Translation of "ölümle" in French

Kaymak, ölümle sonuçlanabilir.

Une glissade peut être fatale.

Cinayet ölümle cezalandırılır.

Le meurtre est passible de la peine capitale.

...mezarlıklarda sadece ölümle karşılaşılmaz.

les cimetières ne sont pas que des lieux de mort.

Bütün trajediler ölümle biter.

Toutes les tragédies finissent par une mort.

Ölümle burun buruna olanlar onlar

Ce sont eux qui sont nez à mort

O, hüzünlü bir ölümle öldü.

Il a eu une triste fin.

Ragnar ölümle yüz yüze gelince krala

Alors qu'il affrontait la mort, Ragnar a appelé le roi…

O doğal olmayan bir ölümle öldü.

Il est décédé d'une mort non naturelle.

"Ölümle Randevu", Agatha Christie'nin bir polisiye romanıdır.

"Rendez-vous avec la mort" est un roman policier d'Agatha Christie.

Ölümle burun buruna gelmek eğitici bir deneyim olabilir.

Passer proche de la mort peut être une expérience éducationnelle.

- Genelde ölümü siyahla bağdaştırırız.
- Sık sık siyahı ölümle ilişkilendiririz.

Nous associons souvent le noir à la mort.

Peki ya Avrupa? Avrupa ölümle boğuşuyor. Çünkü bizler bu virüsü yeterince ciddiye almadık.

Et l'Europe? L'Europe est aux prises avec la mort. Parce que nous n'avons pas pris ce virus assez au sérieux.

Thormod'un kesin ölümle yüzleşmek için yükselen cesur adamlardan oluşan şarkısı ... bir önsezi kanıtladı.

La chanson de Thormod, d'hommes courageux se levant pour affronter une mort certaine… prouva une prémonition.