Translation of "Havası" in French

0.003 sec.

Examples of using "Havası" in a sentence and their french translations:

Bu odanın havası kirli.

L'air de cette pièce est pollué.

- Madrid'in havası benim için kötüdür.
- Madrid'in havası beni hasta ediyor.

L'air de Madrid est mauvais pour moi.

Otelin ev gibi havası var.

L'hôtel a une atmosphère accueillante.

Onun herkesi rahatlatan alçakgönüllü bir havası vardı.

Elle avait un air sans prétention qui mettait chacun à son aise.

Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.

L'air calme du matin porte leurs chants loin dans la canopée.

New York havası yaz mevsiminde sıcak ve nemlidir.

Le temps de New-York est chaud et humide en été.

- Güz kendini hissettiriyor.
- Havada sonbahar kokusu var.
- Sonbahar havası var.

On se croirait en automne.

- Bu lastik biraz az şişirilmiş.
- Bu lastiğin biraz havası inmiş.

Le pneu est un peu dégonflé.

Duyarken, birkaç Mareşal onun üstünlük havası ve keskin tavırlarından rahatsız oldu.

tandis que plusieurs maréchaux étaient irrités par son air de supériorité et ses manières brusques.

- Sıkı giyin, gece havası çok soğuk olur.
- Sağlam giyin, gece ayazı çok soğuk olur.

Mets des vêtements chauds, l'air du soir est très froid.