Translation of "Yoluyla" in French

0.012 sec.

Examples of using "Yoluyla" in a sentence and their french translations:

Endüstri Devrimi yoluyla,

la révolution industrielle,

Deniz yoluyla mı veya hava yoluyla mı seyahat edersiniz?

- Voyagez-vous par bateau ou par avion ?
- Voyages-tu par bateau ou par avion ?

Diyalog yoluyla bağlantı kurarak -

créant des liens grâce au dialogue --

Kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla

les plantes vertes absorbent le CO2 de l’atmosphère

Sibirya yoluyla Londra'ya geldi.

- Il vint à Londres par la Sibérie.
- Il est venu à Londres par la Sibérie.

Sibirya yoluyla Avrupa'ya gitti.

Il a été en Europe via la Sibérie.

Anchorage yoluyla Avrupa'ya gittim.

Je suis allé en Europe via Anchorage.

Mallar deniz yoluyla gelir.

- La marchandise arrive par voie maritime.
- Les marchandises arrivent par voie maritime.

O hava yoluyla Amerika'ya gitti.

Il a pris l'avion pour l'Amérique.

Hava yoluyla seyahat etmeyi sevmez.

Il n'aime pas voyager par avion.

Fransa'ya hava yoluyla seyahat ediyoruz.

Nous allons en France par avion.

Tünel yoluyla mı gitmek istiyorsun?

Tu veux passer par le souterrain ?

O, onunla evlilik yoluyla akrabadır.

Elle lui est apparentée par alliance.

Meyvenin kalitesini çiçekler yoluyla biliyoruz.

On connait par les fleurs l'excellence du fruit.

yoluyla bulaştığını ve insanlar ve sebze ve meyveler dahil birçok gıda yoluyla

que ce virus est transmis par les porcs et leur viande, et qu'il peut se transmettre

Ben hava yoluyla seyahat etmeyi sevmiyorum.

Je n'aime pas voyager par les airs.

Pilotlar havaalanıyla telsiz yoluyla iletişim kurarlar.

Les pilotes communiquent par radio avec l'aéroport.

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.

En tâtonnant, il trouva par hasard la bonne réponse.

Birçok mal artık hava yoluyla taşınmaktadır.

De nos jours, beaucoup de marchandises sont transportées par avion.

Hiç hava yoluyla seyahat ettiniz mi?

Avez-vous déjà pris l'avion ?

Babam hava yoluyla seyahat etmeyi sever.

Mon père aime voyager par avion.

Lütfen benimle posta yoluyla irtibata geçiniz.

Merci de me contacter par courrier.

Koruma ve yenilenme yoluyla gelişip büyüyen ekosistemler;

des écosystèmes qui prospèrent grâce à la protection et à la restauration ;

O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor.

Il aime voyager à l'étranger par avion.

Onu hava yoluyla gönderirsem, kaça mal olur.

Combien cela coûtera-t-il si je l'envoie par avion ?

Ben özür yoluyla birkaç söz söylemek istiyorum.

J'aimerais dire quelques mots pour m'excuser.

Ebola vücut sıvıları yoluyla insandan insana yayılır.

Ebola se propage de personne à personne à travers les liquides corporels.

Eğer onları hava yoluyla gönderirsen çok minnettar olmalıyım.

Je vous serais très reconnaissant de les envoyer par avion.

Sana hava yoluyla bir doğum günü hediyesi gönderiyorum.

Je t'envoie un cadeau d'anniversaire par le courrier aérien.

Düşman süvarisi, bilinmeyen bir geçit yoluyla nehri geçti.

La cavalerie ennemie a traversé la rivière par un gué inconnu.

Oylama yoluyla ülke için geçici bir hükümet . Ve Abdul

placé Muhammad Al-Manfi comme président du Conseil présidentiel. Et Abdul

Damar yoluyla uyuşturucu kullanırken başkalarıyla ortak iğne kullanmış mıydınız?

- Avez-vous déjà partagé des aiguilles lorsque vous utilisiez des drogues intraveineuses ?
- As-tu déjà partagé des aiguilles lorsque tu as utilisé des drogues intraveineuses ?

O da bana şunu dedi. Daha doğrusu arkadaşı yoluyla söyledi.

Elle ne m'a fait qu'un seul commentaire ou elle a parlé à une amie.

Lokantada bir kızla el sıkışmaya gider . Ve kız ve yiyecek yoluyla,

restaurant. Et à travers la fille et la nourriture, le virus se propage, qui se transmet par la

- Binlerce insan, reklam yoluyla aldatıldı.
- Binlerce insan bu reklam tarafından kandırıldı.

Des milliers de personnes furent déçues par la publicité.

Berthier , Nisan 1814'te İmparatorun tahttan çekilmesine kadar, Fransa'nın çaresiz savunması yoluyla

Berthier continua de servir fidèlement Napoléon,

Tükürük, hapşırma ve öksürme yoluyla bulaşan virüs yayılır, onu kaotik ve kaybolur.

salive, les éternuements et la toux, le rendant chaotique et perdu. Vous pensez peut-être que c'est

1950'ler doğu ve batı arasındaki bir soğuk savaş yoluyla karakterize edilir.

Les années 1950 se caractérisent par une guerre froide entre l'Est et l'Ouest.

Ancak savaşta ne onların hatlarını kıramadı ne de deniz yoluyla kaçmalarına engel oldu.

Mais au combat, il ne pouvait pas briser leurs lignes, ni empêcher leur fuite par la mer.

Ve kocasının kararları üzerindeki etkisi güçlü bir şekilde arttı ve insani yardım çalışmaları yoluyla

et son influence sur les décisions de son mari a fortement augmenté et a élargi sa promotion à