Translation of "Sizinle" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Sizinle" in a sentence and their japanese translations:

Sizinle paylaşacağım.

皆さんにそれを打ち明けます

Eğer sizinle anlaşamadıysam,

誰かと意見が食い違う時

Sizinle çalışmak istiyoruz.

ぜひ取引させていただきたいと思います。

Tom sizinle konuşmalı.

トムが君に話があるって。

Sizinle konuşabilir miyim?

あなたとお話ししていいですか。

Sizinle konuşmak güzeldi.

あなたとお話しできてうれしかったです。

sizinle paylaşmaktan gurur duyuyorum.

従事した仕事で 20以上の賞を 受賞しました

Şanslarımı sizinle birlikte alacağım.

君と運命を共にしよう。

Sonsuza kadar sizinle olacağım.

永遠にあなたと一緒にいます。

Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.

一部君の意見に賛成する。

Sizinle tekrar konuşmak istiyorum.

- もう一度君と話がしたい。
- また、あなたと話がしたいな。

Sizinle hangi doktor ilgileniyor?

どこの医者にかかっていますか。

Sizinle biraz konuşabilir miyim?

ちょっとお話ししてもよろしいですか。

Sizinle tamamen aynı fikirdeyim.

全く同感です。

Sizinle konuşmaktan keyf aldım.

私はあなたとお話ししてよかった。

Ben sizinle konuşabilir miyim?

話してもいいですか。

Sizinle tanışmak bir zevkti.

お会いできて嬉しいです。

Ben sizinle birlikte çalışabilirmiyim?

一緒に走ってもいいですか。

Herkes sizinle aynı fikirde.

みんな君に賛成だ。

- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.

あなたといっしょに参ります。

Sizinle kimse var mıydı?

誰かと一緒だったの?

Sizinle tanışmak bir ayrıcalık.

お会いできて光栄に存じます。

Sizinle karşılaştığım için onurlandım.

あなたにお会いできて光栄です。

Sizinle tanıştığıma memnun oldum.

私はあなたに会えて嬉しいです。

O sizinle gitmeye isteklidir.

しきりに君と一緒に行きたがる。

Bunu sizinle bırakabilir miyim?

これを預かってもらえますか。

Sizinle tanışmaktan onur duydum.

- お目にかかれて光栄です。
- お会い出来て光栄です。

Sizinle olmak çok eğlenceli.

あなたと一緒にいるととても楽しいわ。

Beni izlerken sizinle çalışamam.

あなたが見つめていては、勉強できないよ。

Bay Sato'yu sizinle tanıştırayım.

佐藤氏を紹介しましょう。

Sizinle çalışmaktan gurur duyuyorum.

- 私は皆さんと仕事を共にすることを誇りに思います。
- 私はみなさんとともに仕事をすることを誇りに思います。

Sizinle olmak büyük bir zevk.

君と一緒にいるのはとても楽しい。

Ben sizinle karşılamaya can atıyorum.

貴方にお目にかかりたいと思っていました。

Onun sizinle bir ilgisi yok.

- それは君と全然関係ない。
- あなたには関係ない。

Bu konuda sizinle aynı fikirdeyim.

そのことについてはあなたに賛成です。

Yarın onda sizinle görüşebilir miyim?

明日10時にお会いできますか。

Sizinle tamamen aynı fikirde değilim.

僕は君と全く同意見であるというのではない。

O sizinle karşılaşmak için hevesliydi.

彼はあなたに会いたがっていた。

Sizinle birlikte kahvaltı yapmak istiyorum.

朝食を御一緒したいのですが。

Bu masayı sizinle paylaşabilir miyim?

- 相席させていただけますか。
- 相席させていただいてよろしいですか。

Ben ruhen sizinle birlikte olacağım.

心はあなたと共に居ます。

Sizinle bir dakika konuşabilir miyim?

- 少しお話ししてもよろしいですか。
- 少しお時間よろしいでしょうか?

Sizinle özel olarak konuşabilir miyim?

二人きりで話をしてもいいですか。

Öğrenir öğrenmez sizinle iletişime geçeceğiz.

分かり次第お電話いたします。

Sizinle hiç aynı fikirde değilim.

- 私は君とは全然意見が合わない。
- あなたとは全く意見が合わない。

Bu konuda sizinle konuşmak isterdim.

この件についてあなたと話をしたいのですが。

Daha önce sizinle tanışmadım mı?

これまでにお会いしたことがありませんでしたか。

Lütfen beni sizinle birlikte götürün.

私もいっしょに連れて行ってください。

Bunun sizinle bir ilgisi yok.

- それはあなたと全然関係がない。
- これは君に関係がない。
- これは君には関係がない。
- お前には関係ない。
- お前には関係ないだろ。

Ben sizinle birlikte gidebilir miyim?

付いて行ってもいいですか。

Sizinle bir saniye konuşabilir miyim?

