Translation of "Tasarrufu" in English

0.004 sec.

Examples of using "Tasarrufu" in a sentence and their english translations:

Zaman tasarrufu yapalım.

Let's economize on time.

Tom'un hiç tasarrufu yok.

Tom has no savings.

Bunun zaman tasarrufu yapacağını düşündüm.

I just thought it would save time.

Bunun zaman tasarrufu yapabileceğini düşündüm.

- I thought it might save time.
- I thought that it might save time.

Bu bir büyük maliyet tasarrufu.

That's a huge cost savings.

O, yaşlılığı için para tasarrufu yaptı.

He saved money for his old age.

Bira zaman tasarrufu yapmana yardım edeceğim.

I'm going to help you save some time.

Bu, enerji tasarrufu yapmana yardım edecek.

It'll help you save energy.

Toptan alışveriş yaparak para tasarrufu yapabilirsin.

You could save money by buying in bulk.

Sahip olduğum bütün tasarrufu buna harcadım.

I spent all the savings I had on this.

Tom üniversite için para tasarrufu yapıyor.

Tom is saving money for college.

Zaman tasarrufu yapmak için ne yapmalıyım?

What should I do to spare time?

Başkan enerji tasarrufu yapmak için herkesi aradı.

The President called on everyone to save energy.

Tom'un önerdiğini yaparsak biraz zaman tasarrufu yapabiliriz.

We can save a little time if we do what Tom suggests.

Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır.

Fuel economy is a big advantage of this car.

Enerji tasarrufu için ulusal bir kampanya sürüyor.

A national campaign for energy saving is underway.

Enerji tasarrufu yapmak için ışıklardan bazılarını kapattım.

I've turned off most of the lights to save power.

Onun mutfağı emek tasarrufu yapan cihazlarla donatıldı.

Her kitchen is equipped with labor-saving devices.

Tom yurt dışına gidebilmek için para tasarrufu yapıyor.

Tom is saving money so he can go abroad.

Yeni bir saksafon almak için para tasarrufu yapıyorum.

I've been saving up to buy a new saxophone.

Tom bir ev almak için para tasarrufu yapıyor.

Tom is saving up to buy a house.

Yaşlı Bay Smith yapabildiği kadar çok para tasarrufu yapıyor.

Old Mr Smith is saving as much money as he can.

Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.

Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.

- Zaman kazanmak için ne yapmalıyım?
- Zaman tasarrufu yapmak için ne yapmalıyım?

- What should I do to spare time?
- What should I do in order to save time?
- What should I do to save time?

Tom şehirde otopark ücreti tasarrufu yapmak için arkadaşlarıyla birlikte yolculuk yapar.

Tom car-pools with friends to save on parking fees in the city.

Tom yakıt tasarrufu yapmak için otoyolda saatte 60 mil hızla sürer.

Tom drives at 60 mph on the highway in order to save fuel.