Translation of "Başında" in Hungarian

Aklı başında mısın?

Magadnál vagy?

Annem iş başında.

Anyu dolgozik.

Direksiyon başında kim bulunuyor?

- Ki ül a volánnál?
- Ki van a kormánynál?

- Ağustos başında İngiltere'ye yola çıktı.
- Ağustos ayının başında İngiltere'ye hareket etti.

Augusztus elején hagyta el Angliát.

Ama henüz yolun çok başında.

De a gondok csak most kezdődnek.

İşin başında bu kadınlar var.

Ők a munkáért felelős nők.

Tom aklı başında, değil mi?

Tom épelméjű, ugye?

Haziran ayının başında Toronto'ya geldim.

Június elején érkeztem Torontóba.

Tom hâlâ iş başında mı?

Tamás még mindig munkában van?

Hala bu ticari kampanyaların başında geliyor.

még mindig a fehér nők uralják a kereskedelmi reklámkampányokat.

İklime etkileri daha yolun başında görünebilir

Az éghajlatváltozás hatásai még váratnak magukra,

Gençler bize çıraklık, iş başında eğitim

A fiatalok tanulószerződéses gyakorlati képzést,

Suyun başında başka devler de var.

Más óriások is vannak itt.

Aklı başında hiç kimse bunu yapmazdı.

Épelméjű ember nem tenne ilyet.

Tom ekim ayı başında istifa etti.

Tom lemondott október elején.

Jim'in başında beyaz bir şapkası var.

- Jimnek fehér kalap van a fején.
- Egy fehér kalap van Jim fején.

- Tom bilgisayar başında haddinden çok zaman geçiriyor.
- Tom bilgisayarın başında çok fazla zaman geçiriyor.

Tom túl sok időt fordít a számítógépre.

İşte benim listemin başında olan bir yer.

Itt az egyik kedvenc helyem.

Şu anda iş başında olman gerekmiyor mu?

Nem dolgoznod kellene most?

Tom direksiyon başında uyuyakalıp kazaya neden oldu.

Tom vezetés közben elaludt, balesetet okozva ezzel.

1900'lerin başında, Hitler tarafından tahsis edilmeden önce

A 20. század elején, mielőtt Hitler kisajátította,

...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.

a közvilágításnak köszönhetően éjjel-nappal aktívak.

Mary otuz yaşlarının başında çok çekici bir kadın.

Mari a harmincas évei elején egy attraktív hölgy.

Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında.

Tom laza, nyugodt és megfontolt, még stresszes helyzetben is.

Tom böyle bir şey yapmayacak kadar aklı başında biri.

- Tom elég bölcs ahhoz, hogy ne csináljon ilyet.
- Tom elég bölcs ahhoz, hogy ne tegyen ilyesmit.

- Tom siyah bir şapka giyiyordu.
- Tom'un başında siyah bir şapka vardı.
- Tom siyah bir şapka takıyordu.

Tom fekete kalapot viselt.