Translation of "Tutarsız" in English

Hareketleri ile sözleri tutarsız.

Her actions are inconsistent with her words.

Sami oldukça tutarsız görünüyordu.

Sami appeared to be pretty incoherent.

Hikayesi pek çok yerde tutarsız.

His story is inconsistent in many places.

O haber raporu gerçeklerle tutarsız.

That news report is inconsistent with the facts.

O kişinin aksanı benim için tutarsız

That person's accent is incoherent to me.

Yarışmalardaki tutarsız performansı takımla ilişiğinin kesilmesinin nedeniydi.

His inconsistent performance at competitions is why he was cut from the team.

Onun dün söylediği geçen hafta söylediği ile tutarsız.

What he said yesterday is inconsistent with what he said last week.

Panzehirlerin dağıtımının kötü olması ve panzehir etkisinin tutarsız olmasının

how poorly distributed the antivenoms are, and how patchy the antivenom efficacy is.