Translation of "Yapmalıyız" in German

0.005 sec.

Examples of using "Yapmalıyız" in a sentence and their german translations:

Öyle yapmalıyız.

Wir müssen es tun!

Bir şey yapmalıyız.

Wir müssen etwas unternehmen.

Bunu tekrar yapmalıyız.

Das sollten wir wieder tun.

Bazı testler yapmalıyız.

Wir sollten einige Tests durchführen.

Onu şimdi yapmalıyız.

Wir müssen es jetzt tun.

Şimdi ne yapmalıyız?

Was sollen wir jetzt tun?

Bence onu yapmalıyız.

Ich finde, wir sollten es tun.

Güzel, ne yapmalıyız?

Also, was machen wir jetzt?

Bunu çabucak yapmalıyız.

Wir müssen das schnell machen.

Derhal ameliyat yapmalıyız.

Wir sollten sofort operieren.

Televizyonda reklam yapmalıyız.

Wir müssen im Fernsehen werben.

Daha fazla yapmalıyız.

- Wir müssen mehr tun.
- Wir müssen mehr machen.

İlk ne yapmalıyız?

- Was sollten wir als Erstes tun?
- Was sollten wir als Erstes machen?

Onu birlikte yapmalıyız.

- Wir sollten das zusammen machen.
- Wir sollten das zusammen tun.

İkimiz bunu yapmalıyız.

Wir sollten das beide tun.

- Böyle bir şey yapmalıyız.
- Bunun gibi bir şey yapmalıyız.

Wir sollten etwas wie das machen.

Ne zaman çıkış yapmalıyız.

Wann sollten wir uns abmelden?

Biz elimizden geleni yapmalıyız.

Wir sollten unser Bestes tun.

Sanırım biraz daha yapmalıyız.

Ich denke, wir sollten noch ein paar machen.

Yağmur yağarsa ne yapmalıyız?

Was machen wir, wenn es regnet?

Bunu daha sık yapmalıyız.

Wir sollten das öfter tun!

Belki yeni planlar yapmalıyız.

Vielleicht sollten wir neue Pläne schmieden.

Tom hakkında ne yapmalıyız?

Was sollen wir in Bezug auf Tom unternehmen?

Her pazartesi bunu yapmalıyız.

Das sollten wir an jedem Montag tun.

Bu raporu yeniden yapmalıyız.

Wir müssen diesen Bericht neu schreiben.

Biz onu tekrar yapmalıyız.

- Wir sollten das nochmal machen.
- Wir sollten das wiederholen.

Bunu hemen şimdi yapmalıyız.

Wir müssen das jetzt tun.

Bundan sonra ne yapmalıyız?

Was sollen wir als nächstes machen?

Deprem olduğunda ne yapmalıyız peki

Was sollen wir also tun, wenn ein Erdbeben passiert?

Biz yeni bir başlangıç ​​yapmalıyız.

- Wir müssen neu anfangen.
- Wir müssen einen Neuanfang machen.

Kazara geç kalırsa ne yapmalıyız?

Was tun wir, wenn der Fall eintritt, dass er zu spät kommt?

Gelecek benzin istasyonunda dolum yapmalıyız.

Bei der nächsten Tankstelle müssen wir tanken.

Biz her gün bunu yapmalıyız.

- Wir sollten das jeden Tag machen.
- Wir sollten das jeden Tag tun.

Bu delikli çoraplarla ne yapmalıyız?

Was sollen wir mit diesen löchrigen Socken machen?

Temiz, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmalıyız.

Wir müssen in eine saubere und erneuerbare Energieform investieren.

- Bir an önce harekete geçmeliyiz.
- Acilen bir şeyler yapmalıyız.
- Hemen bir şeyler yapmalıyız.

Wir müssen sofort handeln.

Sağlam çıkmak için bunları mutlaka yapmalıyız

Wir müssen diese Dinge tun, um stark zu bleiben

İşte bilinçsiz insanlarımıza da böyle yapmalıyız

So sollten wir es für unsere bewusstlosen Menschen tun

Çevremizi kirletmemek için elimizden geleni yapmalıyız.

Wir sollten unser Bestes tun, unsere Umwelt nicht zu verschmutzen.

İşimizi elimizden geldiği kadar iyi yapmalıyız.

Wir müssen unsere Arbeit so gut machen, wie wir können.

Yardım etmek için bir şey yapmalıyız.

Wir müssen etwas tun, um zu helfen.

Tom'u durdurmak için bir şey yapmalıyız.

Wir müssen etwas unternehmen, um Tom aufzuhalten.

Biz iyi bir ilk izlenim yapmalıyız.

Wir müssen einen guten ersten Eindruck machen.

Belki onun hakkında bir şey yapmalıyız.

Vielleicht sollten wir etwas dagegen unternehmen.

Tom ve ben bunu tekrar yapmalıyız.

Tom und ich müssen das nochmal machen.

Sanırım her yıl burada bir piknik yapmalıyız.

Ich denke, wir sollten hier jedes Jahr ein Picknick machen.

Pekâlâ, bir karar vermeliyiz ve bunu hemen yapmalıyız.

Wir müssen eine Entscheidung treffen und zwar schnell.

Biz her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.

Wir müssen immer unser Bestes geben.

- Onu yapmak zorundayız.
- Onu yapmalıyız.
- Onu yapmamız gerekiyor.

Das müssen wir tun.

- Bunu daha sık yapmalıyız.
- Bunu daha sık yapmamız gerek.

- Wir sollten das öfter tun!
- Wir müssten das öfter tun!

Hata yapmalı, tedbirsiz davranmalı, çılgınlık yapmalıyız yoksa kafayı yeriz.

Man muss sich irren, man muss unvorsichtig sein, man muss verrückt sein, sonst ist man krank.

Fakat bizler en azından bizler üzerimize düşeni yapmalıyız diye düşünüyorum

aber ich denke, wir sollten zumindest unseren Teil dazu beitragen

Yılbaşı için geri sayım başladı. Belki biraz daha temizlik yapmalıyız.

Der Countdown für das neue Jahr hat begonnen. Vielleicht sollten wir noch etwas aufräumen.

Çok hasta olan ya da yaralanmış ve iyileşemeyen insanlarla ilgili ne yapmalıyız?

Was sollen wir mit Leuten machen, die, schwer krank oder verletzt, keine Aussicht auf Genesung haben?

Ama bunu yapmadan önce bu ilaçları halletmeliyiz. Onları serin tutacak bir şey yapmalıyız.

Zuerst müssen wir uns aber um die Medizin kümmern, damit sie kühl bleibt.

O gerçekten ısıya duyarlı ve ben soğuğa duyarlıyım. Yatak odamız hakkında ne yapmalıyız?

Er ist sehr hitzeempfindlich, und ich bin eher kälteempfindlich. Wie sollen wir die Temperatur im Schlafzimmer regeln?

Elbette sana tamamen katılıyorum, bunun için bir şey yapmalıyız, ama planının ne kadar gerçekçi olduğunu bilmiyorum.

Natürlich stimme ich mit dir vollkommen überein, dass etwas in der Angelegenheit gemacht werden sollte; aber ich weiß nicht, inwieweit dein Plan realistisch ist.