Translation of "Katı" in German

0.008 sec.

Examples of using "Katı" in a sentence and their german translations:

Ebeveynlerim çok katı.

Meine Eltern sind ziemlich streng.

Katı yumurtayı seviyorum.

Ich esse sehr gerne hartgekochte Eier.

Su donduğunda katı olur.

Wasser wird fest, wenn es gefriert.

Yumurtamı katı kaynat lütfen.

Bitte kochen Sie mein Ei hart.

Evin üç katı var.

- Das Haus hat drei Stockwerke.
- Das Haus ist dreistöckig.

Üst katı kontrol edeceğim.

Ich sehe oben nach.

Bu çatı katı geniş.

Diese Dachwohnung ist großzügig.

Ben biraz katı hissettim.

Ich fühlte mich etwas steif.

Kibar ama katı ol.

Sei höflich, doch bestimmt.

30 katı ihtiyaç olacağını söylüyor

Sagt, es wird 30 Mal brauchen

Yaklaşık iki katı artış gösteriyor,

steigt nur halb so stark an.

Fiyat geçen yılkinin iki katı.

Der Preis ist doppelt so hoch wie vor einem Jahr.

Tom'un katı bir mazereti var.

Tom hat ein wasserdichtes Alibi.

Bu okulun kuralları çok katı.

An dieser Schule herrscht das Nulltoleranzprinzip.

Bu sinemanın iki katı var.

Dieses Kino hat zwei Stockwerke.

Evin her katı ahşaptan yapılmış.

Alle Etagen des Hauses sind aus Holz gefertigt.

Şüphelilerin hepsinin katı mazeretleri var.

Alle Verdächtigen haben stichfeste Alibis.

Bu binanın kaç katı var?

- Wie viele Stockwerke hat dieses Gebäude?
- Wie viele Etagen hat dieses Gebäude?

- Fiyatlar on yıl öncesinin iki katı.
- Fiyatlar on yıl öncesininkinin iki katı.

Die Preise sind doppelt so hoch wie vor zehn Jahren.

- Yeni tünel eskisinin iki katı uzunluğunda.
- Yeni tünel eskisinin iki katı kadar uzun.

Der neue Tunnel ist doppelt so lang wie der alte.

A, B'nin 5 katı kadar uzundur.

A ist fünfmal so lang wie B.

Çatı katı dayanıklı ve su geçirmez.

Das Hausdach ist haltbar und wasserdicht.

Onun evi benimkinin üç katı büyüklükte.

Sein Haus ist dreimal so groß wie meins.

Tom, kazasından beri katı gıda yiyemiyor.

Tom kann seit dem Unfall nichts Festes zu sich nehmen.

Tokyo'nun nüfusu Yokohama'nın 4 katı kadardır.

Die Bevölkerung von Tokyo ist viermal so groß wie die von Yokohama.

Tom Mary'nin iki katı kadar ağır.

Tom ist doppelt so schwer wie Maria.

- Tom çok katı.
- Tom çok otoriter.

Tom ist sehr streng.

Bu kutu diğerinin üç katı büyüklüğünde.

Diese Schachtel ist dreimal so groß wie jene.

O, onun iki katı kadar yaşlıdır.

Er ist doppelt so alt wie sie.

Tom Mary'nin iki katı kadar ağırdır.

- Tom ist doppelt so schwer wie Maria.
- Tom wiegt doppelt so viel wie Maria.

Teksas, Almanya'nın neredeyse iki katı büyüklüğündedir.

- Texas ist fast zweimal so groß wie Deutschland.
- Texas ist fast doppelt so groß wie Deutschland.

- Onun sahip olduğunun beş katı kadar çok sayıda pula sahibim.
- Onun beş katı pulum var.

Ich habe fünfmal so viele Briefmarken wie er.

- Kendine bu kadar katı olma.
- Kendine karşı bu kadar katı olma.
- Bu kadar yüklenme kendine.

- Sei dir selbst gegenüber nicht so streng.
- Sei nicht so streng zu dir!

Bu da enflasyonun tam 7 katı eder.

Das ist die 7-fache Inflationsrate.

