Translation of "Tepeler" in English

Tepeler karla kaplıydı.

The hills were covered with snow.

Tepeler güzel çiçeklerle doluydu.

The hills were full of pretty flowers.

Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.

The surrounding hills protected the town.

Küçük tepeler uçaktan düz görünüyorlar.

Small hills look flat from an airplane.

Kendimi tepeler kadar yaşlı hissediyorum.

I feel as old as the hills.

Ancak tepeler, yollar ve burnuma gelen kokular tanıdıktı.

But the hills and the roads and the smells are all familiar.

Tepeler, küçük bir müze, bir park ve büyük bir kilise vardır.

There are hills, a little museum, a public garden and a big church.