Translation of "çoktan" in English

0.013 sec.

Examples of using "çoktan" in a sentence and their english translations:

Çoktan affedildin.

You're already forgiven.

Çoktan ayrılmıştı.

He was jealous.

- Çoktan unutmuşsun.
- Çoktan unutmuşsundur.
- Zaten unutmuşsun.

You've already forgotten.

- Çoktan icabına bakıldı.
- O iş çoktan halledildi.

It's already taken care of.

- Tom çoktan ödendi.
- Tom'a çoktan ödeme yapıldı.

Tom has already been paid.

Evren çoktan yazdı.

that you were planning on writing.

Söylemişti bile çoktan

had already said

...erzaklarımız çoktan azalmıştı.

we were already short on supplies.

Otobüs çoktan gitti.

The bus has already gone.

Söylenti çoktan yayıldı.

The rumour has already spread.

İşini çoktan bitirdi.

He has already finished his work.

Tom çoktan başladı.

Tom has already begun.

İş çoktan başladı.

The work has already begun.

O çoktan hazırdı.

She has already done.

Tren çoktan geldi.

The train has already arrived.

Tom çoktan döndü.

Tom is already back.

Onu çoktan okudum.

I've already read it.

Mirasımı çoktan harcadım.

I've already spent my inheritance.

Uçağım çoktan kalkmıştı.

My plane had already taken off.

Çoktan odamı temizledim.

- I've already cleaned my room.
- I have already cleaned my room.

Kahvaltıyı çoktan yaptım.

- I've already eaten breakfast.
- I have already had my breakfast.

O çoktan uyuyor.

- He is already sleeping.
- He's already sleeping.

Toplantı çoktan başladı.

The meeting has already begun.

Konser çoktan başladı.

The concert has already started.

Para çoktan harcandı.

The money has already been spent.

Film çoktan başladı.

The movie has already started.

Tom çoktan razı.

I do agree with Tom.

Çoktan evet dedim.

- I already said yes.
- I've already said yes.

Çoktan hayır dedim.

- I've already said no.
- I already said no.

Süreç çoktan başladı.

The process has already begun.

Çoktan kontrolden çıktı.

It's already out of control.

O çoktan gelmeliydi.

He must have already come.

Test çoktan seçmeliydi.

The test was multiple choice.

Karar çoktan verildi.

The decision has already been made.

Bunu çoktan yapmalıydım.

- I should've done it already.
- I should have done it already.

Bu çoktan bitti.

It's already done.

Zaten çoktan öldük.

We're almost dead already.

Çoktan Boston'dan ayrıldım.

I've left Boston already.

Arabamı çoktan sattım.

I've already sold my car.

Kahvaltıyı çoktan bitirdim.

I've already finished breakfast.

Tom çoktan kovuldu.

Tom has already been fired.

Tom çoktan yakalandı.

Tom has already been caught.

Tom çoktan uyarıldı.

Tom has already been warned.

Tom çoktan yürüyor.

Tom is already walking.

O çoktan geldi mi?

- Has he come yet?
- Has he already come?

Geçen yıl çoktan bitti.

Last year is gone already.

Ne olduğunu çoktan unuttum.

I already forgot what happened.

Çocuk çoktan yatağa gitti.

The child has already gone to bed.

Oğlan çoktan yatmaya gitti.

The boy has already gone to bed.

Çocuklar çoktan okula gittiler.

The children have already gone to school.

Beni çoktan unuttun mu?

Have you already forgotten me?

Onu çoktan yaptığımızı düşünüyordum.

- I thought we already did that.
- I thought that we already did that.

Çoktan yatma vaktini geçti.

It's already past your bedtime.

Tom çoktan ölmüş olabilir.

Tom may already be dead.

Kendini çoktan ele verdin.

You've already given yourself away.

Son tren çoktan gitti.

The last train has already gone.

O çoktan varmış olmalıydı.

He should have arrived already.

Tom'un sorularını çoktan cevapladım.

I've already answered Tom's questions.

O hikayeyi çoktan duydum.

I've heard that story already.

Çoktan beri Tom'la konuşmadım.

I haven't spoken to Tom since.

O çoktan yemeği yaptı.

She has already cooked the meal.

Bir ay çoktan geçti.

A month has already passed.

Tom çoktan gitti mi?

Has Tom already left?

Çoktan benim ödevimi bitirdi.

He has already done my homework.

Tom çoktan terk etti.

- Tom has already left.
- Tom has left already.

Trenimiz çoktan yola çıkmış.

Our train already left.

Uyandığımda, güneş çoktan doğmuştu.

The sun had already risen when I woke up.

Kar çoktan eridi mi?

Is the snow melted already?

- Zaten sıkıldım.
- Çoktan sıkıldım.

I'm already bored.

- Zaten başladı.
- Çoktan başladı.

- It's already started.
- It's started already.

Senin çoktan gittiğini düşündüm.

- I thought you'd already left.
- I thought that you'd already left.

Tren çoktan istasyondan ayrıldı.

- The train already left the station.
- The train has already left the station.

Onu yapmayı çoktan bitirdik.

We've already finished doing that.

Ben işimi çoktan bitirdim.

I've already finished my work.

Bu öğrenciyle çoktan konuştum.

I have already talked with this student.

Mary çoktan yola çıktı.

Mary has already set off.

Tom çoktan dışarı çıktı.

Tom has already gone out.

Tom çoktan gitmiş olabilir.

Tom may have gone already.

Bence Tom çoktan ölmüştür.

- I think Tom is already dead.
- I think that Tom is already dead.

Zamanı çoktan gelmiş geçmişti.

It was long overdue.

Güneş çoktan battı mı?

Has the sun already set?

Tom çoktan ilerleme kaydediyor.

Tom is already making progress.

Tom'un soyadını çoktan unuttum.

I've already forgotten Tom's last name.

Çoktan yatakta olman gerekir.

You should already be in bed.

Çoktan seçmeli sınavları sevmiyorum.

I don't like multiple choice quizzes.

Sami kendini çoktan öldürdü.

Sami has already killed himself.

Bunu yapmayı çoktan bitirdim.

- I've already finished doing that.
- I've finished doing that already.

Ev işlerimi çoktan bitirdim.

I've already finished my chores.

Raporumu çoktan teslim ettim.

I've already turned in my report.

Bunu yapmayı çoktan durdurdum.

I've already stopped doing that.

Yapmak istediklerimi çoktan yaptım.

I've already accomplished what I wanted to accomplish.

Tom çoktan döndü mü?

Is Tom already back?

Biletleri çoktan aldığını sanıyordum.

- I thought you'd already bought the tickets.
- I thought that you'd already bought the tickets.

Zor kısmı çoktan yaptın.

You've already done the hard part.

Tom muhtemelen çoktan yattı.

Tom has probably already gone to bed.

Tom çoktan özür diledi.

Tom has already apologized.

Tom odasını çoktan temizledi.

Tom has already cleaned his room.