Bu ülke Japonya'nın yaklaşık iki katı kadar.

Dieses Land ist ungefähr zweimal so groß wie Japan.

Senin odan benimkinin boyutunun iki katı kadar.

- Dein Zimmer ist zweimal so groß wie meines.
- Ihr Zimmer ist zweimal so groß wie meines.
- Euer Zimmer ist zweimal so groß wie meines.

Asya yaklaşık olarak Avrupa'nın dört katı büyüklüktedir.

Asien ist ungefähr viermal so groß wie Europa.

Ben senin yaşının iki katı yaşa sahibim.

- Ich bin doppelt so alt wie du.
- Ich bin doppelt so alt wie ihr.
- Ich bin doppelt so alt wie Sie.

Onun odası benimkinin iki katı kadar büyüktür.

- Sein Zimmer ist zweimal so groß wie meines.
- Sein Zimmer ist doppelt so groß wie meines.

Benim yediğimin iki katı kadar çok yedi.

Er hat doppelt so viel wie ich gegessen.

Onun ağırlığı on yıl öncekinin iki katı.

Sein Gewicht ist doppelt so hoch wie vor zehn Jahren.

Onun maaşı yedi sene öncesinin iki katı.

Sein Gehalt ist doppelt so hoch wie vor sieben Jahren.

Onun okuduğunun iki katı kadar kitap okudum.

Ich habe doppelt so viele Bücher gelesen wie er.

Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.

Dein Gehalt ist etwa doppelt so hoch wie meins.

Daha önce olduğumun iki katı kadar meşgulüm.

Ich habe doppelt so viel zu tun wie früher.

Bu kutu diğerinin iki katı kadar büyük.

Diese Schachtel ist doppelt so groß wie die da.

Bu saat onun iki katı kadar pahalıdır.

- Diese Armbanduhr ist zweimal so teuer wie jene.
- Diese Armbanduhr ist doppelt so teuer wie jene.

Benim kutum seninkinin iki katı kadar ağırdır.

Meine Schachtel ist zweimal so schwer wie deine.

10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti

Auf Kosten von 10.000 Opfern hatte er den Russen doppelt so viele Verluste zugefügt - etwa

Bunun yaşanmasını önlemek için bu katı yasaları koyduk.

Also haben wir diese strengen Gesetze verabschiedet, um das zu verhindern.

Geliriniz yaklaşık olarak benimkinin iki katı kadar büyük.

Dein Gehalt ist etwa doppelt so hoch wie meins.

Onun sahip olduğunun iki katı kadar kitabım var.

Ich habe doppelt so viele Bücher wie er.

O benimkinin on katı fazla ingilizce kelime biliyor.

Sie kennt zehnmal mehr englische Wörter als ich.

Benim sahip olduğumun üç katı kadar kitabı var.

Er hat dreimal so viele Bücher wie ich.

Ben üst katı kontrol ettim. O orada değil.

Ich habe oben geschaut. Dort ist sie nicht.

Bu taş onun iki katı kadar çok ağır.

Dieser Stein ist doppelt so schwer wie jener.

Bu iş beklediğimin iki katı kadar uzun sürecek.

Diese Arbeit wird zweimal so lange dauern, wie ich erwartet hatte.

Bu köprü o köprünün üç katı kadar uzun.

Diese Brücke ist dreimal so lang wie jene.

Her ay tonlarca atık katı atık sahasına gider.

Viele Tonnen Müll landen jeden Monat auf dieser Müllkippe.

- Çatı katı kutularla doludur.
- Tavan arası, kutularla doludur.

Der Dachboden ist voller Kisten.

- Onun evi benimkinden üç kat büyük.
- Onun evi benimkinin üç katı kadar büyük.
- Onun evi benimkinin üç katı büyüklükte.

Sein Haus ist dreimal so groß wie meins.

Ve ağırlığının 2.5 katı kadar günlük besin ihtiyacı vardır

und es braucht das 2,5-fache seines Gewichts pro Tag.

O, benim kazandığımdan üç katı daha fazla para kazanır.

Er verdient dreimal so viel Geld wie ich.

