Translation of "Dünyaya" in German

0.010 sec.

Examples of using "Dünyaya" in a sentence and their german translations:

O, dünyaya öfkeli.

Er ist wütend auf die Welt.

O, dünyaya kızgın.

Sie ist wütend auf die Welt.

Kediler dünyaya hakim.

Katzen regieren die Welt.

Sıradan dünyaya geri dönüyoruz.

kehren wir zurück in die ganz normale Welt.

Zaman penceresinden dünyaya baktığımızda

Die Natur offenbart sich uns auf einzigartiger Weise,

Vay be dünyaya bak!

wow schau auf die Welt!

Eve geleceğimi dünyaya söyle.

- Sag allen, dass ich heimkomme.
- Erzählt allen, dass ich nach Hause komme.
- Teilen Sie allen mit, dass ich in die Heimat zurückkomme.

Bu dünyaya hoş geldiniz!

Willkommen in dieser Welt!

Futbol tüm dünyaya yayıldı.

Das Fußballspiel hat sich auf der ganzen Welt verbreitet.

çocuğun dünyaya gelmesinde yardımcı olan

ist einer, der bei der Zeugung eines Kindes hilft,

Hikâyeler dünyaya yön verdiğimiz araçlar.

Mit Geschichten steuern wir die Welt.

Bu hastalık asla dünyaya yayılamayacaktı

Diese Krankheit würde sich niemals auf die Welt ausbreiten

Dünyaya izimizi bu şekilde bırakıyoruz.

was wir auf dieser Welt hinterlassen.

Bambaşka bir dünyaya adım atıyorsun.

Du betrittst eine völlig andere Welt.

- Nerede doğdun?
- Nerede dünyaya geldin?

- Wo bist du geboren?
- Wo sind Sie geboren?
- Wo seid ihr geboren?

Yerçekimi her şeyi dünyaya düşürür.

Die Schwerkraft bringt alles auf den Erdboden.

Oğlum benim için dünyaya bedel.

Mein Sohn bedeutet mir alles.

Karısı ikiz erkekler dünyaya getirdi.

Seine Frau brachte Zwillinge zur Welt, zwei Jungen.

Dünyaya yalnızca bir kere gelinir.

Man lebt nur einmal in der Welt.

Dünyaya derinden ve yakından bakma arzumun,

Meine Liebe zur tiefen und genauen Betrachtung der Welt,

İslamiyeti artık dünyaya yanlış tanıtmaktan vazgeçin

Hören Sie jetzt auf, den Islam der Welt falsch darzustellen

çünkü dünyaya en çok benzeyen gezegen

weil der ähnlichste Planet der Welt

Leonardo 1452 yılında Floransa'da dünyaya geldi

Leonardo wurde 1452 in Florenz geboren

Kadın bir kız bebek dünyaya getirdi.

Die Frau brachte ein kleines Mädchen zur Welt.

Biz daha iyi bir dünyaya inanıyoruz.

Wir glauben an eine bessere Welt.

Kuyruklu yıldızdan kopan bir parça dünyaya yöneldi

Ein Stück des Kometen ging auf die Erde zu

Düz dünyaya inan insanların sayıları gitgide artıyordu

Die Zahl der Menschen, die an die flache Welt glauben, nimmt von Tag zu Tag zu

Steve Jobs Suriyeli bir ailede dünyaya geldi

Steve Jobs wurde in einer syrischen Familie geboren

Mars yüzeyinden kopan bazı parçalar dünyaya düşmüştü

Einige Teile, die von der Marsoberfläche abbrachen, fielen auf die Erde

Ve biz de bazı hammaddeleri dünyaya satıyoruz

Und wir verkaufen einige Rohstoffe an die Welt

Apa Sherpa, 1960 yılında Thame'de dünyaya geldi.

1960 wurde Apa Sherpa in der Stadt Thame geboren.

Dünya insana ait değil; insan dünyaya aittir.

Die Erde gehört nicht dem Menschen, der Mensch gehört der Erde.

Işığın güneşten dünyaya ulaşması ne kadar sürer?

Wie lange braucht das Licht, um von der Sonne aus die Erde zu erreichen?

Büyük bir asteroid, dünyaya çarpsaydı ne olurdu?

Was geschähe, wenn ein großer Asteroid die Erde träfe?

Çevrimiçi olarak, işletmeler tüm dünyaya ihracat yapabilirler.

Über das Netz können Unternehmen in die ganze Welt exportieren.

Çocuk tamamen sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi.

Das Kind kam völlig gesund zur Welt.

Birleşik Devletler tüm dünyaya buğday ihraç eder.

Die Vereinigten Staaten exportieren Weizen in die ganze Welt.

Daha iyi bir dünyaya giden treni bekliyorum.

Ich warte auf den Zug, der mich in eine bessere Welt bringt.

Kimse nefret duygusu ile bu dünyaya gelmez.

Niemand kommt mit einem Gefühl des Hasses auf diese Welt.

Ama Türklük yine o bir kişiden dünyaya çoğalacaktır

Aber das Türkentum wird wieder von einer Person zur Welt zunehmen

68 yılında Aydın-Nazilli'de dünyaya gelen bu adam

Dieser Mann wurde 68 in Aydın-Nazilli geboren

Kuyruklu yıldızın dünyaya çarpmak üzereyken atmosfer tarafından parçalandığı

wenn der Komet im Begriff ist, die Erde zum Absturz zu bringen

Bazıları ben bu dünyaya çalışmaya mı geldim derken

Einige sagen, ich sei auf diese Welt gekommen, um zu arbeiten

Bütün dünyaya- iyi geceler, iyi günler ve günaydın.

