Translation of "Sıkıntı" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Sıkıntı" in a sentence and their italian translations:

Tom oldukça sıkıntı yaşadı.

Tom ha passato un bel calvario.

Tom gerçek bir sıkıntı.

Tom è una vera seccatura.

Sıkıntı tüm kötülüklerin başlangıcıdır.

La noia è l'inizio di tutti i vizi.

Tom genellikle sıkıntı çeker.

Tom finisce spesso nei guai.

Park etmede sıkıntı yaşadım.

- Ho avuto dei problemi a parcheggiare.
- Ebbi dei problemi a parcheggiare.

Hata yapmak sıkıntı değildir.

- Va bene fare errori.
- Va bene commettere errori.

O yeri ararken sıkıntı çekmişler

- Hanno avuto problemi a trovare il posto.
- Loro hanno avuto problemi a trovare il posto.
- Ebbero problemi a trovare il posto.
- Loro ebbero problemi a trovare il posto.

O bana aşırı sıkıntı veriyor.

- Mi fa venire l'ansia.
- Quello mi fa venire l'ansia.

Tom arabasıyla çok sıkıntı çekiyor.

Tom sta avendo un sacco di problemi con la sua auto.

Tom kazancını giderine yetiştirmekte sıkıntı yaşıyor.

- Tom ha problemi a sbarcare il lunario.
- Tom ha dei problemi a sbarcare il lunario.

Tom yürümekte sıkıntı yaşıyor gibi görünüyor.

Sembra che Tom abbia dei problemi a camminare.

Sana herhangi bir sıkıntı vermek istemiyorum.

Non voglio crearvi problemi.

Sanatçının sıkıntı çeken bir sanatçı olması beklentisindeyiz.

Quasi ci si aspetta che l'artista debba far fatica.

Bu konuda bir sıkıntı yok, tek şansımız bu.

va bene, è stata la nostra unica scelta.

Dürüst olmak gerekirse, onun konuşmaları her zaman bir sıkıntı.

Ad essere onesti, i suoi discorsi sono sempre una noia.

Para büyük bir sıkıntı: Ne onunla yaşayabilirsin ne de onsuz.

Il denaro è un grande fratello: non si può vivere né con esso né senza di esso.

- Başına bir sürü bela açtığım için üzgünüm.
- Sana bu kadar sıkıntı verdiğim için özür dilerim.

- Mi dispiace di averti causato così tanti problemi.
- Mi dispiace di avervi causato così tanti problemi.
- Mi dispiace di averle causato così tanti problemi.

- Rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz.
- Rahatsızlık için özür dileriz.
- Sıkıntı için özür dileriz.
- Zahmet için özür dileriz.

Ci scusiamo per il disagio.

- Yeni hükümetin malî sorunları var.
- Yeni hükümet mali sıkıntılar yaşıyor.
- Yeni hükümetin finansal sorunları var.
- Yeni hükümet finansal sıkıntı yaşıyor.

- Il nuovo governo ha problemi finanziari.
- Il nuovo governo ha dei problemi finanziari.