Senin sahip olduğunun on katı kadar çok kitaba sahibim.

Ich habe zehnmal so viele Bücher wie du.

Tom'un evi en az benimkinin iki katı kadar büyük.

Toms Haus ist mindestens doppelt so groß wie meins.

Ona eski patronunun ödediğinin iki katı kadar çok ödüyorum.

Ich zahle ihm doppelt so viel wie sein alter Chef.

Senin sahip olduğunun dört katı daha fazla CD'lerim var.

Ich habe viermal so viele CDs wie du.

Tom'un sahip olduğunun üç katı kadar çok kitaba sahibim.

Ich habe dreimal so viele Bücher wie Tom.

Bende beş nüsha var ama bana bunun iki katı lazım.

Ich habe 5 Kopien, aber ich brauche doppelt so viele.

Onun sahip olduğunun üç katı kadar çok sayıda kitabım var.

Ich habe dreimal so viele Bücher wie er.

Tom'un benim sahip olduğumun iki katı kadar çok kitabı ar.

Tom hat zweimal so viel Bücher wie ich.

- Odam seninkinden üç kat daha büyük.
- Odam seninkinin üç katı.

Mein Zimmer ist dreimal so groß wie deins.

Öğretmen benim sahip olduğumun üç katı kadar çok kitaba sahip.

- Der Lehrer hat drei Mal so viele Bücher wie ich.
- Der Professor hat drei Mal so viele Bücher wie ich.

O benim bildiğimin on katı kadar çok İngilizce kelime biliyor.

Er kennt zehnmal mehr englische Wörter als ich.

- Tom'un iki katı kadar yaştayım.
- Tom'dan iki kat fazla yaştayım.

Ich bin doppelt so alt wie Tom.

Tom'un sahip olduğunun üç katı kadar çok sayıda kitaba sahibim.

Ich habe dreimal so viele Bücher wie Tom.

Kız kardeşim benim sahip olduğumun üç katı kadar çok kitaba sahiptir.

Meine Schwester hat dreimal so viele Bücher wie ich.

Tom'un sahip olduğu kitapların en az üç katı kadar kitabım var.

Ich habe etwa dreimal so viele Bücher wie Tom.

Peynir, inek, keçi, koyun, ve diğer memelilerin sütlerinden yapılan bir katı gıdadır.

Käse ist ein festes Nahrungsmittel, das aus der Milch von Kühen, Ziegen, Schafen oder anderen Säugetieren hergestellt wird.

Sadece katı kalpli biri şu zavallı yavru kediyi bu soğukta sokağa terk edebilir.

Nur die schwärzeste Seele könnte das arme Kätzchen draußen auf der Straße in der Kälte lassen.

- Jüpiter Dünya'dan yaklaşık on kez daha büyüktür.
- Jüpiter Dünya'nın yaklaşık on katı büyüklüğündedir.

Der Jupiter ist etwa zehnmal so groß wie die Erde.

- O benden üç kat daha fazla kazanır.
- Benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanır.

- Er verdient dreimal so viel wie ich.
- Er verdient drei Mal so viel wie ich.

- Senin üç katın kadar param var.
- Senin sahip olduğunun üç katı kadar çok paraya sahibim.

- Ich habe dreimal so viel Geld wie Sie.
- Ich habe dreimal so viel Geld wie ihr.
- Ich habe dreimal so viel Geld wie du.

Bir diferansiyel ne kadar küçüktür? Sıfırdan büyük en küçük sayı nedir? O sayının iki katı nedir?

Wie klein ist ein Differential? Was ist die kleinste Zahl, die größer ist als Null? Was ist das Doppelte dieser Zahl?

- Tom benim iki katım kadar yaşlı.
- Tom'un yaşı benim iki katım.
- Tom'un yaşı benimkinin iki katı.

Tom ist doppelt so alt wie ich.

Aslında, herhangi bir hızda hareket etmek için kutup ayısı, çoğu diğer memelilerden iki katı daha fazla enerji harcar.

Tatsächlich verbraucht der Eisbär bei allen Fortbewegungsarten doppelt so viel Energie wie die meisten anderen Säugetiere.