Translation of "Yakalamak" in French

0.008 sec.

Examples of using "Yakalamak" in a sentence and their french translations:

Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Lui immobiliser la tête avec le bâton, c'était astucieux.

Tom treni yakalamak için koştu.

- Tom courut pour rattraper le train.
- Tom a couru pour prendre son train.

Ben o treni yakalamak zorundayım.

Je dois attraper ce train.

Trenimizi yakalamak için bol zamanımız var.

Nous avons amplement le temps de prendre notre train.

Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.

Elle doit travailler fort pour rattraper les autres dans sa classe.

O, treni yakalamak için acele etti.

Il se dépêcha d'attraper le train.

İlk treni yakalamak için acele ettim.

- Je me dépêchai pour avoir le premier train.
- Je me suis dépêché pour prendre le premier train.

Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.

Il a installé un piège pour attraper l'animal.

Treni yakalamak için yeterli zamanın var.

- Tu as assez de temps pour attraper le train.
- Vous avez assez de temps pour avoir le train.

Otobüsü yakalamak için koşmak zorunda kaldım.

- J'ai dû courir pour attraper le bus.
- Il m'a fallu courir pour attraper le bus.

Polislerin önemli bir işlevi hırsızları yakalamak.

Une des fonctions importantes d'un policier est d'attraper les voleurs.

Treni yakalamak için koşmak zorunda kalacağız.

Il faudra courir pour attraper le train.

Treni yakalamak için erkenden ayrılmak zorundayım.

Je dois partir tôt pour attraper le train.

Yiyecek yakalamak için en iyi ihtimalimiz ne?

Quelle est notre meilleure chance d'attraper à manger ?

Peki onu yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız?

Quelle approche tente-t-on pour la capturer ?

Şansı yakalamak için bir yelken yaparak başlayın.

Vous construisez une voile pour saisir la chance.

O, otobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

Elle n'a pas couru assez vite pour attraper le bus.

Bir kuşu yakalamak için uçabilmeye gerek yok.

Point n'est besoin de savoir voler pour capturer un oiseau.

İlk treni yakalamak için yeterince erken kalktım.

Je me suis levé de bonne heure pour prendre le premier train.

Kabuslarınızı yakalamak için bir düş kapanı kullanabilirsiniz.

On peut employer un capteur de rêves pour capturer ses cauchemars.

Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.

Bill se leva tôt pour pouvoir prendre le premier train.

Treni yakalamak için çok koşmak zorunda kaldım.

J'ai dû beaucoup courir pour attraper le train.

Onu yakalamak için elimden geldiğince hızlı koşuyorum.

Je cours le plus vite possible pour le rattraper.

Kanseri erken yakalamak hayatta kalma oranını arttırır.

Contracter un cancer tôt accroît les chances de survie.

Treni yakalamak için koşabildiğim kadar hızlı koştum.

Je courus aussi vite que je pus pour attraper le train.

Tom tavşan yakalamak için bir tuzak hazırladı.

Tom a construit un piège pour attraper des lapins.

Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.

Nous voulons saisir le caractère unique de chaque langue. Et nous voulons aussi saisir leur évolution à travers le temps.

Tamam, iyi işti. Aferin. Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Bien joué ! Bravo. Lui immobiliser la tête avec le bâton, c'était astucieux.

Bu börtü böceği yakalamak için yardımınıza ihtiyacım var.

J'ai besoin de vous pour attraper ces bestioles.

Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.

J'ai dû beaucoup courir pour attraper le train.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

Nous avons posé un piège pour capturer un renard.

Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.

J'ai couru aussi vite que j'ai pu pour la rattraper.

Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.

- Pour être honnête, nous sommes venus pour te capturer.
- Pour être honnête, nous sommes venus pour vous capturer.

İlk treni yakalamak için ertesi sabah erken kalktım.

- Je me levai tôt, le matin suivant, afin d'attraper le premier train.
- Je me suis levé tôt, le matin suivant, afin d'attraper le premier train.

Pekâlâ, bu küçük hayvanları yakalamak için tasarlanmış bir tuzak.

Le piège que je fabrique est fait pour attraper les petits animaux.

Bu zehirli sürüngeni yakalamak için en iyi seçeneğimiz nedir?

Quel est le meilleur moyen d'attraper ce reptile venimeux ?

Ben ilk treni yakalamak için normalden daha erken kalktım.

- Je me suis levé plus tôt que d'habitude afin d'attraper le premier train.
- Je me suis levée plus tôt que d'habitude afin d'attraper le premier train.

- O pazarı yakalamak istiyoruz.
- O pazarı ele geçirmek istiyoruz.

Nous voulons capter ce marché.

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

Le piège que je fabrique est fait pour attraper les petits animaux.

Çita, avını yakalamak için gizlilik ve patlayıcı hızlandırma kombinasyonunu kullanır.

Le guépard utilise une combinaison de furtivité et d'accélération explosive pour attraper sa proie.

- Treni yakalayacak kadar hızlı koşmadı.
- Treni yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

Il n'a pas couru assez vite pour attraper le train.

Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.

Il est plus facile d'attraper un cheval fugitif que de rattraper un mot échappé.

Bu sefer sana izin vereceğim, ama yine senin çalmanı yakalamak istemiyorum.

Je te laisse filer pour cette fois, mais je ne veux plus jamais t'attraper en train de voler.

Yerel polis ve FBI kaçakları yakalamak için bir araştırma planı hazırladı.

La police locale et le FBI ont formulé un plan de recherche pour capturer les fugitifs.

Örümcekler böcekleri yakalamak için ağda beklerler. Bu onların yiyeceklerini nasıl aldıklarıdır.

Les araignées attendent que les insectes se prennent dans leurs toiles. C'est leur façon d'obtenir leur nourriture.

Tatlı su balıkları arasındakilerden bazıları korunmaktadır. Onları yakalamak veya satın almak yasadışıdır.

Les poissons d'eau vive incluent certaines espèces identifiées comme étant protégées. On n'a pas le droit de les attraper ou de les acheter.

Onun yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız? Yapılacak en iyi şeyin, ışıkla birlikte bunu bırakıp

Quelle approche tente-t-on pour la capturer ? Vous pensez que la meilleure chose à faire, c'est de laisser la lumière