Translation of "çalışmak" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "çalışmak" in a sentence and their japanese translations:

Çalışmak zorundayım.

仕事しなきゃ。

Birlikte çalışmak zorundayız,

力を合わせなければなりません

Görüntü yakalamaya çalışmak...

‎撮影を続けるのは——

Konuyu çalışmak zorundayız.

その件について調べておかなければならない。

Sizinle çalışmak istiyoruz.

ぜひ取引させていただきたいと思います。

Çalışmak zorunda mıyım?

- 私は勉強しなければならないですか。
- 勉強しないといけませんか?

Kotla çalışmak kolaydır.

ジーンズは仕事をしやすい。

Tom'la çalışmak istiyorum.

トムと一緒に仕事がしたいです。

Matematik çalışmak zorundayım.

- 私は数学を勉強する必要がある。
- 数学を勉強しないといけないんだ。

Fransızca çalışmak istiyorum.

フランス語を勉強したいんです。

Uçak çalışmak üzere.

飛行機はちょうど出発しようとしている。

İngilizce çalışmak zorundaydım.

英語を勉強しなければならなかった。

Canım çalışmak istemiyor.

勉強する気がない。

Japonca çalışmak zorundayım.

私は日本語を勉強しなければなりません。

Kafeteryada çalışmak istiyorum.

カフェテリアで働きたいのですが。

Çalışmak zorunda değilsin.

あなたは勉強する必要はない。

Yarın çalışmak istemiyorum.

- 明日働きたくないな。
- 明日仕事したくないな。

Ve anlamaya çalışmak istiyor.

それでも 努力したいと言って くれました

Gençken çok çalışmak zorundaydım.

若い頃は懸命に働けなければならなかった。

O çok çalışmak zorunda.

彼は熱心に勉強しなければなりません。

Kahvaltı olmadan çalışmak zordu.

朝食抜きで働くのは苦痛であった。

Kot pantolonla çalışmak kolaydır.

ジーンズは仕事をしやすい。

Keşke çalışmak zorunda olmasam.

- 仕事をする必要がなければいいのになぁと思います。
- 働かなくてもいいことにならないかな。

Tom yarın çalışmak istemiyor.

トムは明日働きたくないって。

Japonca çalışmak zorunda değilim.

私は日本語を勉強しなくてもよいです。

Yarın çalışmak zorunda kalacağım.

私は明日勉強しなければならない。

Pazar bile çalışmak zorundaydı.

彼は日曜でさえ働かねばならなかった。

Çalışmak yerine TV izledim.

- 私は勉強するかわりにテレビを見た。
- 勉強せずにテレビ見てたんだ。

Neden burada çalışmak istiyorsun?

どうしてここで働きたいの?

Neden Fransızca çalışmak zorundayım?

どうしてフランス語を勉強しなくちゃいけないの?

Dün çalışmak zorunda değildim.

私は昨日勉強する必要は無かった。

İngilizce çalışmak hoşuma gidiyor.

私は英語を勉強するのが好きです。

Bir adam çalışmak zorundadır.

人は働かねばならぬ。

Açıkçası, onunla çalışmak istemiyorum.

- 率直に言って、私は彼と一緒に働きたくない。
- はっきり言うと、私は彼と一緒に働きたくありません。

O, çalışmak zorunda değildir.

- 彼は働く必要はない。
- 彼が働く必要はない。

Bugün ders çalışmak istemiyorum.

- 今日は勉強したくない。
- 今日は勉強したくないよ。

Yapacağım şey Fransızca çalışmak.

私がこれからする事はフランス語の勉強です。

Bugün canım çalışmak istemiyor.

- 私は今日働く気がしない。
- 今日は仕事をしたくない。

Senin dilini çalışmak istemiyorum.

あなたの言語を勉強したくない。

McDonald's'da çalışmak zor mudur?

マックのバイトって大変なの?

Bugün çalışmak zorunda değilsin.

あなたは今日は働かなくてよい。

Hayatın boyunca çalışmak zorundasın.

- あなたは、一生勉強しなければならない。
- 勉強は一生し続けなければならないものだ。
- 人生ずっと勉強。

- Sadece çok çalışmak zorundasın.
- Tek yapman gereken şey çok çalışmak.

あなたは熱心に勉強しさえすればよいのです。

Çalışmak zorunda olan sadece Tom değildir. Ben de çalışmak zorundayım.

トムだけではなく私も勉強しなければならない。

Çalışmak zorunda olan tek kişi Tom değildir. Ben de çalışmak zorundayım.

トムだけではなく私も勉強しなければならない。

Sadece Tom çalışmak zorunda değil aynı zamanda ben de çalışmak zorundayım.

トムだけではなく私も勉強しなければならない。

Doğru içerikte doğru insanlarla çalışmak,

それぞれの視聴者に適したコンテンツを表示し

Eğitimciler diğer harika eğitimcilerle çalışmak

教育者は他の優れた教育者たちと手を組み

Ayılmaya çalışmak için yürüyüşe gittim.

