Translation of "Vermenin" in German

Güven vermenin,

zu vertrauen,

Tom oy vermenin bir zaman kaybı olduğunu düşündüğünü söylüyor.

Tom sagt, er halte das Wählen für eine Zeitverschwendung.

Birkaç günlüğüne arabanı bana ödünç vermenin bir sakıncası olup olmadığını merak ediyorum.

Ich frage mich, ob du mir dein Auto für ein paar Tage leihen würdest.

Araştırmacılar günde üç doyurucu yemek yersen kilo vermenin daha kolay olduğunu söylüyor.

Forscher sagen, dass es einfacher ist, Gewicht zu verlieren, wenn man drei anständige Mahlzeiten am Tag verzehrt.

Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur.

Die perfideste Art einer Sache zu schaden ist, sie absichtlich mit fehlerhaften Gründen verteidigen.

Adam bana kim olduğumu sordu. Ki bu soruya cevap vermenin gerekli olduğunu düşünmedim.

Der Mann fragte mich, wer ich denn sei, worauf zu antworten ich nicht für nötig befand.

O adam bana kim olduğumu sordu fakat o soruya cevap vermenin gerekli olduğunu düşünmüyordum.

Der Mann fragte, wer ich sei, aber ich hielt es nicht für notwendig, seine Frage zu beantworten.