Translation of "Verdiğine" in English

0.008 sec.

Examples of using "Verdiğine" in a sentence and their english translations:

Acı verdiğine eminim.

I'll bet it hurts.

Cevap verdiğine memnun oldum.

I'm glad you replied.

"Doğru kararı verdiğine emin misin?

"Are you sure you made the right decision?

Bunun olmasına izin verdiğine inanamıyorum.

I can't believe you let this happen.

Tom'un kazanmasına izin verdiğine inanamıyorum.

I can't believe you let Tom win.

Gelmek için karar verdiğine sevindim.

I'm glad you decided to come.

Tom'un çoktan kararını verdiğine oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom has already made up his mind.

Sadece Tom'un gitmesine izin verdiğine inanamıyorum.

I can't believe you just let Tom go.

Önerimi yeniden düşünmeye karar verdiğine sevindim.

I'm glad you decided to reconsider my offer.

Sen doğru kararı verdiğine emin misin?

Are you certain you've made the right decision?

Bunu yapmama izin verdiğine memnun oldum.

I'm glad you're letting me do this.

Tom Mary'nin doğru karar verdiğine inanıyor.

Tom believes Mary made the right decision.

Tom Mary'nin kendini yakalatmasına izin verdiğine inanamıyor.

Tom can't believe Mary let herself get caught.

Tom'a o kadar çok para verdiğine inanamıyorum.

I can't believe you gave Tom that much money.

Bize yardım etmeye karar verdiğine gerçekten çok sevindik.

We're really glad you decided to help us.

Tom'un geçen yıl aldığı arabayı Mary'ye verdiğine inanamıyorum.

- I can't believe Tom is giving Mary the car he bought last year.
- I can't believe that Tom is giving Mary the car he bought last year.
- I can't believe Tom is giving Mary the car that he bought last year.
- I can't believe that Tom is giving Mary the car that he bought last year.

Tom'un bana eski arabam için ne kadar para verdiğine inanmayacaksın.

You won't believe how much money Tom gave me for my old car.

Tom'un evini kimin ateşe verdiğine dair oldukça iyi bir fikri var.

Tom has a pretty good idea who burned his house down.

Tom'un yiyecek bir şey almak için bize yeterli para verdiğine memnun değil misin?

- Aren't you glad Tom gave us enough money to buy something to eat?
- Aren't you glad that Tom gave us enough money to buy something to eat?

Doktor Tom'a beynindeki tümörün kemoterapiye nasıl yanıt verdiğine dair bir durum güncellemesi verdi.

The doctor gave Tom a status update on how the tumor in his brain had been responding to the chemotherapy.

Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.

Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly.