Translation of "Londra'ya" in French

0.004 sec.

Examples of using "Londra'ya" in a sentence and their french translations:

- Londra'ya gitmek isterim.
- Londra'ya gitmek istiyorum.

J'aimerais aller à Londres.

- Seneye Londra'ya gidiyorum.
- Önümüzdeki yıl Londra'ya gideceğim.

L'année prochaine, j'irai à Londres.

Tren Londra'ya gidecek.

Le train est à destination de Londres.

Tren Londra'ya vardı.

Le train est arrivé à Londres.

O, Londra'ya gitti.

Il est parti pour Londres.

Londra'ya gitmek isterim.

J'aimerais aller à Londres.

Londra'ya hareket ettim.

Je suis parti pour Londres.

Onlar Londra'ya gidecekler.

Elles vont conduire jusqu'à Londres.

Ben Londra'ya gittim.

J'ai été à Londres.

Biz Londra'ya gittik.

On est allé à Londres.

Nisanda Londra'ya gidiyoruz.

En avril nous irons à Londres.

- Geçen yıl Londra'ya gittik.
- Biz geçen yıl Londra'ya gittik.

Nous sommes allés à Londres l'année dernière.

Londra'ya giden trene bindim.

Je suis entré dans le train en partance pour Londres.

Sibirya yoluyla Londra'ya geldi.

- Il vint à Londres par la Sibérie.
- Il est venu à Londres par la Sibérie.

Londra'ya kadar arabayla gittim.

Je suis allé jusqu'à Londres en voiture.

Yarın sabah Londra'ya gidiyorum.

Je pars pour Londres demain matin.

Onun Londra'ya gittiğini biliyorum.

Je sais qu'il est allé à Londres.

Londra'ya kadar otobüsle gittim.

Je suis allé en bus jusqu'à Londres.

Dan, Londra'ya doğru yöneldi.

Dan se dirigeait vers Londres.

Sık sık Londra'ya giderim.

Je voyage souvent à Londres.

- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.

Nous atteindrons Londres avant la tombée de la nuit.

O, dün Londra'ya hareket etti.

Il est parti hier pour Londres.

O, Londra'ya hareket etmek üzeredir.

Il est sur le point de partir pour Londres.

Okuldan ayrıldıktan sonra, Londra'ya gitti.

Après avoir quitté l'école, il est allé à Londres.

Önceki gün Londra'ya hareket etti.

Il partit pour Londres avant-hier.

Londra'ya dokuz Şubat sabahında vardım.

Je suis arrivé à Londres le matin du 9 février.

Londra'ya İngilizce öğrenmek için gitti.

Il est allé à Londres pour apprendre l'anglais.

Londra'ya ne zaman hareket edeceksiniz?

Quand partez-vous pour Londres ?

O, 1970'te Londra'ya gitti.

- Il alla à Londres en 1970.
- Il est allé à Londres en 1970.

O, Paris üzerinden Londra'ya gitti.

Il est allé à Londres via Paris.

New York Londra'ya ne kadar uzaklıktadır?

Quelle distance y a-t-il entre New York et Londres ?

O, iki yıl önce Londra'ya gitti.

Il est allé à Londres il y a deux ans.

Gerçekten okumak için Londra'ya gidecek misin?

Est-ce vrai que tu vas aller étudier à Londres ?

O, ayda bir kez Londra'ya gider.

Il va à Londres une fois par mois.

Nancy Paris'in yanı sıra Londra'ya da gitti

Nancy est allée à Londres de même qu'à Paris.

O, Londra'ya gitti, orada bir hafta kaldı.

Il est allé à Londres, où il est resté pendant une semaine.

Uçak dün gece Londra'ya gitmek için havalandı.

L'avion a décollé de Londres la nuit dernière.

O, gelecek hafta Londra'ya bir iş gezisi yapacak.

Elle a planifié un voyage d'affaire à Londres, la semaine prochaine.

Kız kardeşin Tokyo'dan Londra'ya ne zaman hareket etti?

Quand ta sœur a-t-elle quitté Tokyo pour Londres ?

Ben Londra'ya varır varmaz sana birkaç satır yazacağım.

Aussitôt que j'arrive à Londres, je te laisserai un mot.

Londra'ya varır varmaz bize iki satır yazmayı unutma.

Pense à nous laisser un mot dès que tu arrives à Londres.

Londra'ya geldiğinde lütfen beni mümkün olduğunca çabuk ara.

S'il te plaît, appelle-moi le plus tôt possible quand tu arrives à Londres.

O gelecek hafta Londra'ya bir iş gezisi yapacak.

Il ira en voyage d'affaire à Londres la semaine prochaine.

Dan Linda'yı onunla birlikte Londra'ya dönmesi için ikna etti.

Dan a persuadé Linda de revenir avec lui vers Londres.

İbn Esad'ın oftalmoloji alanındaki çalışmalarını tamamlamak üzere Londra'ya gitmesiyle devam etti

Et il y a sur le père d'Asmaa, l'autre médecin, ce qui a renforcé encore plus sa relation avec sa famille