Translation of "Kaybettiğini" in German

Tom aklını kaybettiğini düşündü.

Tom glaubte, er verliere den Verstand.

Bana saatini kaybettiğini söyledi.

Er sagte mir, dass er seine Uhr verloren hatte.

Tom anahtarını kaybettiğini söyledi.

Tom sagte, er habe seinen Schlüssel verloren.

Tom'un işini kaybettiğini duydum.

Ich hörte, Tom habe seine Arbeit verloren.

Takımımızın neden kaybettiğini açıklayabilir miyiz?

Können Sie erklären, warum unser Team verloren hat?

Onun tüm parasını kaybettiğini söyleniyor.

Man sagt, er habe sein ganzes Vermögen verloren.

Tom kaybettiğini düşündüğü anahtarı buldu.

Tom fand den Schlüssel, den er verloren zu haben glaubte.

Tom parasını nasıl kaybettiğini açıkladı.

Tom erklärte, wie er sein Geld verloren hatte.

Çantasını nerede kaybettiğini merak etti.

Sie fragte sich, wo sie wohl ihre Handtasche verloren hatte.

Tom cüzdanını kaybettiğini fark etti.

- Tom bemerkte, dass er seine Geldbörse verloren hatte.
- Tom bemerkte, dass er sein Portemonnaie verloren hatte.

Tom bana ders kitabını kaybettiğini söyledi.

Tom hat mir gesagt, dass er sein Lehrbuch verloren hat.

Herkes onun savaşta bacağını kaybettiğini biliyor.

Alle wissen, dass er sein Bein im Krieg verloren hat.

"Tom'un işini kaybettiğini söylediğini düşündüm." "Belki yanılıyordum."

„Du hast doch gesagt, dass Tom seine Arbeit verloren hätte.“ — „Vielleicht habe ich mich geirrt.“

Maria tüm parasını kaybettiğini Tom'a söylemek istemedi.

Maria wollte Tom nicht wissen lassen, dass sie ihr ganzes Geld verloren hatte.

Bazıları onun kaybettiğini bazıları kazandığını söylüyor ama sorun bu değil.

Manche sagen, er hätte verloren, andere, er hätte gewonnen — doch darum geht es gar nicht.

Evi baştan aşağı aradıktan sonra Tom, kaybettiğini düşündüğü cüzdanı buldu.

- Tom hat die Geldbörse, die er verloren zu haben glaubte, wiedergefunden, nachdem er das Haus von oben bis unten durchsucht hatte.
- Nach einer Suche von oben bis unten durch das ganze Haus fand Tom die Geldbörse, die er verloren zu haben glaubte, wieder.

Tom'un bu kadar çok kiloyu bu kadar çabuk nasıl kaybettiğini anlayamıyorum.

Ich kann mir keinen Reim darauf machen, wie es Tom gelungen ist, so schnell so viel abzunehmen.

Geçen gün şemsiyeni kaybettiğini söyledin. Şu ana kadar onu buldun mu?

Du sagtest doch letztens, du habest deinen Schirm verloren. Hast du den inzwischen wiedergefunden?