ちょっといいかな? 話があるんだけど。

Sizinle tanışabilmek büyük bir onur.

お目にかかれて大変光栄です。

Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.

- あなたにお会いできてとてもうれしく思います。
- お会いできてとてもうれしいです。

Sizinle daha önce karşılaştığımı hatırlıyorum.

私は以前あなたに会ったことを覚えている。

O sizinle doğrudan temas kuracak.

彼はあなたに直接連絡すると思います。

Gelir gelmez sizinle iletişim kuracağım.

着きしだい君に連絡するよ。

- Sana katılmıyorum.
- Sizinle aynı fikirde değilim.
- Size katılmıyorum.
- Sizinle aynı görüşte değilim.

- 賛成はできません。
- 君のいうことに同意できない。
- 私はあなたに同意できない。

Bugün, sizinle sadece üç strateji paylaşacağım.

今日 私は皆さんにレジリエンスを高めるための 3つの方法をお伝えしたいと思います

Sizinle burada bir hikâye paylaşmak istiyorum.

例をひとつあげましょう

Ayrıca sizinle beş farklı proje paylaşacağım;

そして5つのプロジェクトを ご紹介します

Ben sizinle özel olarak konuşmak istiyorum.

君にちょっと話がある。

Ben kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.

近いうちに連絡します。

Bu konuda sizinle aynı fikirde değilim.

その問題に関してはあなたと意見が違う。

Şu anda meşgul ve sizinle konuşamaz.

- 彼女は今忙しく、あなたとお話できません。
- 彼女は今忙しいので、あなたとお話できません。

Ben de sizinle tanıştığıma memnun oldum.

わたしも会えて嬉しいよ。

Bay Kato'yu sizinle tanıştırmama izin verin.

加藤さんをご紹介します。

Bir saniye içinde sizinle birlikte olacağım.

すぐそちらへまいります。

O, şimdi meşgul ve sizinle konuşamaz.

- 彼女は今忙しく、あなたとお話できません。
- 彼女は今忙しいので、あなたとお話できません。

Ben sizinle birlikte gitmek için hazırım.

- 私は喜んであなたとご一緒します。
- 喜んでおともします。

Sizinle yaşamamın yaşam tarzınızı etkilediğini düşünüyorum.

僕が君と一緒に住んだことは君の人生観に影響を与えたと思う。

Ben sizinle tamamen aynı fikirdeyim, bayım.

まったく同感です。

Sizinle tanışmak bir zevkti, Bay Tamori.

あなたにお目にかかれてうれしかったです、タモリさん。

Ben tamamen sizinle aynı fikirde değilim.

私は全面的に君に同意しているわけではない。

- Seninle gitmek istiyorum.
- Sizinle gitmek istiyorum.

- 一緒に行きたいのですが。
- ご一緒したいものです。
- お伴したいものです。

Bu konuda sizinle aynı fikirde olamam.

- 私はこの事ではあなたに同意できません。
- 私はこの件ではあなたに賛成できない。
- 私はこのことであなたに同意できません。

- Seninle olmak istiyorum.
- Sizinle olmak istiyorum.

- 一緒にいたいな。
- そばにいたいな。

Ben sizinle tamamen aynı fikirde değilim.

私は全面的に君に同意しているわけではない。

Joe dün akşam sizinle birlikte miydi?

ジョーは昨夜あなたと一緒でしたか。

Birçok insan sizinle aynı fikirde olurdu.

あなたに同意する人が多いでしょう。

Benim sizinle konuşacak bir şeyim var.

- あなたに相談したいことがあるの。
- 相談したいことがあるんだけど。

- Daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanışmış mıydık?

以前お会いしたことがありますか。

- Lütfen seninle gitmeme izin ver.
- Lütfen sizinle gitmeme izin verin.
- Lütfen sizinle gitmeme izin veriniz.

私もご一緒させてください。

Ve sordum "Sizinle çalışmak için ne yapmalıyım?"

「そちらの会社で採用されるには 何が必要ですか?」と聞きました

Ben, bir dereceye kadar sizinle aynı fikirdeyim.

- 幾分は君に賛成です。
- 部分的にはあなたに賛成です。

Kar hakkındaki kısmı hariç, sizinle aynı düşüncedeyim.

もうけの部分を除いて君の意見に賛成です。

Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum.

メールであなたとおしゃべりがしたいわ。

- Sizinle bir ilgisi yok.
- Seninle alakası yok.

それはまったく関係がない。

Problemin benden daha fazla sizinle ilgisi var.

その問題は私よりも君の方と関係が深い。

Bu bağlamda, ben tamamen sizinle aynı fikirdeyim.

その点では完全に君に賛成だ。

Ben, akşam yemeğini sizinle birlikte yemek istiyorum.

夕食を御一緒したいのですが。

O erkek kardeşinin sizinle tanışması için endişeliydi.

彼は兄にあなたに会ってほしいと願ってしまった。