酔いを覚ますために散歩に出かけた。

Ben gerçekten çalışmak zorunda olacağım.

実際に勉強しなければいけないでしょう。

Yorgunsan, çok çalışmak zorunda değilsin.

疲れているならそんなに一生懸命勉強しなくてもよいです。

Korkarım ki fazla çalışmak zorundasın.

- 恐縮だが、残業してもらわないと。
- 申し訳ないけど、残業してもらいたいんだ。

Biz çok çalışmak için zorlandık.

- 私たちはひどく働かなくてはならない。
- 我々は仕方なく働かなければならなかった。

Sizin şirkette çalışmak için sabırsızlanıyoruz.

一緒に働けるのを楽しみにしています。

Bay Norton'la birlikte çalışmak güzel.

ノートンさんは一緒に仕事をするのが楽しい人だ。

Çok çalışmak zorunda olmaman iyi.

猛烈に勉強しなくてもすむとは、結構ですね。

Onu hastaneye götürmeye çalışmak boşunaydı.

彼女を病院に連れて行こうとしても無駄でした。

Onu ikna etmeye çalışmak saçma.

彼を説得しようとするのはばかげたことだ。

Onları ikna etmeye çalışmak saçma.

彼らを説得しようなんて愚かなことだ。

O bir hastanede çalışmak istiyor.

- 彼は病院で働きたい。
- 彼は病院で働きたいと思っている。

O çalışmak için çok yorgun.

彼は疲れすぎて勉強できない。

Daha çok çalışmak zorunda olacağım.

私はもっと勉強しなければならないだろう。

Yarı zamanlı çalışmak zorunda kalabilirim.

私はアルバイトをしなくてはいけないかも知れません。

Bay Norton ile çalışmak keyiflidir.

ノートンさんは一緒に仕事をするのが楽しい人だ。

O tek başına çalışmak zorunda.

彼は自分で仕事をしなければならない。

Çalışmak için boş vaktim yok.

私は勉強する暇が無い。

Arkadaşım çalışmak için kütüphaneye gider.

友達は図書館に勉強しに行きます。

Bugün canım İngilizce çalışmak istemiyor.

- 今日は英語を勉強する気がしない。
- 今日は英語を勉強する気分じゃないんだ。

Gece gündüz çok çalışmak zorundaydı.

彼は昼も夜も一生懸命働かなけばならなかった。

Babam çalışmak için çok yaşlıdır.

- 私の父はとても年寄りなので働けません。
- 父はもう高齢なので働けないんです。

Çalışmak için o kütüphaneye giderdim.

私はいつも勉強しにあの図書館へ行ったものだ。

Bu şartlar altında çalışmak istemiyorum.

私はこれらの条件下で仕事したくない。

Canım bugün Fransızca çalışmak istemiyor.

今日はフランス語を勉強する気になれない。

Uykuluyken ders çalışmak zaman kaybıdır.

眠たいときに勉強するのは時間の無駄だ。

Yapmayı planladığım şey Fransızca çalışmak.

私がしようと計画していることは、フランス語の勉強をすることです。

Bu oda çalışmak için keyifli.

- この部屋は働きやすい。
- この部屋は働くのに快適だ。

Ben bu yaz çalışmak istedim.

この夏休みは働こうと思いました。

Bugünlerde canım çok çalışmak istemiyor.

このところあまり仕事に気乗りがしない。

Dün çalışmak için okula gitti.

彼は昨日勉強するために学校へ行った。

Pazar günleri çalışmak zorunda değilsin.

日曜日に仕事をする必要はない。

Tom, Mary ile çalışmak istemiyordu.

トムはメアリーと一緒に仕事したくなかった。

Üzgünüm, bu gece çalışmak zorundayım.

残念ですが、今晩は仕事をしなければなりません。

Ama yine de anlamaya çalışmak istiyorum."

理解する努力をしたいんだ」

Hayalini gerçekleştireceksen, daha fazla çalışmak zorundasın.

もし君が自分の夢を実現させようと思うなら、もっと懸命に働かなければならない。

Niçin geç saatlere kadar çalışmak zorundasın?

なぜ残業しないといけないのですか。

Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.

明日は10時間、勉強しなくてはならない。

Yoko teyze çalışmak için çok zayıf.

洋子の叔母さんは体が弱すぎて働けない。

Onlar bütün yıl boyunca çalışmak zorundaydılar.

彼らは一年中働かなければならなかった。

Ve orta yol yaratıcı düşünmeye çalışmak

妥協点は、創造的に考える努力をすることです

Sözlük olmadan, İngilizce çalışmak zor olurdu.

辞書がなかったら英語を学ぶのは難しいだろう。

Fransızca çalışmak istiyorum ama zamanım yok.

フランス語勉強したいんだけど、時間がなくって。

Japonca derslerini daha sıkı çalışmak zorundasın.

もっと頑張って日本語勉強しなさい。

Çalışmak için çok sıcak bir gün.

今日は仕事をするのには暑すぎる。

Ben şimdilik o kitapçıda çalışmak istiyorum.

差しあったて、私はその本屋で働きたいと思う。