Translation of "Taşır" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Taşır" in a sentence and their spanish translations:

Teller elektrik taşır.

Los cables transmiten electricidad.

Bu virüsü taşır aslında

en realidad lleva este virus

Bagajımı yukarı taşır mısın?

¿Podría usted llevar mi equipaje arriba?

Benim için çantalarımı taşır mısın?

¿Podría llevar mi equipaje por mí?

O, sırtında bir çanta taşır.

Él lleva una bolsa a la espalda.

Kötü arkadaşlar kötü meyve taşır.

Los malos amigos producen mal fruto.

Nehir çok büyük miktarda su taşır.

El río lleva un gran caudal.

Virüsü ise çok kolay taşır bu yarasalar

estos murciélagos llevan el virus muy fácilmente

Neredeyse her turist yanında bir kamera taşır.

Casi todo turista lleva una cámara consigo.

Tom her zaman bir silah taşır mı?

¿Tom siempre lleva pistola?

"Tomorrow" kelimesi ikinci hecesinde bir aksan taşır.

La palabra "tomorrow" lleva el acento en la segunda sílaba.

Bu kamyon Aomori'den Tokyo'ya taze meyve taşır.

Este camión transporta alimentos frescos de Aomori a Tokio.

Yanak keseleri, vücut ağırlığının yüzde onuna kadar taşır.

Se rellena las mejillas con el diez por ciento de su peso corporal.

Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.

El aire quieto de la mañana lleva sus canciones lejos del dosel arbóreo.

Bay Brown her zaman yanında bir kitap taşır.

El señor Brown siempre lleva un libro consigo.

Tom her zaman çantasında bir harita ve pusula taşır.

Tom siempre lleva un mapa y un compás en su mochila.

Tom nereye giderse gitsin her zaman yanında bir kamera taşır.

Tom siempre lleva una cámara con él donde quiera que vaya.

Sadece bir pusula ile gezinmeye çalışıyorsanız yönü koruduğu için bu projeksiyon büyük önem taşır.

lo cual es muy importante si estás tratando de navegar por el océano con sólo una brújula.