

窓から手を出してはいけません。

O, pencereden dışarıya baktı.

彼女は窓から外を見た。

O, pencereden içeriye girdi.

- 彼は窓から入ってきた。
- 彼は窓を通って来た。

O, pencereden dışarı bakıyordu.

彼は窓から外を見ていた。

Tom pencereden eve girdi.

トムったら窓から家に入ったのよ。

Pencereden gün batımını görebiliyorduk.

窓から日が沈むのを見ることができるだろう。

Pencereden dışarı manzaraya baktım.

- 私は窓から風景を眺めていた。
- 私は窓からの景色を眺めた。

Arı pencereden dışarı çıktı.

蜂が窓から飛んでった。

Tom eve pencereden girebildi.

トムは窓から家の中に入れたんだ。

Tom pencereden içeri girdi.

トムは窓から入ってきた。

O, pencereden içeri girdi.

- 彼は窓から入ってきた。
- 彼は窓を通って来た。

Hepimiz pencereden dışarı baktık.

私たち皆は窓から見た。

Pencereden, batan güneşi görebilirsin.

窓から日が沈むのを見ることができるだろう。

- Pencereden dışarı bakarak oturdu.
- Pencereden dik dik dışarı bakarak oturdu.

彼女は座って、窓の外をじっと見ていた。

Uçabileceğini sanıp pencereden atlayanlar gelebilir.

飛べると思って 窓から飛び降りたり

Bob eve bir pencereden girdi.

ボブは窓から家に入った。

Bir arı pencereden dışarı uçtu.

はちが1匹窓から飛んでいった。

Hırsız pencereden eve erişim sağladı.

- 泥棒はその家に窓から入った。
- どろぼうはその家に窓から侵入した。

Hırsız, kırık bir pencereden girdi.

どろぼうはこわれた窓から侵入した。

O, başını pencereden geri çekti.

彼女は窓から頭を引っ込めた。

Pencereden dışarı bakmayın. İşinize yoğunlaşın.

窓から外を見るな。勉強に集中しなさい。

John oturdu pencereden dışarı baktı.

ジョンは座って窓の外を眺めていた。

Bu kırık pencereden o sorumludur.

この窓が壊れたのは彼女のせいだ。

Pencereden dışarı bakma, çalışmana odaklan.

窓から外を見るな。勉強に集中しなさい。

O, onu pencereden dışarı itti.

彼女は彼を窓の外に押し出した。

Hırsız pencereden girmiş gibi görünüyor.

どうやら泥棒は窓から入ったみたいだ。

üçüncü kattaki pencereden betonun üzerine düştüm.

私は3階の窓から転落し コンクリートに叩きつけられました

Bir top uçarak pencereden içeri girdi.

ボールが窓から飛び込んできた。

Pencereden güzel bir deniz manzaramız var.

窓からは海がよく見える。

Tom pencereden dışarı bakmaya devam etti.

トムは窓の外をじっと見続けた。

Bir beyzbol topu pencereden uçarak geldi.

野球のボールが窓から飛び込んできた。

Pencereden dışarı bakarken bir gökkuşağı gördüm.

窓の外を見ると、虹が見えた。

Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.

走行中の箱乗りはご遠慮下さい!

Yüksek bir pencereden atlayarak intihar etti.

彼は高い窓から飛び降り自殺した。

Hırsız kırık bir pencereden içeriye girdi.

どろぼうはこわれた窓から侵入した。

O, aylak aylak pencereden dışarı bakıyordu.

彼女はぼんやりと窓の外を眺めていた。

Pencereden arkadaşlarınızla şarkı söyleyin, İtalya'daki insanlar gibi.

窓から友達と一緒に歌う。イタリアの人々がやっているように

Söylediğim şeyle gerçekten ilgilensen, pencereden dışarı bakmazsın.

私の言っている事に本当に興味があるなら、窓の外をじっと見ていたりしない。

O açık pencereden uçmak üzere olduklarını düşünüyordu.

今にも開いた窓から飛び立ちそうだと思った。

Polis daireye pencereden zorla girmek için zorlandı.

警察はやむなく窓からそのアパートに入った。

Pencereden dışarıya bakarken gelen bir araba gördüm.

窓の外を見ると、車が1台来るのが見えた。

Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.

赤貧戸口に至らば、恋は窓より飛び去る。

Biz pencereden dışarı baktık ama hiçbir şey görmedik.

我々は窓の外を見たが何も見えなかった。

Orada, birkaç hafta sonra Berthier bir pencereden düştü ve öldürüldü.

そこで、数週間後、ベルティエは窓から落ちて殺されました。

Hafif bir ikindi güneşi, dalların arasından süzülüp pencereden içeri giriyordu.

窓からは午後の優しい木漏れ日が差し込んでいた。

- Penceresinin dışındaki gürültüden dolayı o uyuyamadı.
- Pencereden gelen ses yüzünden uyuyamadı.

- 窓の外の騒音のために、彼は眠ることができなかった。
- 窓の外の騒音のせいで、彼は眠ることができなかった。

Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.

小さな音や明かり 窓越しのテレビに注意してる