Translation of "şansınız" in German

0.003 sec.

Examples of using "şansınız" in a sentence and their german translations:

Bu sizin şansınız.

- Das ist deine Chance.
- Das ist Ihre Chance.

- Şansın yok.
- Şansınız yok.

Du hast keine Chance.

...(bulaşma) şansınız fomitlerden çok daha yüksektir."

ist die Gefahr durch Schmierinfektion weitaus höher.

Bana neden güvenmelisiniz, çünkü başka şansınız yok.

Sie müssen mir vertrauen, denn eine andere Chance haben Sie nicht.

Öfkeli bir gergedanla karşılaşırsanız pek kaçma şansınız olmaz.

Wenn man einem wütenden Nashorn begegnet, kann man nicht entkommen.

Bu sefer başarısız olsanız bile, başka bir şansınız olacak.

Auch wenn du dieses Mal versagst, wirst du eine neue Chance bekommen.

Kaynak, yiyecek bulmak ve susuz kalmamak için en iyi şansınız,

Die beste Chance auf Ressourcen, Nahrung und Wasser,

Kendinizi böyle bir durumda bulursanız tahliye ekibi çağırmaktan başka şansınız yok demektir.

In so einer Situation bleibt einem nichts anders übrig, als das Notfall-Team zu rufen.

- Bu senin tek şansın.
- Bu senin yegâne şansın.
- Bu senin yegâne imkâniyetin.
- Bu sizin tek şansınız.

- Das ist deine einzige Chance.
- Das ist eure einzige Chance.
- Das ist Ihre einzige Chance.