Translation of "Anahtarını" in German

0.007 sec.

Examples of using "Anahtarını" in a sentence and their german translations:

Arabamın anahtarını kaybettim.

- Ich habe meinen Autoschlüssel verloren.
- Ich habe meine Autoschlüssel verloren.

Evimin anahtarını kaybettim.

Ich habe meinen Hausschlüssel verloren.

Sen anahtarını arıyorsun.

Du suchst deinen Schlüssel.

Işık anahtarını bulamıyorum.

Ich kann den Lichtschalter nicht finden.

Anahtarını nereye koydun?

Wo hast du deinen Schlüssel hingelegt?

Odamın anahtarını kaybettim.

Ich habe meinen Zimmerschlüssel verloren.

Anahtarını nerede buldun?

- Wo hast du deinen Schlüssel gefunden?
- Wo haben Sie Ihren Schlüssel gefunden?

Tom araba anahtarını kaybetti.

Tom hat seinen Autoschlüssel verloren.

Anahtarını nereye koyduğunu hatırlamıyor.

Sie erinnert sich nicht mehr, wohin sie ihren Schlüssel gelegt hat.

O, araba anahtarını kaybetti.

Sie hat ihren Autoschlüssel verloren.

Arabamın anahtarını kaybetmen dikkatsizlikti.

Das war nachlässig von dir, meinen Autoschlüssel zu verlieren.

Sonunda kayıp anahtarını buldu.

Sie hat endlich ihre verlorenen Schlüssel gefunden.

Tom anahtarını kaybettiğini söyledi.

Tom sagte, er habe seinen Schlüssel verloren.

Onlar çekmece anahtarını kaybettiler.

Der Schlüssel zu der Schublade ist verlorengegangen.

O, kalbimin anahtarını buldu.

Sie hat den Schlüssel zu meinem Herzen gefunden.

Tom ev anahtarını kaybetti.

Tom hat seinen Hausschlüssel verloren.

Tom aydınlatma anahtarını bulamadı.

Tom konnte den Lichtschalter nicht finden.

Tom'a büromun anahtarını verdim.

Ich habe Tom einen Schlüssel zu meinem Büro gegeben.

Mary evinin anahtarını kaybetti.

Maria hat ihren Hausschlüssel verloren.

Anahtarını buldu ve kapıyı açtı.

Er fand seinen Schlüssel und öffnete die Tür.

Lütfen bana araba anahtarını ver.

Gib mir bitte den Autoschlüssel.

Bana bu kilidin anahtarını ver!

Gib mir den Schlüssel für dieses Schloss!

Bana bu kalenin anahtarını ver!

Gib mir den Schlüssel für dieses Schloss!

Tom anahtarını kanepenin altında buldu.

Tom fand seinen Schlüssel unter dem Sofa.

Tom anahtarını çıkarıp kapıyı açtı.

Tom holte seinen Schlüssel hervor und sperrte die Tür auf.

Tom anahtarını nereye koyduğunu hatırlamıyor.

Tom erinnert sich nicht mehr, wo er seinen Schlüssel hingelegt hat.

Tom anahtarını kaybetmiş gibi görünüyor.

Tom scheint seinen Schlüssel verloren zu haben.

O, araba anahtarını odasında bırakmış olabilir.

Vielleicht hat sie den Autoschlüssel im Zimmer liegen lassen.

Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını arıyordu.

Er tastete im Dunkeln nach dem Lichtschalter.

Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.

Der Bürgermeister verlieh ihm den Stadtschlüssel.

Tom arabasının anahtarını sol eline aldı.

Tom hatte seinen Autoschlüssel in der linken Hand.

Kapı anahtarını kaybettim, bu yüzden eve giremiyorum.

Ich habe den Schlüssel verloren, deshalb komme ich nicht ins Haus.

Mary çantasından anahtarını aldı ve kapıyı açtı.

Maria nahm ihren Schlüssel aus der Handtasche und sperrte die Tür auf.

Ama bunları atlarsak önemli noktaların anahtarını atlamış oluruz

Aber wenn wir das auslassen, dann versäumen wir Schlüsselpunkte

O yüzme havuzunda yüzerken kilitli dolabının anahtarını kaybetti.

Sie verlor beim Schwimmen im Becken ihren Spindschlüssel.

O yüzme havuzunda yüzerken soyunma odası anahtarını kaybetti.

Sie verlor beim Schwimmen im Becken ihren Spindschlüssel.

Tom evin anahtarını bahçedeki bir taşın altına sakladı.

Tom versteckte den Hausschlüssel unter einem Stein im Garten.

Tom her zaman yaptığı gibi anahtarını masanın üstüne bıraktı.

Tom ließ seinen Schlüssel auf dem Schreibtisch liegen, wie er es normalerweise macht.

Başarının anahtarını bilmiyorum ama başarısızlığın anahtarı herkesi memnun etmeye çalışmaktır.

Ich kenne den Schlüssel zum Erfolg nicht, aber der Schlüssel zum Misserfolg liegt darin, es allen Menschen recht machen zu wollen.

İstersen evin anahtarını vereyim de git, masanın üstüne bıraktığım parayı al?

Soll ich dir vielleicht noch den Schlüssel zu meiner Wohnung geben, wo ich Geld liegen habe?