Der ganzen Welt gute Nacht, guten Tag und guten Morgen!

Bilim adamları keşiflerini bütün ayrıntılarıyla dünyaya bildirmek istediler.

Die Wissenschaftler wollten ihre Entdeckungen in großem Stile der Welt bekanntgeben.

Mutlu Noeller herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı!

Allen eine frohe Weihnacht! Der ganzen Welt ein glückliches neues Jahr!

Dünyaya bir hayvan olarak gelseydin hangisi olmak isterdin?

Wenn du als Tier auf die Welt kommen würdest, welches würdest du sein wollen?

Bugün Meksika'da 11 milyona kadar ulaştı düz dünyaya inananlar

Heute haben in Mexiko bis zu 11 Millionen Gläubige in der flachen Welt erreicht

Vinci kasabasında noterin gayrimeşru çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı

Als uneheliches Kind des Notars in der Stadt Vinci öffnete er die Augen für die Welt

- Tek yumurta ikizleri doğurdum.
- Tek yumurta ikizleri dünyaya getirdim.

Ich habe eineiige Zwillinge zur Welt gebracht.

En güzel keşif yolculuklarını, dünyaya bakış açımızı değiştirdiğimizde yaparız.

Die besten Entdeckungsreisen macht man, indem man die Welt mit anderen Augen betrachtet.

Dünyaya çarpmak üzereyken bir UFO ara girerek kendini feda etti

Als er die Welt treffen wollte, machte ein UFO eine Pause und opferte sich

Ya düşünebiliyormusunuz dünyaya yön vermiş iki tane adam ortak çalışamıyor

Können Sie sich vorstellen, dass zwei Männer, die der Welt die Richtung gegeben haben, nicht zusammenarbeiten können?

Ben bu dünyaya herkesin istediği gibi biri olmak için gelmedim!

Ich bin nicht auf diese Welt gekommen, um so zu sein, wie andere mich gerne hätten!

Avrupa ötesinde, savaş tüm dünyaya yayılıyor okyanuslar ve geniş Avrupa kolonileri.

Jenseits von Europa tobt der Krieg auf der Welt Ozeane und in fernen europäischen Kolonien.

- Bayan Smith ikinci çocuğunu doğurdu.
- Bayan Smith ikinci çocuğunu dünyaya getirdi.

Frau Smith brachte ihr zweites Kind zur Welt.

Eğer Dünyaya çarparlarsa küresel felakete sebep olabilecek asteroidler son derece nadirdir.

Asteroiden, die eine globale Katastrophe auslösen können, wenn sie auf der Erde aufschlagen, gibt es nur äußerst selten.

Daha aydınlık bir dünyaya adapte olmakta zorlandıkları pek çok noktadan biri bu.

Das ist eine der vielen Schwierigkeiten bei der Anpassung an eine hellere Welt.

Roosevelt, 1858 yılında New York'ta varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Roosevelt wurde 1858 in eine wohlhabende Familie in New York City geboren.

- Şiiler sadece diğer Müslümanlara ve İsrail'e karşı değil, bütün dünyaya karşı bir tehdittir.
- Şiiler yalnızca diğer Müslümanlara ve İsrail'e karşı değil, bütün dünyaya karşı bir tehdittir.

Die Schiiten stellen nicht nur eine Bedrohung für die anderen Muslime und für Israel dar, sondern sie sind eine Bedrohung für die gesamte Welt.

Birçok dille iletişim kurabilme kabiliyetim olmasaydı, dünyaya dair deneyimlerim çok daha sığ olurdu.

Meine Wahrnehmung der Welt wäre viel oberflächlicher, wenn ich mich nicht in einer Vielzahl von Sprachen verständigen könnte.

Kristof Kolomb bir zamanlar Cümle 47456'daki çocukla tanıştı ve onun gözlerini dünyaya açtı.

Christoph Columbus traf einst das Kind aus Satz Nr. 47456 und öffnete ihm die Augen.

Apollo 14 görevini başarıyla tamamladı ve dünyaya 43.5 kilogram Ay kaya ve toprağıyla döndü.

Apollo 14 kehrte nach erfolgreicher Mission mit 43,5 kg Mondgestein und -boden zur Erde zurück.

Bir Ülkeyi yok edebilirsiniz, ancak çocuklarını mutlu etmek için her şeyi yapmaya istekli bir babanın iradesini yok edemezsiniz, çevrelerindeki dünyaya rağmen

Sie können ein Land zerstören, aber sie können nicht den Willen eines Vaters zerstören, der bereit ist, alles zu tun, um seine Kinder glücklich zu machen, trotz der Welt die sie umgibt.

- O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.
- Gökyüzünün Dünya'ya temas ettiği noktayı bulmak için bir arayışa girdi

Er zog nach dem Orte aus, da der Himmel die Erde berührt.

Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.

Ich bin so leicht wie eine Feder, ich bin so glücklich wie ein Engel, ich bin so froh wie ein Schuljunge. Mir schwindelt wie einem Betrunkenen. Allen frohe Weihnachten! Ein glückliches neues Jahr der ganzen Welt.

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.

Es ist die Antwort gesprochen von Jung und Alt, von Arm und Reich, Demokraten und Republikanern, schwarz, weiß, Hispanos, Asiaten, Amerikanische Ureinwohner, homo, hetero, versehrt und unversehrt. Amerikaner die eine Nachricht an die Welt schickten, das wir niemals nur eine Ansammlung von Individuen oder von blauen und roten Staaten waren. Wir sind und werden immer die Vereinigten Staaten von Amerika sein.