Translation of "Yardım" in English

0.073 sec.

Examples of using "Yardım" in a sentence and their english translations:

- Yardım et!
- Yardım edin!

- Help me.
- Help!

- Yardım edebildim.
- Yardım edebilmiştim.

I was able to help.

- Yardım edeceksin.
- Yardım edeceksiniz.

You will help.

- Yardım et!
- Yardım edin!
- İmdat!

Help!

- Neden yardım etmiyorsun?
- Yardım etsene.

Why don't you help?

Yardım et! Polis! Yardım et!

Help! Police! Help!

Size yardım etmeme yardım edin.

Help me help you.

- Yardım etmemi istersen edebilirim.
- Yardım etmemi istiyorsan, yardım edebilirim.

I can help if you want me to.

Yardım çağırıyorum.

[Bear] I'm calling for help.

Yardım edebilirim.

I might be able to help.

Yardım edin!

Help me!

Yardım etmiyorsun.

- You're not helping.
- You do not help.
- You aren't helping.

Yardım edemem.

I can't help.

Yardım edeyim.

Let me help.

Yardım isteyelim.

Let's call for help.

Yardım edeceğiz.

We'll help.

Yardım getir.

Bring help.

Yardım değildi.

It wasn't helping.

Yardım edemeyebiliriz.

We may not be able to help.

Yardım edebiliriz.

We may be able to help.

Yardım edeceğim.

I'm going to help.

Yardım etmeliyim.

I have to help.

Yardım alacağım.

I'm going to get help.

Yardım ediyordum.

I was helping out.

Yardım mı?

Is it helping?

Yardım edemeyebilirim.

I may not be able to help.

Yardım beklemeliyiz.

We should wait for help.

Yardım almalısın.

You need to get help.

Yardım almalıyız.

- We need to get help.
- We must get help.

Yardım geliyor.

Help is coming.

Yardım et!

Help!

Yardım etmeliyiz.

We must help.

Yardım alacağız.

We'll get help.

Yardım aldım.

I had help.

Yardım ettim.

- I helped out.
- I helped.

Yardım ediyorum.

I'm helping out.

Yardım edebilirsin.

You can help.

Yardım beklemiyorum.

I don't expect help.

Yardım edebilirdim.

- I could have helped.
- I could've helped.

Yardım yolda.

- Help is on the way.
- Help is on its way.
- Help is coming.

Yardım edebilmeliydim.

- I should've been able to help.
- I should have been able to help.

Yardım beklemiyordum.

I didn't expect help.

Yardım istiyoruz.

We're asking for help.

Yardım istedim.

I requested help.

Yardım istemeyeceğim.

I won't ask for help.

Yardım istemeliydim.

- I should've asked for help.
- I should have asked for help.

Yardım sağlamıyorsun.

You aren't helping.

Yardım istiyorum.

- I would like help.
- I'd like help.

Yardım gerek!

Help!

Yardım ediniz!

Help!

Başkalarına yardım etmek, kendine yardım etmektir.

To help others is to help yourself.

Sam yardım isteyen herkese yardım eder.

Sam helps whoever asks him to.

Bizden yardım isterse, ona yardım ederiz.

If he asks us for help, we'll help him.

- Sana yardım edeceğim.
- Size yardım edeceğim.

I'll give you a hand.

- Yardım etmeni istiyorum.
- Yardım etmenizi istiyorum.

I want you to help.

Yardım etmemi istemiyorsanız size yardım etmeyeceğim.

I'm not going to help you if you don't want me to.

- Sana yardım edebilirim.
- Size yardım edebilirim.

I can help you out.

Bana yardım edersen sana yardım ederim.

I'll help you if you help me.

- Bana yardım edebilirdin.
- Bana yardım edebilirsin.

You could help me.

- Yardım ister misin?
- Yardım istiyor musun?

Do you want help?

- Yardım etmeye çalışıyorum.
- Yardım etmeyi deniyorum.

I'm trying to help.

- Bize yardım ettin.
- Bize yardım ettiniz.

You helped us.

- Boşuna yardım isteme.
- Boşuna yardım istemeyin.

Don't bother calling for help.

- Sana yardım edebildim.
- Sana yardım edebilirdim.

- I could've helped you.
- I could have helped you.

- Neden yardım etmiyorsun?
- Neden yardım etmiyorsunuz?

Why aren't you helping?

Tanrılar kendilerine yardım edenlere yardım ederler.

The gods help them that help themselves.

- Leyla yardım çağırdı.
- Leyla yardım istedi.

Layla called for help.

- Bize yardım et!
- Bize yardım edin!

Help us!

Tom, Mary'ye yardım etmemde yardım etti.

Tom insisted on my helping Mary.

- Katlamama yardım et.
- Katlamama yardım edin.

Help me fold.

Cennet, kendilerine yardım edenlere, yardım eder.

Heaven helps those who help themselves.

- Yardım başvurusunda bulundu.
- Yardım ricasında bulundu.

He appealed for help.

Sana yardım etmezsem kim yardım edecek?

If I don't help you, who will?

- Her diğerine yardım etmeliyiz.
- Biz birbirimize yardım etmeliyiz.
- Birbirimize yardım etmeliyiz.

- We need to help each other.
- We must help each other.
- We have to help each other.

- Bana yardım etmelisin.
- Bana yardım etmen lazım.
- Bana yardım etmen gerek.

You need to help me.

- Sana yardım edebilir miyim?
- Yardım edebilir miyim?
- Size yardım edebilir miyim?

Can I give you a hand?