Translation of "üzere" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "üzere" in a sentence and their korean translations:

Yetişkin olmak üzere.

성인이 되는 관문 앞에 서 있습니다.

Karanlık çökmek üzere.

‎어둠이 임박했습니다

Tıbbi doktor olmak üzere.

현재 의사 면허 취득 예정입니다.

Leo Tolstoy'un yazdığı üzere,

톨스토이가 쓴 문장처럼요.

Ve anlaşılacağı üzere böyleydi de

그럴 수도 있겠지만

Dünyanın geri kalanıysa yetişmek üzere.

나머지 국가들도 그 뒤를 따르고 있었습니다.

Gecenin son gösterisi... ...başlamak üzere.

‎밤의 마지막 막이 ‎시작됩니다

İşyerlerinde çeşitlilik, bugün görüldüğü üzere

오늘날 다양성에 대한 비즈니스 사례는

Bu bana aynısını diğerlerine yapmak üzere

이는 다른 사람들도 이 감정을 느낄 수 있도록

Sınırlarımızda yardım arayan mülteciler olmak üzere

특히 우리 국경에서 도움을 청하는 난민,

Bildiğiniz üzere kadınların birçok kısıtlaması var.

아시는 것처럼, 제약이 너무 많습니다.

Fakat sporlar çok oyunculu olmak üzere

스포츠는 멀티플레이어의 길로 들어서고 있습니다.

Fark ettiğiniz üzere boyum 1.82 m.

이미 눈치 채셨겠지만, 저는 6척 장신입니다.

Hindistan Hükûmeti de dâhil olmak üzere

우리는 적절한 파트너들을 찾을 수 있었습니다.

Gördüğünüz üzere, başlangıçta evren oldukça düzgündü

여러분이 보시다시피 우주는 상당히 순조롭게 시작되지만

Bence ülkemizde gerçekleşen olayların da gösterdiği üzere

그런데 저는 우리 나라에서 일어나고 있는 일들로 미루어보아

Anladım ki yapay zekâyı geliştirmek üzere çalışıyorken

전 인공지능(Al)과 일하면서 깨달았습니다.

Dahil olmak üzere pek çok Asya ekonomisinin

많은 아시아 경제가 경제 발전에 있어서

Fiona için çalışmak üzere evimize gelen terapist

피오나를 돌보기 위해 찾아온 전문치료사가

Özellikle böyle sistemleri aramak üzere tasarlanmış gözlemevleri kurduk.

행성 발견을 위한 전용 관측소도 설립했습니다.

Tüm paydaşları birlikte çalışmak üzere bir araya getirmek.

이해 당사국이 한데 모여 힘을 합치자는 것입니다.

RH: Bildiğin üzere ilk şirketim-- sürece çok saplantılıydık.

RH: 알다시피, 제 첫 회사는 성장에 대해 집착을 많이 했어요.

Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.

‎수컷은 탈진 직전입니다 ‎하지만 암컷이 가까이 있어요

Wall Street'teki kariyerimi bırakıp Gro İstihbarat'ı başlatmak üzere

월스트리트에서의 경력을 버리고

Gördüğünüz üzere çevrelerinde bir sürü başka madde var,

그리고 주변에 작은 군집체를 이루고 있는

Yapmak üzere işe koyuldukları şey, şirketlere şunu söylemek:

그들이 진행하는 방식은 기업들에게

Ya da belki sokağa çıkmak üzere olan bir çocuk.

어린 아이가 도로로 뛰어드는 일이 있기도 하죠.

Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.

‎겨우 숨만 붙어 있던 암컷 문어는 ‎굴 밖에 쓸려 나와 있었어요

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

자, 이건 작은 동물들을 잡기 위해 고안된 덫 중의 하나입니다

DB: Tahmin edeceğin üzere buna karşı büyük bir şüphe var

데이비드: 글쎄 예상하시겠지만 약간의 회의적으로 반응하더군요

Bildiğimiz üzere, 11 Eylül çok fazla şok ve acıya neden oldu.

모두가 알고 있듯이, 9/11은 충격과 슬픔을 안겨주었죠.

Haberiniz olduğu üzere, 1953'te, Kore Yarımadası 2 milyon insanın öldüğü savaştan

아는 사람도 있겠지만, 1953년 2백만 이상을 죽인 한국전쟁 이후

Bazı insanlar da dahil olmak üzere, bir kısım ABD'lilerin emperyalizme şiddetle karşı olmasıydı.

왜냐하면 미국의사당에 있는 많은 의원을 포함한 일부 미국인들은 강한 반제국주의자 성향이었기 때문이죠

Buraya kadar gelerek harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

지금까지 잘하셨지만 곧 상황이 더 힘들어집니다

Buraya gelinceye kadar harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

지금까지 잘했습니다만 곧 상황이 더 힘들어집니다