Translation of "Gölge" in German

0.003 sec.

Examples of using "Gölge" in a sentence and their german translations:

Bu bir gölge.

Das ist ein Schatten.

Eski bir ağaç gölge sağlar.

Ein alter Baum spendet Schatten.

Tamam, bunu bırakıp bir gölge bulalım.

Okay, weg damit und suchen uns etwas Schatten.

Mary ellerini gözlerine gölge yaparak duruyordu.

Maria stand da und beschattete ihre Augen mit der Hand.

Paul ellerini gözlerine gölge yaparak duruyordu.

Paul stand da und beschattete seine Augen mit der Hand.

Sesim gölge gibi şehirde yerde kalıyor.

Meine Stimme liegt wie ein Schatten auf der Stadt.

Tom özel bir dedektif tarafından gölge gibi izlendiğini düşünüyor.

Tom glaubt, dass er von einem Privatdetektiv beschattet wird.

Ya da şu büyük kayalıkların altında kendimize gölge bir yer arayabilir

Oder wir suchen uns etwas Schatten unter einem dieser Überhänge...

Bu gelişme aynı zamanda kimya sanayi üzerinde de gittikçe daha büyük bir gölge düşürüyor.

Die Entwicklung wirft ihre Schatten auch in der chemischen Industrie immer deutlicher voraus.

- Ailemin şerefine leke sürdüm.
- Ailemin gururuyla oynadım.
- Ailemin itibarını iki paralık ettim.
- Ailemin saygınlığına gölge düşürdüm.
- Ailemin onurunu kırdım.
- Ailemin namusunu kirlettim.
- Ailemin izzetine halel getirdim.
- Ailemin haysiyetini ayaklar altına aldım.

- Ich habe meine Familie entehrt.
- Ich habe meiner Familie Schande gemacht.

Bazen, Dünya güneşin etrafında dönerken o, güneşle ay arasına gelir. Bu olduğu zaman dünya ay karşısında karanlık bir gölge atar. Bu, bir ay tutulması ya da bir ay tutulması olarak bilinir.

Manchmal gerät die Erde beim Umkreisen der Sonne zwischen jene und den Mond. Wenn das geschieht, wirft sie auf den Mond einen dunklen Schatten. Man spricht von einer Mondfinsternis.