Translation of "Söylüyor" in Chinese

0.012 sec.

Examples of using "Söylüyor" in a sentence and their chinese translations:

O yalan söylüyor.

他說謊。

Tom şarkı söylüyor.

汤姆唱歌。

Tom yalan söylüyor.

汤姆在撒谎。

O gelmeyeceğini söylüyor.

他說他不會來。

Onlar ne söylüyor?

- 他们在说什么?
- 她们在说什么?
- 他們在說什麼?

Tom ne söylüyor?

湯姆在說甚麼?

Adam ne söylüyor?

这个男人在说什么?

Kadın ne söylüyor?

这个女人在说什么?

Julia şarkı söylüyor.

茱莉雅唱歌。

Birisi yalan söylüyor.

有人說謊。

Tom yüzmediğini söylüyor.

汤姆说他不能游泳。

- Fred her zaman yalan söylüyor.
- Fred hep yalan söylüyor.

弗雷德總是說謊。

O, çiçekleri sevdiğini söylüyor.

她说她很喜欢花。

Tom yorgun olduğunu söylüyor.

汤姆说他累了。

Birisi açıkça yalan söylüyor.

顯然有人在撒謊。

Herkes babama benzediğimi söylüyor.

每個人都說我看起來像我爸爸。

İki kadın şarkı söylüyor.

两个女人唱歌。

Onun bakışı seni sevdiğini söylüyor.

她的樣子在說她愛你。

Tom, daha iyi hissetmediğini söylüyor.

Tom说他感觉不舒服。

Tom bir not bıraktığını söylüyor.

汤姆说他留了张便条。

Tom başından beri yalan söylüyor.

湯姆一直在說謊。

Onlar çok sıcak olacağını söylüyor.

他们说天气会很热。

O onun sigarayı bırakmayacağını söylüyor.

她說他不會戒煙。

Tom buna hâlâ inanamadığını söylüyor.

汤姆说他至今也无法相信。

Tom bir planı olduğunu söylüyor.

汤姆说他有个计划。

Tom yalan söylüyor gibi görünüyor.

看來湯姆在說謊。

Belli ki biri yalan söylüyor.

顯然有人在撒謊。

Tom ne yapılacağını bilmediğini söylüyor.

汤姆说他不知道要做什么。

Tom çok zengin olduğunu söylüyor.

湯姆說他很有錢。

Tom, ölülerle iletişim kurabileceğini söylüyor.

Tom说他可以通灵。

Tom Mary'nin yorgun olmadığını söylüyor.

湯姆說瑪麗不累。

Ev sahibi kirayı yükseltmek istediğini söylüyor.

地主说他要提高租金。

Tom bir şekerlemeye ihtiyacı olduğunu söylüyor.

汤姆说他需要午睡。

Tom bunun oldukça önemli olduğunu söylüyor.

汤姆说它十分重要。

O her zaman sana yalan söylüyor.

她一直在对你撒谎。

Tom yardım etmeye istekli olduğunu söylüyor.

汤姆说他愿意帮忙。

Tom biraz daha iyi hissettiğini söylüyor.

汤姆说他感觉好点了。

Meteoroloji uzmanı bir fırtına kopacağını söylüyor.

气象学家说会有暴风雨。

Tom canının dışarı çıkmak istemediğini söylüyor.

汤姆说他不想出去。

Tom, Mary'nin bunu yaptığını kanıtlayabileceğini söylüyor.

汤姆说他能证明那是玛丽做的。

Tom, Mary'nin ne istediğini anlayamadığını söylüyor.

汤姆说他搞不懂玛丽要的是什么。

O, böyle şeyleri sadece şakasına söylüyor.

他这么说就是为了开玩笑。

- Tom onun her zaman aynı şeyleri yaptığını söylüyor.
- Tom alışkanlıklarına bağlı biri olduğunu söylüyor.

汤姆说他是习惯的产物。

Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

- 我的駕駛導師說我應該耐心一點。
- 我的驾校老师说我应该更耐心一点。
- 我的駕駛教練說我應該更有耐心一點。

Kitabı bitirdiği zaman bana ödünç vereceğini söylüyor.

他说用完这本书后会借给我。

Bir genç adam kapının önünde şarkı söylüyor.

有位年轻人在门前唱歌.

Ona güvenilemez çünkü sık sık yalan söylüyor.

她不靠谱因为她经常说谎。

Herkes onun iyi bir insan olduğunu söylüyor.

大家都說他是個好人。

...N95 ve düzenli cerrahi maskeleri kullanmamanızı" söylüyor.

否则你不该使用 N95 口罩或普通医用口罩

Ne yaparsam yapayım, daha iyi yapabileceğimi söylüyor.

不管我做什么,她都说我能做得更好。

Hava raporu üç santim kar alacağımızı söylüyor.

天气预报说会下三英寸雪。

Tom onların daha zamana ihtiyacı olduğunu söylüyor.

汤姆说他们需要更多时间。

O yalan söylüyor, ben her zaman söyleyebilirim.

他在撒谎,我每次都看得出来。

Tom Mary'nin kesinlikle işi kabul etmeyeceğini söylüyor.

湯姆說瑪麗絕不會接受這工作。

- Mike iyi şarkı söylüyor.
- Mike iyi şarkı söyler.

邁克歌唱得很好。

Babam, hayatta olmamın en önemli şey olduğunu söylüyor.

爸爸说,最重要的是我活着。

Hava raporu yarın öğleden sonra yağmur yağacağını söylüyor.

天气预报说明天下午会下雨。

Mary her zaman Tom'un yeterince romantik olmadığını söylüyor.

玛丽总是说汤姆不够浪漫。

Onlar Fransız devriminden Marie Antoinette'in sorumlu olduğunu söylüyor.

有人说,玛丽·安托瓦内特对法国大革命有着不可推卸的责任。

Bu kitap fillerin 100 yaşından daha fazla yaşadığını söylüyor.

这本书上写,大象能活过一百岁。

- Tom nasıl yüzeceğini bilmediğini söyledi.
- Tom nasıl yüzeceğini bilmediğini söylüyor.

汤姆说他不知道怎么游泳。

Herkes bu restoranda yemeğin hem lezzetli hem de ucuz olduğunu söylüyor.

大家说这家饭馆儿的菜又好吃又便宜。

O, daha önce gelenleri gizlemek için için yeni bir yalan söylüyor.

他說新的謊話來圓以前說的謊話。

Tom sık sık geç kalmayacağını söylüyor, ama her zaman geç kalıyor.

汤姆常常说他不会晚到,可是他一直会。

Az önce Fransızca öğretmeninle konuştum ve o senin onun dersinde iyi olduğunu söylüyor.

我刚跟你的法语老师谈过话,他说你在课堂上表现得很好。